Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ M ] / Most probably

Most probably перевод на турецкий

1,009 параллельный перевод
Most probably.
Büyük ihtimalle.
Most probably the food rotting in the kitchen.
Büyük olasılıkla mutfakta çürüyen yemekten dolayı.
- Most probably not.
- Büyük olasılıkla hayır.
The poor man most probably died of fear.
- Zavallı korkudan ölmüş olmalı.
Most probably he's a crazy collectior.
Büyük ihtimal koleksiyon manyağı.
Most probably he's in the phone directory.
Rehberde olmalı.
I think my friends most probably left the area long before you put questions to me.
Bence arkadaşlarım sen bana sorular sormadan çok önce bölgeyi ter etmişler.
Most probably
- Evet, öyle!
Most probably they'll go through here.
Büyük ihtimal bu aradan geçecekler.
But in a lifetime of interrogatin'and investigating'... you are probably the biggest and most willing liar I ever met.
Fakat siz, sorgu ve soruşturma hayatım boyunca karşılaştığım... en büyük ve en istekli yalancısınız galiba.
The last time I saw you was probably the most unselfish moment in my life.
Seni son gördüğümde, sanırım hayatımın en cömert anıydı.
So few strangers come through here that most of them look better than they probably are.
Buraya bir çok yabancı gelir ve bir çoğu olduğundan daha iyi görünür.
You're probably the most innocent and most beautiful sinner in the whole wide war.
Bu koca savaşın içindeki en masum ve en güzel günahkar sensindir.
And we'll probably be working on that most of tomorrow.
Ve muhtemelen yarın uzun bir süre onun üzerinde çalışacağız.
It would probably be most uncomfortable.
Muhtemelen rahatsız edici bir durum olacaktır.
Now, this phase in your training is probably the most important one.
Eğitiminizin bu aşaması belki de en önemli olanı.
Ladi es and gentlem en, If you wi ll Feast your eyes On probably the most Exciting invention
Atom enerjisinden sonraki en heyecan verici şu buluşa dikkatle bakarsanız...
Probably not In most places,
Ama oldu.
It's probably the most beautiful spot on earth.
Herhâlde yeryüzündeki en güzel yer.
Matricide is probably the most unbearable crime of all, most unbearable to the son who commits it.
Anne katili olman herhalde en dayanılmaz suçtur, özellikle bu suçu işleyen oğul için.
In fact, he's probably one of the most repulsive human beings
Aslında kendisi muhtemelen hayatım boyunca gördüğüm en itici insandır.
In that case, he was probably more prepared to die than most of us.
O halde, ölüme, çoğumuzdan daha hazırlıklıydı.
It is probably one of the most crowded areas in Paris.
Bu civarda binlerce kişi yaşıyordu, belki de Paris'in en kalabalık mahallesiydi.
The worst convicts, those deep down in solitary confinement... and the most ordinary file clerks... probably for large insurance companies... because they would be in fireproofed rooms... protected by tons of the best insulator in the world : paper.
Yeraltında tutulan azılı suçlular... ve vasat sicil kâtipleri... kanımca en güvenli konumdalar... çünkü ateş geçirmez odalardalar... ve etrafları bilinen en iyi yalıtkanla dolu : Kağıt.
Probably one of the most important of all time.
Tüm zamanların en önemlilerinden biri.
Probably one of the most popular on board.
Gemide en çok sevilen insandı.
Most of them are probably down at that necktie party for awhile.
Çoğu uzun bir süre daha aşağıdakiler ile ilgilenecektir.
Yeah, it's probably the most secret room in the whole country, but, you see, no guards.
Belki de bu ülkedeki en gizli oda. Ama gördüğünüz gibi koruma yok.
Probably the most important human experiment we've ever conducted... and it's treated like a military exercise!
Bu muhtemelen insanoğlu üzerinde yürüttüğümüz en önemli deney... ve buna askeri bir uygulamaymış gibi bakılıyor!
We know we'll be into it most of the night, probably into the early morning.
Sabahın ilk ışıklarına kadar çalışmaya devam edeceğiz.
It means Spock has control of the ship and is probably making the most difficult decisions of his career.
Bunun anlamı, Spock'ın gemi kontrolünde olup, kariyerinin en zor kararlarını veriyor olması.
Because it's probably the most humiliating thing in the world.
Çünkü bu muhtemelen dünyanın en utanç verici şeyi.
Instead it was part of her diary... probably the most intimate confession that he would ever read.
Aslında, bu günlüğünün bir parçasıydı ve muhtemelen Claude'un okuyabileceği en gizli itiraftı.
Féretro of Lenin was evacuated, with other treasures of the Kremlin. It was a great shock, when in those two or three days, probably some most advanced ones, some motorized troops had arrived, about 40 or 50 km of Moscow.
İlk 2-3 gün, az sayıda motorlu birlik şehre 40 ila 50 km. kadar yaklaşınca küçük bir şok yaşanmıştı.
He wasn't a bad fella... no worse than most and probably better than some... and not a bad ballplayer neither when they give him the chance... when they laid off him long enough.
O kötü bir arkadaş değildi pek çoğundan daha kötü değildi hatta çoğundan daha da iyiydi. Ve ayrıca kötü bir oyuncu da değildi. Tabii, ona şans verdiklerinde...
Now he's probably more honest than most honest men.
Bence artık namuslu insanlardan daha namuslu.
You probably know as much about possession as most priests.
Büyük ihtimalle bu konuda birçok rahip kadar bilginiz var.
Probably Smith's the name that most of Dr V's clients use.
Belki de Smith adı Doktor V'nin birçok müşterisinin kullandığı addır.
But wild Oms probably exist... in much larger numbers than most of us realize.
Fakat yabani Om nüfusu büyük ihtimalle çoğumuzun sandığından çok çok daha fazla.
Probably, in many ways, probably the weirdest and strangest and most sort of dreamlike thing I can remember out of the whole war, this little episode which lasted about five minutes.
Muhtemelen birçok bakımdan muhtelemen bu olay, savaştan bana hatıra kalan en saçma, en ilginç ve en çok hayali kurulan hepi topu beş dakika süren bir bölümdü.
Most of the police were killed in that station house, and the guys on patrol when the quake hit probably got more to do than they can handle.
Bölgedeki polislerin çoğu bu karakolda öldüler, deprem olduğunda devriyede olanlar ise muhtemelen işleri başlarından aşkındır.
Fascinating anatomical tidbit but probably the most useless piece of information I ever heard.
Anatomik olarak ilginç ama şimdiye kadar duyduğum en işe yaramaz bilgi.
They probably started out with the most modern equipment but no longer have the resources.
Muhtemelen en son teknoloji araçlarla başlamışlar, sonra kaynakları tükenmiş.
- That probably interests you most.
Bence çok ilginizi çekecek.
I think the investigation that has just concluded itself has probably been one of the most intensive that the Department of Justice and the FBI has ever been involved in.
Bence bu soruşturma, Adalet Bakanlığı ve FBI'ın... Bugüne kadar yürüttüğü en kapsamlı soruşturmadır.
You'll probably be doing most of your work in here.
Genellikle bütün çalışmalarınızı burda yapacaksınız.
But now they probably control most of the town, including the church tower.
Ama şimdi, muhtemelen kasabanın büyük kısmını kontrol ediyorlar, kilise kulesi de dahil.
Probably the most important day of my life.
Hayatımın en önemli günüdür muhtemelen.
I mean, there's no question that most of their bitches are... probably legitimate, but you know I think the question we're facing is, how do we take effective action together?
Hiç şüphesiz yasal bir durum değil ama aklı başında insanlar gibi. Ama bence cevaplamamız gereken soru beraber nasıl hareket edebileceğiz.
Six months is the most you could get and they'll probably drop it.
Merak etme, en fazla altı ay yersin muhtemelen onu da iptal ederler.
When my ex-wife was talking about how unhappy she was during our marriage most of what she said was probably true.
Eski karım evliliğimiz sırasında ne kadar mutsuz olduğunu anlatırken söylediklerinin çoğu muhtemelen doğruydu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]