Read him his rights перевод на турецкий
106 параллельный перевод
Read him his rights, Junior.
Ona haklarını oku, ufaklık.
We read him his rights.
Ona haklarını okuduk.
Read him his rights.
- Ona haklarını oku.
Frank, read him his rights.
Frank, ona haklarını oku.
- Read him his rights and take him away.
Haklarını okuyun ve alıp götürün. Hayır!
Read him his rights.
Ona haklarını oku.
I didn't read him his rights because he'd already turned himself in.
Haklarını okumadım çünkü kendisi teslim oldu.
First, we read him his rights.
Önce ona haklarını okuyacağız.
- Read him his rights.
- Ona haklarını oku.
So I casually read him his rights.
Ben de öylesine haklarını okuyuverdim.
I mean, alls we do is we read him his rights and then kill him.
Yani, tek yapacağımız ona haklarını okuyup sonra da öldürmek.
- Should I read him his rights?
- Ona haklarını okuyayım mı?
You read him his rights.
Silahını düşürür ve ona haklarını okursun.
Read him his rights even though he's a little unconscious.
Biraz baygın da olsa, haklarını oku.
Some guy cut your wife and your daughter into eight pieces... and you just stand there and read him his rights?
Bir adam karını ve kızını sekiz parçaya bölse... orada öylece durup ona haklarını mı okursun?
Agent Collins, read him his rights.
Ajan Collins, ona haklarını okuyun ve götürün buradan.
- Have you read him his rights?
Haklarını okudun mu?
- Read him his rights.
- Ona, haklarını okuyun.
- You read him his rights?
- Ona haklarını okudun mu?
- Read him his rights.
- Haklarını okuyun.
Did you read him his rights?
Haklarını okudun mu?
- I have to read him his rights.
- Ona haklarını okumak zorundayım.
Read him his rights!
Haklarını okuyun.
Sanchez, read him his rights.
Sanchez, ona haklarını oku.
I should read him his rights?
Ona haklarını okumalıydım!
Read him his rights.
Haklarını oku. İki kere.
If the captain were a suspect, we would have read him his rights, wouldn't we?
Albay şüpheli olsaydı, ona haklarını okurduk değil mi?
Read him his rights.
Haklarını okuyun.
Should I read him his rights?
Haklarını okumam gerekiyor mu?
He's in a situation where you can't compel a statement out of him until you read him his rights and we haven't done that yet, so...
O öyle bir durumda ki haklarını okumadan ona hiçbir şey yapmazsın daha bunu yapmadık, bu yüzden...
In a few hours we're gonna have to read him his rights.
Birkaç saat sonra, ona haklarını okumak zorunda kalacağız.
Don't forget to read him his rights again.
Ona tekrar haklarını okumayı unutma.
The cops didn't read him his rights... so the judge threw out the case on a technicality.
Polisler adama haklarını okumamış teknik olarak yargıç davayı geçersiz saymış.
Read him his rights, Flores.
Ona haklarını oku, Flores.
He confessed, but apparently the cops forgot to read him his rights.
Suçunu itiraf etmiş, ama görünen o ki polisler ona haklarını okumayı unutmuşlar.
Detective Scanlon, read him his rights.
Dedektif Scanlon ona haklannı okuyun.
Speaking of which, Frank, read him his rights.
Hazır söz açılmışken ona haklarını oku Frank.
Since he's not going to be here much longer, do you think we need to read him his rights?
Fazla vakti kalmadığına göre, ona haklarını okusak mı acaba?
Cuff this bastard and read him his rights.
Bu hergeleye kelepçe vurun ve haklarını okuyun.
Rayburn has enough money and legal connections to make this all go away before any of us has a chance to read him his rights.But you can go ahead... with your circumstantial case.
Rayburn daha hakları okunmadan her şeyi kapatabilecek paraya ve yasal bağlantılara sahip. İkinci derece davanı açacaksan, beraat kararını patronuna açıklamaya hazır ol.
Don't you have to read him his rights before you strangle him?
Onu boğazlamadan önce haklarını okuman gerekmiyor mu? - Boş.
In the old days, we'd just book him and read him his rights, but it's a 9-11 world.
Eskiden onları kelepçeler ve haklarını okurduk, ama dünya 9-12 dünyası.
Someone read him his rights.
Biri ona haklarını okusun.
Read him his rights.
- Ona haklarını okuyun.
Before we could read him his Miranda Rights Mr. Amir confessed to having killed his sister.
Daha haklarını okumadan Bay Emir kardeşini öldürdüğünü itiraf etti.
Maybe you can come with me and read him his Miranda rights.
Belki benimle gelip ona Miranda Hakları'nı okuyabilirsiniz.
Cuff him, read him his rights.
Kelepçeleyin.
I read him his rights.
Ona haklarını okudum.
Read this gentleman his rights and see to it that he gets medical attention and stick him in a cell.
Bu beyefendiye haklarını okuyun ve onu tıbbi bakıma alınması ile ilgilenin ve onu bir hücreye koyun.
DiNozzo, read him his rights.
DiNozzo, ona haklarını oku.
gabriel : we read him his rights, and he's called for a lawyer.
Ona haklarını okuduk.
read my lips 41
read this 160
read a book 53
read the book 21
read it again 31
read it out loud 26
read it 500
read the sign 22
read it to me 42
read all about it 90
read this 160
read a book 53
read the book 21
read it again 31
read it out loud 26
read it 500
read the sign 22
read it to me 42
read all about it 90