Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ O ] / One left

One left перевод на турецкий

7,421 параллельный перевод
And if you keep alienating people for no reason, there's gonna be no one left for it to say hello to.
Eğer insanları nedensizce kendinden uzak tutmaya devam edersen, geriye "Merhaba" diyecek kimse kalmayacak.
I got no one left in my life because of the things I done.
Yaptıklarım yüzünden hayatımda hiç kimse kalmadı.
When the emergency services got to them, there was no one left to save.
Acil servis onlara ulaştıklarında kurtaracak kimse yokmuş.
Of the three shooters, you're the only one left.
Üç tetikçiden sağ kalan yalnız sensin.
- There was only one left.
- Sadece bir tane kalmıştı.
You still have one left.
Bir oğlun daha var.
You only have one left, right?
Senin sadece bir solun var, değil mi?
Only one left.
Sadece bir tane kaldı.
If we go, there'll be no one left to come back for.
simdi gidersek, döndügümüzde kimse kalmayacak.
And how did you manage to be the only one left alive?
Hayatta kalan tek kişi olmayı nasıl becerdin?
Until there's only one left, just one.
Tek kişi kalana kadar, sadece bir kişi.
Or else there will be no one left in your family.
Yoksa bu fotoğraftaki herkesi kaybetmiş olacaksın.
We're the only one left.
Hayatta kalan tek canlılarız.
Sure, there's only one left in the whole city.
Elbette, tüm şehirde bir tane kaldı.
Not one building is left standing
Ayakta kalan bir bina bile yok.
There you go, try that one on the left there.
İşte böyle. Soldakine uzanmayı dene bakalım.
'You left the scene of a Code One to go back to a low-priority sideshow?
Önemsiz bir şey için suç mahallasini mi terkettin?
Left foot forward.
Sol ayak biraz daha öne.
One day, you'll tell your kids, when you were up against the ropes, when you were down and had nothin'left, that you stood up and you fought for who you are!
Bir gün çocuklarına anlatacaksın iplere dayandığında, yere düştüğünde ve yapacak bir şeyin kalmadığında ayağa kalkıp kendin için nasıl dövüştüğünü.
Which one did you say moved? The one on the left.
- Hangisi hareket etti demiştin?
There's meant to be one room left at the Yacht Marina and Piero says there's a queen bed we could use on the boat.
Yacht Marina'da bir oda kalmıştı. Piero teknede bir yatak ayarlayabileceğini söyledi.
I mean, just when your son told me that your husband left you for a 19 year old I guess I thought of you were gonna be like one of those hot women when we first met in high school but then let herself go and got a pot belly and turkey neck with a with a hairy chin. "
Yani, oglun bana kocanın seni 19 yasında biri icin terkettigini söylediginde lisede tanıstıgında seksi olan ama sonradan göbek ve sakal bırakıp hindi gibi gıdıgı cıkanlardan biri olursun sanmıstım.
- Second floor, the one on the left.
- İkinci kat, sol taraftaki.
He'll have to wash out each one of us before I'm left.
Bir ben kalana kadar hepimizi temizlemesi gerekecek.
If even one tin soldier is left standing, we've lost.
O teneke askerlerden biri bile kurtulursa kaybetmiş sayılırız.
One minute left?
Bir dakika mı kaldı?
I got plenty of bullets left over after I put one in... your father.
Babana.
In any event, I still have one bottle left from that case.
Her neyse, hâlâ o davadan kalma bir şişem duruyor.
- Your game is old. There's no one in the galaxy left for you to swindle.
Koca galakside soyacak adam bırakmadın.
- One minute left.
- 1 dakikanız kaldı.
Since you can't fight... I'm left with one choice, and that's to get your stupid ass in shape.
Dövüş nedir bilmediğin için de geriye sana yardım edecek tek bir seçenek kalıyor.
Left, one step to the left.
Sola, bir adım sola.
To be honest there was one instruction I did disobey. I left the path on the way home. My horse and I were surrounded by a pack of wolves.
Dürüst olmak gerekirse eve dönerken talimatlardan birine itaatsizlik ederek yoldan saptım ve atım ve ben bir kurt sürüsü tarafından kuşatıldık.
One inch to the right or the left, and you kill the ewe for sure.
Sağa ya da sola 1 santim kaydırsanız eminim koyunu öldürürsünüz.
Krampf's window is the second one on the left.
Krampf'ın penceresi soldan ikinci.
Its causes, symptoms and One week of water left.
Bir haftalık su kaldı.
I've got one bullet left... and I saved him for you.
Tek mermim kaldı ve onu sana ayırdım.
The panel is down to your left. There are four valves. The second one along is for the port thruster.
Solunda altta bir panel var. 4 tane vana bulunuyor. 2. vana sol iticilere ait.
They'll kill each and every one of us off until There's none of us left.
Hepimizi teker teker öldürecekler ta ki kimse kalmayana kadar.
There's only one thing left that we can do, and that's go out of here with some dignity.
Yapabileceğimiz sadece bir şey var o da buradan biraz onurumuzla gitmek.
Well, I was the one who left. I-I did the actual leaving.
İyi de sen beni bırakmadın, ben seni bıraktım.
And it looks like it's one meter down and 15 degrees left.
1 metre aşağı ve 15 derece solmuş gibi görünüyor.
But then, just before the researchers left... one of them noticed something odd on the wristwatch of one of our research assistants.
Ancak araştırmacılar gitmeden hemen önce biri, araştırma asistanlarımızdan birinin kol saatinde tuhaf bir şey olduğunu fark etti.
Do you see that one on the left?
Soldakini görüyor musun?
Hey, listen, there's still one pumpkin left.
Dinle. Hala bir tane balkabağı var.
I don't think anyone should be left behind, including Rico, but... No one should exclude themselves, either.
Rico da dahil olmak üzere kimseyi geride bırakmayacağız, ama... kimsenin de kendini soyutlamaya hakkı yok.
One left.
Tek kişi kaldı.
Left foot in front of the other, put the right one in front of the other.
Sol ayağını öne at, sonra sağ ayağını sol ayağının önüne at.
The one you got pregnant and left your family for? Uh, no.
Hamile bıraktığın için bizi terk ettiğin kadın mı?
Accepting dying in vain? Or If you want to live you only have one path left.
Ya boş yere ölmeyi kabul edeceksin ya da hayatta kalmak için diğer yolu seçeceksin.
But there's one thing left we do have a say in.
Fakat bir konuda diyecek bir şeyimiz var.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]