On your head перевод на турецкий
4,440 параллельный перевод
And not on your head.
Kafana giydiklerini saymıyorum.
Hands on your head.
Ellerini başının üstüne koy.
Well, when I learn how to fly, I'm going to soar like a friggin'eagle. And I'm gonna take a massive shit on your head from a very great height.
Uçmayı öğrendiğimde, kartal gibi en tepelerde dolanacağım ve o kadar yüksekten tam kafana dev sıçacağım.
That was before I heard about the bounty on your head.
Kellene konan ödülü duymadan önceydi o.
I like your... I like the hair on your head.
Kafandaki saçlar güzel olmuş.
Open the doors slowly, step out of the car and put your hands on your head!
Kapıları yavaşça açıp, arabadan dışarı çıkın ve ellerinizi başınızın üstüne koyun.
Put your hands on your head!
Ellerini başının arkasına koy!
... on your head?
-... ama kafana?
He got a bounty on your head.
Kafana ödül koydu.
And then it'll be on your head to keep him in line.
Ancak o zaman başın dik olabilir..
I'm bout to fucking make it rain on your head.
Hadi ama. - Paran kabul edilmiyor.
She's not worth the hair on your head.
Saçının bir teline bile değmez o.
On your head! Oh!
Kafanın üstünde.
Is that red dye in your hair or did a blood demon take a shit on your head, poser?
Saçındaki kırmızı boya mı yoksa bir kan zebanisi kafana mı sıçtı?
Don't move! Put your hands on your head.
Ellerinizi başınıza koyun.
pooped on your head, then dripped onto your shoulder.
Hayır, dur... Kafana yapmış oradan da omzuna damlamış.
Full moon pulls on your head, makes you lighter on your feet.
Dolunay seni kafandan çekip ayaklarını hafifletiyor.
Put your hands on your head.
Ellerini başının üstünde birleştir.
Put your hands on your head.
Ellerini başına koy.
Oh! Yeah! You planted more hair on your head.
Kafan saç ektirmişsin.
You can wear that on your head tonight and then tell me again how this is all in my head.
Bu gece bunu takıp her şeyin kafamda olduğunu tekrar söylersin.
There's a price on your head.
Başın için ödül koyulmuş.
You pamper someone enough, they'll go crap on your head.
Yüz verdik ayıya geldi sıçtı halıya.
Hr has put a bounty on your head, And they're distributing this picture.
HR sizin için ödül koydu ve bu resmi dağıtıyorlar.
NCIS. Get on the ground, put your hands on your head!
Yere yat, ellerini başının üzerine koy!
Somehow, sewing my head on your shoulder brought us closer together.
Nasıl olduysa, kafamın senin omzuna dikilmesi bizi daha samimi yaptı.
Let's put that in our back pocket and see how you feel after I tell you about the crazy stuff I think's going on in your head.
Onu arka cebimize koyalım ve kafandaki saçma düşünceleri sana söylediğimde ne tepki vereceğine bakalım.
I get what I want... your tiny head on a tiny stick.
İstediğim şeyi elde edeceğim minik bir kazıkta minik kafanı.
♪ I can still feel ♪ ♪ my head on your shoulder ♪
Hala hissedebiliyorum başım senin omzunda.
Put your head on the wheel and don't move for anything.
Başını direksiyonun üzerine koy. Ne olursa olsun hareket etme.
Looks like your head will be on a platter not mine.
Tabakta sunulan baş seninki olacak, benimki değil.
Your head was on my chest.
Kafan göğsümdeydi.
I just wanna know what in God's name was going on through your head...
Tanrı aşkına, aklından neler geçiyordu...
In order to optimize your literary training on the job market, the departmental head, Richard Olso, introduced you earlier to some leading lights of the Anglo-Saxon school of narrative strategy.
Yazarlık eğitiminizi piyasanın içinde çalışarak geliştirmeniz için bölüm başkanı Richard Olso anlatım teknikleri eğitimi veren Anglo Sakson okullarının listesini size vermişti.
So, okay, if you're munching on owl brains... Your head spins around like "The Exorcist"?
Tamam eğer baykuş beynini alırsan kafanı The Exorcist'daki gibi çevirebiliyor musun?
We just need to find somebody to constantly follow you around and help you get through your day without slapping you on the side of the head.
Seni sürekli takip edip yüzüne tokadı yapıştırmayacak ve günü atlatmanı sağlayacak birini bulmamız gerek.
What the hell goes on in your head?
Aklından ne geçiyor senin?
It's a place to hear other people's stories, to connect and find out what's going on in your head.
Diğerlerinin de hikâyelerini dinleyip onlarla bağlantı kurduğun ve fikirlerini anladığın bir yer.
I'm not gonna have your boozy meltdown on my head.
Sarhoş halini hiç çekemem.
Hands behind your head and turn around. Get on your knees.
Ellerini arkaya koy ve diz çök.
you got the rest of the day to put your head on straight.
Kafanı toparlaman için günün geri kalanında izinlisin.
Your nappy head on the doctor's desk!
Kıvırcık kafan doktorun masasını süsleyecek!
And get real smart. So you can finally tell me what's going on in your head.
Son derece akıllı olmaya çalış böylece aklından neler geçtiğini bana söyleyebilirsin.
When your head lies on your pillow tonight, I'll be lying awake, wishing you were with me.
Bu gece başını yastığa koyduğunda ben yanımda olmanı dileyerek uykusuz kalacağım.
From now on, aside from your orders as Head Merchant we will not carry out any other orders.
Bundan sonra Baş Tüccar olarak vereceğiniz emirler dışındakilere uymayacağız.
You need to get your head on straight. If you ignore a person's feelings and take their feelings for a joke just because you can't see them with your naked eye... you're going to get struck down by lightning!
Bir insanın kalbini hafife alıp onu göremediğin için yok sayarsan seni şimşek çarpar!
- When we're out in the field, your head needs to be on the op, not on me.
- Sahadayken kafan işinde olmalı bende değil.
Would you rather I step on your back or your head?
Sırtına mı yoksa kafana mı basayım?
Your dependency on that pillowcase is all in your head, you don't need it.
Yastık kılıfına olan bağımlılığın tamamen kafanda, ona ihtiyacın yok.
Your dad... not only is he the head of this country's most top secret spy organization, he's also responsible for shooting the plane down that your mother was on.
Baban... Sadece baban değil, bu ülkenin en gizli ajan kurumunun başındakı adam ayrıca içinde anneninde bulunduğu uçağı düşürme olayından da sorumlu kişi.
Your mother's so scared of spiders, she sleeps with a panty ho on her head.
Annen örümceklerden öyle korkuyor ki kafasında külotlu çorapla uyuyor.
on your behalf 19
on your mark 94
on your knees 587
on your bike 16
on your marks 92
on your right 71
on your birthday 23
on your left 74
on your knees now 16
on your way 112
on your mark 94
on your knees 587
on your bike 16
on your marks 92
on your right 71
on your birthday 23
on your left 74
on your knees now 16
on your way 112
on your feet 441
on your desk 31
on your own 129
on your toes 27
on your stomach 27
on your side 26
on your way out 27
on your 38
on your back 34
on your face 24
on your desk 31
on your own 129
on your toes 27
on your stomach 27
on your side 26
on your way out 27
on your 38
on your back 34
on your face 24
your head 74
head 675
heads 381
headquarters 78
headline 24
heading 58
headed 299
headache 92
headphones 22
headstrong 17
head 675
heads 381
headquarters 78
headline 24
heading 58
headed 299
headache 92
headphones 22
headstrong 17
headmaster 111
heads up 574
heading home 29
head of security 36
head out 16
head to toe 22
headed your way 16
heads or tails 61
headlines 18
head up 61
heads up 574
heading home 29
head of security 36
head out 16
head to toe 22
headed your way 16
heads or tails 61
headlines 18
head up 61
head shot 21
head down 98
head back 19
headmistress 58
heading out 31
heading south 26
heading north 21
heads down 44
heading east 20
headaches 102
head down 98
head back 19
headmistress 58
heading out 31
heading south 26
heading north 21
heads down 44
heading east 20
headaches 102