Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ O ] / One after another

One after another перевод на турецкий

968 параллельный перевод
Different partial strikes follow one after another.
Muhtelif kısmi grevler ardarda birbirini takip ediyor.
Why, if you mean to insinuate that I haven't been a good friend to Marguerite Gautier, ask Prudence what I've done for her. That angel has been buying Marguerite's things, all of her jewelry one after another. Just ask her.
Marguerite Gautier'ye iyi arkadaş olmadığımı ima ediyorsan, onun için yaptıklarımı Prudence'a sor.
Don't remember anything more, just the reports, one after another...
Daha fazla bir şey hatırlamıyorum. Sadece birbiri ardına silah sesleri.
He killed them all one after another for the insurance money.
Onların hepsini sigorta parası için teker teker öldürdü.
Men and women, one after another, telling me things... shedding tears.
Bana bir şeyler anlatan kadınlar ve erkekler. Ağlayanlar.
The days pass by, one just like the next, one after another.
Birbirinin kopyası günler birbirini kovalayıp duruyor.
But they just keep coming, one after another
Ama görünüşe göre hiçbir zaman son bulmayacak.
Once again I advanced... alone, along these same corridors... through the same deserted rooms... past the same colonnades... the same windowless galleries... across the same thresholds... taking this route in the labyrinth as if by chance... and once again... everything was deserted in this immense hotel... empty salons, corridors... salons, doors... doors, salons... empty chairs, deep armchairs... stairs, steps... steps, one after another... glass objects, empty glasses... a dropped glass, a glass partition... letters, a lost letter... keys hanging from their rings... numbered door keys :
Bir kez daha yürüdüm... tek başıma, aynı koridorlar boyunca... aynı metruk odaların içinden... aynı revakların altından... aynı penceresiz galerilerden... aynı eşiklerin üstünden... böylece yol alarak labirentte, adeta gelişigüzel... ve bir kez daha... bu devasa otelde herşey terk edilmiş... boş salonlar, koridorlar... salonlar, kapılar... kapılar, salonlar... boş sandalyeler, geniş koltuklar... merdivenler, basamaklar... basamaklar, art arda... cam eşyalar, boş bardaklar... bırakılmış bir bardak, cam bir bölme... mektuplar, kayıp bir mektup... anahtarlıklara asılı anahtarlar... kapı numaralı anahtarlar :
You oughta cut down on it. I mean, one after another.
Şu şeyi gerçekten azaltmalısın.
Just making babies one after another.
Bebekleri birbiri ardına doğurmaya devam et!
And one pyre after another burns in the town square, until the judges will one day move on to the next town.
Ve şehir meydanındaki odun yığınında bir infaz daha gerçekleştikten sonra yargıçlar başka bir şehrin yolunu tutarlar.
One operation after another since 5 : 00 this morning.
Bu sabah 5 : 00'den beri bir ameliyat bitiyor, öbürü başlıyor.
One burglary after another?
Peş peşe hırsızlıklar mı?
This man's army ain't been nothing but just one inspection after another.
Bu ordu, denetleme ardına denetlemeden başka bir şey yapmadı zaten.
Just one church after another.
Bu kilise benim, o kilise senin.
In this family, it's one subpoena after another.
Bu ailede de celp kağıtlarının ardı arkası kesilmiyor.
Now it's open rebellion one time after another.
Şimdi ise birbiri ardına isyanlar çıkıyor.
Losing one heel right after another.
Peş peşe topuk kaybediyorum.
One island after another.
Bir adadan ötekine.
Especially after being cooped up here for years, working long hours... under one sort of bombardment or another.
Özellikle de böyle bir yerde senelerce tıkılıp kalmak, bombardıman altında uzun saatler boyu çalıştıktan sonra.
Life is just one coincidence after another, isn't it?
Hayat, birbiri ardına yaşanan tesadüflerden ibaret, öyle değil mi?
Like an idiot... I fumbled in and out of one gorge after another... pushing along with no more sense or reason... than if I had been on a treadmill.
Bir budala misali... düşe kalka bir koyaktan diğerine girip çıkıyor... dolap beygiri gibi, ne yaptığımı bilmeden... yürüyüp duruyordum.
There's enough for one toast now and another after that.
Burada bir kadehe yetecek kadar var, sonra bir tane daha var.
And after two, three days they quit, then she goes on to another one.
İnsanlar, birkaç gün içinde durumu farkedip bırakıyorlar ve o da bir başkasının peşine takılıyormuş.
Three pictures, one right after another
Ard arda üç film çevirdin.
One shipwreck after another!
ARD ARDA GEMİ KAZALARI!
Oh my God, one misfortune after another.
Oh Tanrım, birbiri ardına talihsizlik.
'Cos all that you're gonna need after that one shot - is another.
Çünkü o tek kullanımdan sonra tek ihtiyacın, bir diğeri olacak.
For one month, he has one problem after another.
Bir aydır, biri bitmeden başka bir problem çıktı.
And leave me a widow after another blast like the one in'24?
1924'teki gibi bir patlama olsun da dul kalayım diye mi?
I've made one bad start after another.
Devamlı kötü girişimlerim oldu.
One mess after another.
Ardarda felaketler.
The light that slowly appears is paradoxically created by the painter, who draws one black curve after another.
Gittikçe belirginleşen ışık aslında ressamın paradokssal bir biçimde siyahlardan biriktirerek yarattığı ışıktır.
And besides, there's another one soon after.
Üstelik, ondan hemen sonra bir tren daha var.
One tavern after another.
Bir tavernadan diğerine girdim.
Since I was grounded for sinus I've served in Washington, Montreal and San Francisco. One party after another.
Washington'da, Montreal ve San Francisco'da hizmet ettim.
It's been one party after another never any sleep, all sorts of fascinating men.
Bir partiden diğerine. Hiç uyumadan. Ve etrafta hoş adamlarla.
I've given you one impossible task after another.
Sana ardı ardına zor görevler verdim. Dinlenmeye ihtiyacın var.
After your hospital, Mr. Madeleine, it was a pharmacy free of charge, then, an old people's home, a school for boys, another one for girls.
Hastanenizden sonra Mösyö Madeleine, ücretsiz eczaneniz. Sonra yaşlılar için bir huzurevi, oğlanlar için okul. Kızlar için bir diğeri.
Well, do I rate another one of our cigarettes after that?
Şey, ondan sonra sigaralarımızdan birini alabilir miyim?
It's been one crisis after another at the bank.
Bankada bir kriz ötekini takip etti.
Because of the way that I've lived selfishly and restlessly, one thing after another.
Çünkü şimdiye dek... bencilce ve dur durak bilmeden yaşadım.
It's been one thing right after another.
Birinin ardından diğeri geliyor.
He claims to go after one thing and goes after another.
Savcı sağ gösterip sol vuruyor.
A lonely craftsman putting one word after another.
Bir zanaatkâr, tek başına kelimeleri peş peşe sıraya koyuyor.
We have one worry after another
Her şey üstüste geliyor!
Fate seemed to lay one favorable sign after another at my feet.
Kader önüme yeni bir fırsat çıkarıyormuş gibi görünüyor.
This is the plain around Montelepre, with one town after another :
Burası Montelepre'yi çevreleyen vadi ; birbiri ardına kasabalarla çevrili :
Your pa and me got kicked out of one territory after another... putting up towns.
Baban ve ben, insanları hatta kasabaları bile yok eden bu öldürücü oyunda birçok bölgeden kovulduk.
But Kikui's made one blunder after another.
- Ona güvenebilir misin? Bu sefer başarısız oldu da.
Suzanne carried on with one ugly guy after another.
Suzanne ise çirkin erkeklerle dans edip duruyordu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]