Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ O ] / Of a

Of a перевод на турецкий

906,444 параллельный перевод
[Lust] The typical structure of a pornographic movie is that the man is the main character.
Genelde porno filmlerinin yapısında erkek, ana karakterdir.
- Yeah, there's not a lot of air here.
- Burası biraz havasız.
When you lose money at the end of the day... I can see where you're kind of at a breaking point.
Tüm bunların ardından bir de para kaybedince neden kırılma noktasına geldiğini anlayabiliyorum.
he's kind of a bummer.
Kendisi biraz moral bozucu.
You are gonna lose that fella to a gal who knows how to tush push you right out of a two wall formation change.
İki duvar değişiminde seni dışarı atacak bir kıza, o adamı kaptıracaksın.
It'd be a hell of a lot more practical.
Çok daha pratik olurdu.
My mom did an eight-girl orgy, with Nikki Tyler, Jenna Jameson, Bonita Saint and a bunch of other famous girls.
Annem sekiz kızla grup seks çekmiş. Nikki Tyler, Jenna Jameson, Bonita Saint ve birkaç ünlü kız daha var.
But sometimes they have a harder time, especially when it's the first time for someone in front of the camera.
Ama bazen daha çok zorlanıyorlar, özellikle de kamera önüne ilk kez çıkıyorlarsa.
That's always in there, and he did a few of those things.
O hep var, birkaç kez yaptı.
Like, I can't, physically, like, just let that stuff slide, and so at the end of the day, it's a longer day than I wanted. I ended up paying more than I wanted to, and I end up taking home very little.
Cidden bazı şeyleri görmezden gelemiyorum ve nihayetinde çekim uzuyor, daha çok masraf yapmış ve çok az kazanmış oluyorum.
I've got the stigma of porn attached to me, and as much as I'm not ashamed of what I do for a living, there's a lot of people who view what I do for a living
Üzerimde bir porno yaftası var. Geçim kaynağımdan utanmasam da yaptığım işi benden çok daha farklı gören birçok insan var.
Maybe kind of push your boobs together and lean forward a little bit.
Şimdi göğüslerini birleştirip biraz öne eğilebilirsin.
And we have a lot of new movies coming out. Mm-hmm.
- Birçok yeni filmimiz de çıkacak.
Sir, I mean, if I may, uh, we've put a lot of thought and effort into this current prototype.
Efendim izin verirseniz... Şu anki prototipi geliştirmek için çok kafa yorduk ve emek verdik.
Oh, come on, he's a grown man, he can take care of himself.
Sheldon bu konuda ne düşünür bilmiyorum. Hadi ama. Yetişkin bir erkek.
You know, a loaf of bread's still three bucks.
Bir somun ekmek yine üç dolara satılacak.
I may have lost my guidance system and my girlfriend, but I still have a colon full of yesterday's meals to keep me company.
Ama hâlâ bana dostluk edecek dünkü yemeklerle dolu bir bağırsağım var.
A lot of lectures?
- Bir sürü ders mi dönüyor?
Well, no, it's just, I'm just warning you, you know, if you find yourself 3,000 miles away and craving a-a hit of this, you know I can't Skype it to you.
Yok yani, şey... Buradan 5 bin kilometre ötede kendini bu minnoş vücuttan bir ısırık almak isterken bulursan diye uyarıyorum. Bunu Skype üzerinden iletemem.
Now of course, my 9 : 00 a.m. is your noon, so let's avoid the whole "good morning,"
Tabii burada saat sabah 9 iken orada öğlen. Yani "günaydın, iyi günler" mayın tarlasına hiç girmeyelim.
I mean, not me, I've got a wife and child, but this one posts video of himself flossing on Instagram.
Yani ben değil, benim karım ve bir çocuğum var. Ama bu, diş ipini kullandığı videoyu İnstagrama koyan kişi yardım edebilir.
She's always been a huge fan of my work, and now she's doing research at Caltech.
Her zaman çalışmalarımın büyük bir hayranı olmuştur ve şimdi de Caltech'de araştırmalarına devam ediyor.
Yeah, but one of those scientists is a tall, blonde Olympic swimmer.
Evet ama bu bilim insanlarından birisi uzun, sarışın bir Olimpik yüzücü.
Sounds like a lot of work. Yeah.
- Çok uğraş gerektiriyor gibi.
Whenever I see mine he calls in a bunch of other doctors to have a look.
Ne zaman doktoruma gitsem bakmaları için bir grup başka doktoru daha çağırıyor.
I was proud of him- - a lot of people don't put their face in the water on the first day.
Onunla gurur duydum, çoğu insan ilk gününde yüzlerine suyun altına sokmazlar.
No, my work doesn't leave me a lot of time for relationships.
Hayır, işim bir ilişki için fazla zaman bırakmıyor.
Shake a can of nickels at them?
Ters çevirip paralarını almak için mi?
Okay, I know you don't have a lot of experience with women, but Ramona seems to have a romantic interest in you.
Pekala, kadınlar hakkında fazla deneyimin olmadığını biliyorum ama Ramona, sana karşı romantik bir ilgi duyuyor gibi.
Well, that would raise a number of problems.
- Bu, bir takım problemler doğuracaktır.
The Gamblers Anonymous people will be here any minute, and I owe one of them a couple hundred dollars.
Anonim Kumarbazlar her an burada olabilir ve onlardan birine birkaç yüz dolar borcum var.
Good news... we inherited a closet full of soap operas and a VHS player that was... Get this... built in America.
Mirasımız bir dolap dolusu pembe dizi ve bir VHS oynatıcı ve şuna bak Amerikan malı.
Yeah, probably a six-pack of Ensure and some radishes.
Evet, muhtemelen altılı pakette toz içecek ve biraz turp vardır.
It's a big bag of cash.
Büyük bir poşet para.
No, it really is a big bag of cash!
Hayır, gerçekten de büyük poşette para!
The woman lived her whole life, and all she had to show for it were a few tchotchkes and a wad of cash.
Bu kadın hayatını yaşadı ve göstermesi gereken tek şey biblo ve bir tomar paraydı.
Unfortunately, the only proof I can show you is a picture of the fire station she dumped me at when I was four.
Ne yazık ki, size gösterebileceğim tek kanıt beni dört yaşındayken terk ettiği itfaiye binası.
Yeah, and he got a bag of peas.
Evet ve bir paket bezelye aldı.
We found a bunch of
Buzlukta bir deste...
And she'll have it,'cause she had a mother who loved her and took care of her!
Olacak da çünkü onu seven ve ona bakan bir annesi var!
" What kind of person abandons a four-year-old child?
Nasıl bir insan dört yaşındaki çocuğunu terk eder?
So, anyway, there's this cute guy at my school, and we'd been doing the smiley, flirty thing for a couple of weeks, and one day I just got tired of waiting for him to make a move and I gave him my number.
Her neyse, okulda çok şeker bir çocuk var ve birkaç haftadır gülme, flört etme şeylerini yapıyoruz. Ve bir gün onun hamle yapmasını beklemekten yoruldum ve ona numaramı verdim.
'Cause I should warn you, I've been getting a lot of hits on Farmers Only.
Çünkü seni uyarıyorum sadece çiftçilere satılan bir sürü şey aldım.
The first couple of lines, everything's good, next thing you know, you're robbing a Laundromat with no septum.
İlk birkaç çizikte her şey iyidir, bir sonrakinde bilirsin bölmesi olmayan bir çamaşır makinesi soymak gibi.
Okay, now add a slice of eggplant and hit that with another scoop of cashew cheese.
Tamam, şimdi patlıcanı dilimle ve oyulmuş kaju peynirinin arasına koy.
It's just you've only been here a couple of days.
Sadece birkaç gündür buradasın.
Like a cabinet full of coffee mugs you think chronicle your life?
Tıpkı hayatını anımsattığını düşündüğün bir dolap dolusu kahve kupası gibi mi?
Or a Ziploc Baggie full of old hair extensions?
Ya da saçlarla dolu bir buzdolabı poşeti mi?
My magic number with Brad is minus nine, considering how many times I went to sleep with a bag of frozen peas between my legs.
Brad'leyken benim sihirli sayım eksi dokuz. Bacaklarımın arasında kaç kere dondurulmuş bezelyelerle yattığım göz önüne alınırsa.
I have to go to a funeral, and I was hoping that you'd watch my dog for a couple of days.
Bir cenazeye gitmeliyim ve birkaç günlüğüne köpeğime bakmanı umuyorum.
But he asked you to take care of his furry, flatulent, 16-year-old dog who has a taste for underwear.
Ama senden tüylü, huysuz, 16 yaşında, iç çamaşır zevki olan bir köpeğe bakmanı istemiş.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]