Rest well перевод на турецкий
1,579 параллельный перевод
Let him rest well for the surgery tomorrow.
Yarınki ameliyata kadar dşnlenmesini sağlayın.
Rest well.
Huzur içinde yat.
Rest well.
İyi dinlen.
Rest well tonight.
Bu akşam dinlen.
Rest well until then.
O zamana kadar dinlen.
Well, if you were able to pull this off the rest should be easy.
Eğer bunu çekip kapatabilseydin gerisi kolay olurdu.
Rest today, Vely well, sir,
Bugün istirahat edin görev bölümünü yarın yaparız.
If you can't come up with the rest, well...
- Eger üzerini tamamlayamam diyorsan, sey...
Well, I mean, I won't know until I see the rest of the body, but based on the location of this wound,
Cesedin geri kalanını incelemeden tam emin olamam.
Well, Toby, I went all-in on the first hand, so doesn't that tell you that I might have good cards, too?
Bak Toby, daha ilk elde hepsini rest çekiyorum,... sence bu benim elimde de çok iyi kartlar olduğunu göstermez mi?
Well, the rest of your life for sure.
Hiç kuşkusuz hayatının geri kalanı boyunca.
That is right. The old "trapped, smashing stair that smashes down on you from the ceiling" trick. You may as well turn back because the rest of the stairs are all trapped and there's no way anybody could possibly...
dogru eskı merdıven sıkısdırma tuzagı bu hıle tavan sızı ezıyor belkı gerıde donebılırsın cunku merdıvenın gerı kalanı bu tuzakla dolu ve gecmeyı herkes basaramaz
Well you don't know the rest of the world.
Dünyanın geri kalanını bilmiyorsun.
Well, meanwhile, let's keep interviewing the rest of them.
Peki, bu arada diğerlerini araştırmaya devam edelim.
Okay, we all got together- - well, Zack wouldn't help until I threatened him- - but the rest of us.
Tamam. Kafa kafaya verdik. Zack'i tehdit edene kadar yardım etmedi.
Well, at least now our daughter can rest with her baby and Kyle can never touch them again.
En azından kızımız artık bebeğiyle birlikte dinlenebilecek ve Kyle ona elini süremeyecek.
Well, that would be poetic, except now he can't tell us what the rest of his plan was, now, can he?
Bize planının geri kalanının... ne olduğunu anlatamazdı, değil mi?
Well, you know the rest.
Gerisini biliyorsunuzdur.
Well, I should probably do the rest of my zonking in my own apartment.
Sızmamın devamını da evimde yapayım bari.
Well, I rest my case.
Tartışma bitmiştir.
Half an hour into my section on contracts and the smoke alarm was blaring and, well, you know the rest.
Sözleşmelerle ilgili üniteye başlayalı yarım saat olmuştu ki duman alarmı devreye girdi, gerisini biliyorsunuz.
Well,. if nicole lived, she would've spend the rest of her life in a wheelchair.
- Nicole yaşasaydı ömrünün kalanını sandalyede geçirecekti.
Well, that's what you're asking me to feel, but for the rest of my life!
Ama benden bu duyguyu yaşamamı istiyorsun. Bu hayatımın sonu olur!
Well, you CC'd the rest of us.
- Bize de göndermişsin.
- Yeah, well, give the glitter a rest.
- Evet, yaldızları biraz rahat bırak.
well, I do feel better, but I wish we could've picked somewhere else to rest up.
Biliyorum sağlığım önemli, ama eğer dinlenecekseydik, bunu yapmak için daha iyi yerler vardı.
Good. Well, good luck with the rest ofyour pro-jects.
İyi.Pekala, Projenin kalanıyla bol şanslar.
Well, if he's not back by tomorrow morning, we'll give some of his parts to Josh and cut the rest.
Haber yok mu? Yarın sabaha kadar dönmezse bazı rollerini Josh'a vereceğiz. Geri kalanı da çıkaracağız.
Well, now that the rest of her medical problems are taken care of, I'll see what I can do.
Diğer bütün medikal problemlerinin çaresine bakıldı, ne yapabilirim bir bakarım.
Well, you know how eleanorfeels about beauty rest.
Eleanor'un güzellik uykusu için düşündüklerini bilirsin.
Well, I'll save the rest for later.
Kalanı senin için saklarım.
And the rest of the time, well...
Ve geri kalan zamanda da...
Well, the rest of the world has "room conditioning."
Dünyanın geri kalanı "duvar pervanesi" kullanıyor.
But it will probably take me the rest of my life to figure out how that happened, so I might as well support my local sheriff in the meantime.
Muhtemelen bunun nasıl olduğunu çözmem hayatımın geri kalanını alacak. Bu esnada kasabamın şerifine de yardım edebilirim.
And the rest of us well, we have to wait around for the jagged tooth retards
Şey, sivri dişli mankafaları beklemek zorundayız.
Well, rest assured you have our complete cooperation.
Tamamen işbirliği içinde olacağız.
Well, there's a sort of a density wave an area where the stars in the galaxy are just a little bit denser, more packed together than the rest of the galaxy.
Pekala, şurada kısa ve yoğun bir küme var. Galaksinin bu bölümündeki yıldızlar sadece biraz daha kalabalık, galaksinin geri kalanına göre daha toplu haldeler.
Well, sorry you can't call the rest of the gang.
Tayfanın geri kalanına ulaşamadığınıza üzüldüm.
You have robbed Katie of her childhood, are you gonna steal the rest of her life from her as well?
Katie'den çocukluğunu çaldın zaten. Hayatının geri kalanını da çalacak mısın?
Oh, well, it's our anti-commitment to never plan for the future for the rest of our lives.
Gelecek için plan kurmuyoruz ve taahhütte bulunmuyoruz.
Well, you know the rest.
Gerisini bilyorsun zaten.
Well, we only got a head, so... the rest has got to be somewhere.
Elimizde sadece kafa var, yani kalanı bir yerlerde olmalı.
Well, at least folks can rest easy knowing the bastard's dead.
Oranın yerlisiyse yürümüştür. Piç herif öldüğüne göre halk rahatlayabilir.
well, gee, charlie if i tell you that now, what'll we do for the rest of the hour?
Paki Charlie şimdi sana bunu söylersem bir saatin kalanında seninle ne yaparım.
Well, if you guys can lift some prints, hopefully, I can run down the rest of the story.
Eğer siz bir kaç parmak izi bulursanız geri kalanıyla ben ilgilenirim.
Well, I'm ordering you on 24-hour bed rest.
Sana 24 saat süreyle yatak istirahati yapmanı emrediyorum.
Well, I guess the rest of us should pay our respects.
Sanırım geri kalanımızın hürmetlerini sunması gerekiyor.
After I'm gone, she could sell it, live well the rest of her life.
Ben ölünce onu satabilirdi, hayatının geri kalanını rahat yaşayabilirdi.
Well, he was so old, I figured paying him off for the rest of his life was the cheapest route.
Çok yaşlıydı, hayatının geri kalanında ödeme yapmak daha ucuza gelir demiştim.
Well, what are we supposed to do, just hide inside our house for the rest of our lives?
Peki, ne yapmalıyız?
As soon as I was in, it was, "Well, don't worry, just rest."
Yatar yatmaz merak etme, sadece dinlen dediler.
well 438053
wells 385
weller 130
wellington 57
welles 22
wellesley 18
well done 4465
well thank you 29
well hello 20
well spotted 23
wells 385
weller 130
wellington 57
welles 22
wellesley 18
well done 4465
well thank you 29
well hello 20
well spotted 23
well played 346
well then 1046
well i don't know 35
well said 253
well you know 47
well come on 26
well that's good 18
well i'm sorry 20
well no 77
well spoken 20
well then 1046
well i don't know 35
well said 253
well you know 47
well come on 26
well that's good 18
well i'm sorry 20
well no 77
well spoken 20
well now 184
well in that case 21
well yeah 97
well i 89
well it's 16
well yes 116
well i never 20
well uh 21
well enough 63
well put 59
well in that case 21
well yeah 97
well i 89
well it's 16
well yes 116
well i never 20
well uh 21
well enough 63
well put 59