Quieter перевод на турецкий
550 параллельный перевод
It's quieter over here.
Burası daha sessiz.
I hope we shall meet again under quieter circumstances.
Umarım daha sessiz ortamlarda karşılaşırız.
almost quieter than in the woods where the birds chatter and sing when I come.
Ormandan bile daha huzurlu. ... kuşların konuşup şakıdığı ormandan.
Couldn't we go someplace where it was quieter... - maybe a little darker?
Sizce de daha sessiz ve karanlık bir yere gitmemiz gerekmez mi?
You have just seen her in one of her quieter moods.
Ona sessiz günlerinden birinde rastladınız.
- A little quieter now.
- Şimdi birazcık daha sakin.
Your eyes are quieter.
Gözlerin daha durgunlaştı.
Sing a little quieter.
Biraz sessizce şakıyın.
You're quieter, aren't you?
Daha sessizsin, değil mi?
Let's find a quieter place.
Daha sakin bir yer bulalım.
I'm waiting until she gets in a quieter condition.
Sakinleşmesini bekliyorum.
It's quieter.
Daha sakin.
I wouldn't be surprised if you found him much quieter today.
Kuzeninizi daha sessiz bulursanız hiç şaşırmayın.
It'll be quieter, prettier.
Orası daha sessizdir, daha güzeldir.
I hope he has a quieter soul than mine.
Umarım benimkinden daha sakin bir ruhu olur.
A prison cell is quieter.
Hapishane hücresi daha sessizdir.
It'll be quieter in a moment when the picture comes on.
Film başlayınca sakinleşir.
Why, do you know a joint that has quieter ice cubes?
Daha sessiz buzları olan bir yer mi biliyorsun?
It's a little quieter here.
Burası biraz daha sessiz.
- Well? - Let's go somewhere quieter.
- Daha sakin bir yere gidelim.
It's always quieter at night.
Geceleri hep daha sakin oluyor.
Well you're quieter.
Şey... Daha sessizsin.
Could we find a quieter spot?
Daha sessiz biryer bulabilir miyiz?
Quieter?
Sessiz mi?
A quieter tone.
Daha sessiz bir ton.
It'll be quieter there.
Orası daha sessiz olmalı.
- Is there not any quieter place?
- Daha sessiz bir yer var mı?
Can't you be a bit quieter?
Biraz daha sessiz olamaz mısın?
Let's go somewhere quieter.
Sakin bir yere geçelim.
Let's go somewhere a little quieter.
Daha sessiz bir yere gidelim.
Well, could we have that a little quieter, please?
Şunun sesini biraz kısabilir miyiz lütfen?
Yes, it's quieter.
Evet, sesi kesildi.
Can't we talk somewhere quieter?
Daha sessiz bir yerde konuşamaz mıyız?
Will you play a little quieter Nicole?
Biraz sessiz çalar mısın Nicole?
There's nothing quieter than a body.
Ölümden başka hiçbir şey sessiz değildir.
My brother Wolf Chief is quieter than dry land in summer.
Kardeşim Şef Kurt tıpkı yazın kuruyan dereden daha sessiz.
No, up to the nose, it's quieter.
Hayır, burnuna kadar, o daha sessizlik sağlar.
Soon, he'll be quieter.
Yakında daha da sakinleşecek.
Quieter.
Ortalık daha sessiz oldu.
Is there a quieter place where we can take him?
Götürebileceğimiz daha sakin bir yer var mı?
- We'll be quieter in there.
- İçeride konuşsak daha iyi.
Here, we can talk. It's a little quieter in here.
İşte, burada konuşabiliriz.
Only death is quieter than this.
- Sadece ölüm bundan daha sakin olabilir.
He'll be a lot quieter after the swelling goes down.
Şişi indiğinde daha sakin olacaktır.
He's quieter with me.
Benimleyken daha sakin.
They'll sell liberty for a quieter life.
Daha sakin bir hayat için özgürlüğü satarlar.
We could meet somewhere quieter sometime.
Daha sessiz bir yerlerde görüşsek diyordum.
Is much quieter.
Çok daha sakin olur.
There must be somewhere else, somewhere quieter.
Başka bir yer olmalı, daha sakin bir yer.
As soon as it gets quieter, everybody back to the gun!
En kısa sürede sessizce getirin, herkes geri gelsin!
He's become a bit quieter.
Pek sesi soluğu çıkmıyor.