One life перевод на турецкий
9,779 параллельный перевод
"I only regret that I have but one life to lose for my country."
Tek pişmanlığım, ülkem için feda edebilecek bir canımın olmasıdır.
I don't think there's enough time in one life for that.
Ömrün buna yeter mi bilmiyorum.
Not one life, but three.
Tek bir hayat değil, üç tane.
One life isn't worth anymore than the other.
Hiç kimsenin hayatı bir diğerinin hayatından değerli değildir.
You only live one life. Yeah?
Sadece bir kez yaşarsın.
Judging your life's work on one set of drills, one 40-yard dash, the fucking Wonderlic Test.
Hayatının çalışmasını bir takım egzersizle 40 yardlık bir hücum da ve siktiğimin Wonderlic Testi'yle yargılamak.
I'm not the one who decided to make a dramatic statement about the direction of my life using fire.
Hayatımın yönünü değiştirmek için dramatik bir karar verip, ateşi kullanan ben değilim.
Those two could have a life-long romance Or maybe one night he strangles her in her sleep.
Bu ikisi hayat boyu aşık olabilirler veya adam bir gün onu uykusunda boğabilir.
It is the one thing in my life I most regret.
Hayatım da en çok pişman olduğum tek şey bu.
No one wants a life like this.
Kimse böyle bir hayatı istemez.
My whole life, I wanted to be one thing.
Bütün hayatım boyunca, tek bir şey olmak istedim.
I mean, my point is if I seem disappointed in your life choices, it's only because I tried to give you every opportunity from day one.
Yani, demek istedigim... Hayattaki seçimlerinden mutlu olmamamin sebebi sadece ilk günden beri sana bütün firsatlarivermek istememdi.
Katie, Anne Mason just spent the last two days trying to save the life of one of your soldiers.
Katie, Anne Mason 2 gündür askerlerinin hayatını kurtarmaya çalışıyor.
But if you were dying and you had one final moment to... look back at your whole life, at the things that mattered the most to you... what would you say about our marriage?
Ama eğer ölseydin ve son anında... ve son anında hayatında şöyle bir geriye baksaydın senin için en çok önemli olan şeylere evliliğimiz hakkında ne söylerdin?
Well, for one, her life doesn't start when I arrive and stop when I leave.
Özellikle, hayatı ben varken başlayıp ben yokken sona ermiyor.
That girl destroyed my life with one family.
O kız bir aileyle olan hayatımı mahvetti.
If you pull that trigger, you will be the one who ruins your life this time.
Eğer o tetiği çekersen, bu sefer hayatını sen mahvetmiş olacaksın,
Maybe because there are few certainties in life, and your stomach is one of them.
Belki de nedeni, hayatta bazı kesinliklerin olmasıdır. Senin midenin de bunlardan biri olması.
I've had one of the worst days of my life, so just go.
Hayatımın en kötü günlerinden birini geçirdim. Git sadece.
♪ For one moment of my whole life ♪
Hayatımda ilk kez
♪ For one moment of your life ♪
Hayatının o tek anında...
And her mood swings and a lot of the things I dealt with earlier in life when, you know, one minute she'd be happy and then the next minute... I'd be dealing with someone that wasn't in the room five minutes ago.
Ruh halindeki ani değişiklikler daha küçükken uğraştığım bir sürü sorun bir an mutluyken bir an sonra sanki bambaşka bir kişiyle konuşuyormuşum gibi olması.
I have one certainty in my life, Emily...
Hayatımda bir tek şeyden eminim Emily... Bir tek şeyden.
I want absolution in the next world not a life in prison in this one.
Öteki dünyada bağışlanma istiyorum, bu dünyada bir hapiste değil.
If the Doctor has one last night to live, if he's certain he's facing the end of his life, where, in all of space and time, would he go?
Eğer Doktor'un yaşayacak bir gecesi kaldıysa eğer hayatının sonuyla karşı karşıya olduğundan eminse bütün zaman ve uzayda nereye giderdi?
You were out of runway, so you figure you'd cash in on her life insurance policy, the one you're making payments on when you can barely afford groceries.
Kaçacak yerin kalmamıştı alışveriş listesini bile zar zor ödemeye gücün yeterken karının yaptırdığı ve parasını senin ödediğin hayat poliçesinden faydalanmayı düşündün.
Peeing outdoors is one of the great pleasures of a man's life.
Kapı açıkken işemek erkeğin tadabileceği en harika zevklerden biri.
Give me one reason why I should spare your life.
Hayatını bağışlamam için bir sebep ver.
Well, it's not natural just to be with one person your whole life.
Hayatınız boyunca tek bir kişiyle olmak doğal değil.
One in every seven climbers who has dared to climb die Totenspitz has paid with his life.
Die Totenspitz'e tırmanmaya cüret eden her yedi tırmanışçıdan birinin sonu ölüm oldu.
Albert Einstein said he made only one major mistake in his life.
Albert Einstein hayatında tek bir büyük hata yaptığını söylemiş.
That was the first time in my life That I was outside the castle walls And no one knew where I was.
Hayatta ilk defa kale duvarlarından dışarı çıktığım zamandı ve hiç kimse nerede olduğumu bilmiyordu.
I take one look at you, and, forgive me, I... I can tell you've never raised a hand to anybody in your life.
Beni bağışlayın ama size bakıyorum ve hayatınızda hiç kimseye asla el kaldırmadığınızı söyleyebilirim.
The way you love your son is one of the most beautiful things I have ever seen in my life.
Oğlunu sevme şeklin, hayatımda gördüğüm en güzel şeylerden biri.
What are you saying? He has one bad night, and now he's screwed up for life?
- Ne diyorsun, kötü bir gece geçirdi diye hayatı alt üst mü oldu?
You are the one that said that all of this was me attempting to have a life that wasn't me.
Bana ait olmayan bir hayatı yaşamaya çalıştığımı söyleyen sendin. Haklıydın.
If anyone saved one's life, that person buy beer.
Birisi senin hayatını kurtarmışsa o kişiye bira ısmarlarsın.
You and I may have different methods, Anne, but the life you dream of is the very one I'm fighting for.
İkimizin farklı yolları var Anne, ama hayal ettiğin dünya benim de savaştığım dünya.
If this one has his way, He's gonna be with me for the rest of my life. Alan :
Eğer beni kandırabildiyse, hayatımın sonuna kadar yanımda olur.
Been like a father to her all her life and now she's got no one.
Onun babası gibiydim ama şimdi tek başına kaldı.
Washington : Of all the decisions I make, it is this one which threatens my life and our future.
Verdiğim kararlar içinde hayatımı ve geleceğimizi tehdit eden tek karar bu.
Only he didn't stay there. Instead, he went to life support, where, with one photo, he exposed everything.
Ama o oraya gitmek yerine yaşam destek odasına gitti fotoğrafı çektiği yere ve her şeyi açığa çıkardı.
Well, I come to these meetings, Kris, because they do me a lot of good, believe it or not, like you, and maybe one day, life will give me a beautiful gift too.
Toplantılara geliyorum, Kris,... çünkü bana iyi geliyorlar. İnan ya da inanma. Senin gibi.
"It is one of the most beautiful compensations of life that no man can sincerely try to help another without helping himself."
"'Hayatın en güzel ödünlerinden biri de bir insan kendisine yardım edemediği sürece başka birine içtenlikle yardım edemez. "
It's probably one of best things I've ever tasted in my entire life.
Muhtemelen şimdiye kadar yediğim en lezzetli yemeklerden biri diyebilirim.
Just one more day of life to try to save my daughter.
Hayatın sadece bir gün daha kızım kurtarmak için denemek için.
It's hard to roll that one back, because lying is pretty amazingly useful in life.
Öğrenince geri dönüşü yok. Çünkü yalan söylemek şaşırtıcı derecede kullanışlı bir şey hayatta.
The little one, the nine-year-old, life's a little simpler.
Küçük olanı 9 yaşında. Hayat daha basit.
I have one certainty in my life, and that is how I feel about you.
Hayatımda kesin tek bir şey vardı, o da sana karşı hislerimdi.
To make my life hell and to announce her arrival as a one-percenter.
Hayatımı cehenneme çevirmek için ve bir radikal olarak gelişini duyurmak için.
Penguin has already made one attempt on Galavan's life today.
Penguen bugün Galavan'ı öldürmeye teşebbüs etti bile.
life 1101
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life is too short 32
life sucks 30
lifetime 19
life is but a dream 17
life is good 62
life is beautiful 34
life goes on 120
life is short 124
life isn't fair 26
life is too short 32
life sucks 30
life's a bitch 23
life's too short 77
life or death 27
life is hard 20
life is complicated 17
life is full of surprises 25
life's not fair 17
life is great 19
life is 34
life and death 48
life's too short 77
life or death 27
life is hard 20
life is complicated 17
life is full of surprises 25
life's not fair 17
life is great 19
life is 34
life and death 48