Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / She doesn't like you

She doesn't like you перевод на турецкий

448 параллельный перевод
You can't get her to like you. Either she does or she doesn't.
Ya sever ya da sevmez.
Are you sure... she doesn't like you?
Senden hoşlanmadığına emin misin?
Dude, she doesn't like you.
Ahbap, senden hoşlanmıyor.
If she doesn't like you, she'll tell you so to your face.
Senden hoşlanmazsa, bunu olduğu gibi yüzüne söyler.
- She doesn't even like you.
- Seni beğenmiyor bile.
It's not that she doesn't like you.
Senden hoşlanmadığından değil.
For some reason she doesn't like you.
Her nedense senden hoşlanmadı.
You see, Mrs Baines, she... she doesn't like Julie.
Anlarsın ya, Bayan Baines Julie'yi sevmiyor.
- She doesn't like you either.
- Seni de sevmiyor.
What do you mean she doesn't like me?
Phile. Seni de sevmiyor derken neyi kastettin?
She doesn't like me any better than T.C. Likes you.
Benden en az T.C. kadar hoşlanmıyor o da senin gibi.
She says you're a good boy, but then she doesn't know you like I do.
İyi bir çocuk olduğunu ama seni benim gibi tanımadığını söylüyor.
I don't want to insist, but I think you're wrong lt doesn't start in that way, it starts with her saying she has had enough lt starts like that.
İnatlaşmak istemem ama bence yanılıyorsunuz. Öyle başlamıyor, başında kadın artık bıktığını söylüyor.
Doesn't sound like you to care whether she was mixed up.
Kafasının karışık olmasını senin umursaman garip.
Well, you know, Joe, she doesn't like town.
Kasabadan hoşlanmadığını biliyorsun Joe.
Afraid she doesn't like you, Paul?
Galiba kız senden hoşlanmadı, Paul?
Rosetta is very upset, and she doesn't want you to see her like this... whereas she doesn't mind if I do.
Rosetta çok üzgün ve sizin onu bu halde görmenizi istemiyor. Oysa bana aldıracağını sanmıyorum.
We thought you'd put it like how you were lonely and why doesn't she live with you.
Yalnızlık hissettiğini ve yanına taşınmasını istediğini ona söyleyebilirsin diye düşündük.
She doesn't look like the kind of lady that would steal. [dialing] How can you tell these days?
Bana hırsızlık yapacak birisi gibi görünmedi Bu günlerde ne diyebilirsin ki?
She's beautiful and you act like she doesn't exist.
Güzel bir kız ve yokmuş gibi davrandın.
She doesn't even know what you look like
Nasıl göründüğünüzü dahi bilmiyor.
- Ah. She doesn't seem to like you.
- Ah.Senden hoşlanmışa benzemiyor.
- She doesn't seem to like you very much.
- Sizden çok hoşlanmıyor gibi.
If I say something it's like talking to the wall. She doesn't listen at all. Woman means that she waits for you at home.
Ama ben bir şey isteyince sanki bir duvarla konuşur gibi olurum.
She doesn't look like you at all.
Sana pek benzemiyor.
She doesn't like you.
Senden hoşlanmıyor.
At least she doesn't smell of fried food, like you do. Or, uh, mouthwash.
En azından senin gibi kızarmış yiyecek ya da ağız gargarası kokmuyor.
But if she doesn't like it, you can't force her.
İstemiyorsa, onu zorlayamazsın.
And if she doesn't like you supporting her, which you can't properly, with your arm...
Ona destek olman, kızın hoşuna gitmiyorsa,... ki pek destek olduğun da söylenemez, kolunu düşünürsek...
She doesn't call on people like you.
O sizin gibilerle konuşmaz.
She looks like you, doesn't she, your sister?
Sana çok benziyor kardeşin.
Yes, but you're afraid the woman doesn't like you or that she'll walk away.
Evet, ama kadının sizden hoşlanmaması sizi korkutursa..... sizi bırakabilir.
She doesn't like you being here.
Burada olmanızdan hoşlanmıyor.
Looks just like you, doesn't she?
Tıpkı sana benziyor, değil mi?
If she doesn't like it, you can bring it back.
Hanımefendi hoşlanmazsa, geri getirebilirsiniz.
I guess she doesn't like you much, Cody.
Sanırım senden pek hoşlanmıyor, Cody.
And like Abby, she has to be pretty, so you meet her in person, someplace public so she doesn't get spooked.
- Abby gibi güzel olmasını istediğin için de kızla yüz yüze görüşüyorsun. - Evet, Bonita Cruz'u gördüğün anda da kurban adayını bulduğunu anlıyorsun. Bunun için de halka açık bir yer seçiyorsun ki kız ürkmesin.
She doesn't like not being able to talk to you every day, so she's coming to stay until you get your phone put back in.
Seninle her gün konuşamamaktan memnun değilmiş bu yüzden de telefon bağlanıncaya kadar burada kalmak için yola çıkıyormuş.
Then why doesn't she just go to the mall, like you?
Neden senin gibi o da alışveriş merkezine gitmiyor?
She doesn't like you. She doesn't want to meet you.
- Senden hoşlanmıyor.
You say after you go out with Trinh, you meet me to talk about her. - Nothing to discuss, she doesn't like me.
Trinh hakkında konuşmak için geldim.
- She doesn't like men like you do.
Çünkü o erkeklerden senin kadar hoslanmiyor.
If she doesn't like you for who you are, she's not good enough for you.
- Biliyorum. Sen nereden biliyorsun?
Maybe she doesn't like you as much as you think.
Belki de sandığın kadar senden hoşlanmıyor.
You know as long as she doesn't break the law... she can dress up like Baby Doll or King Kong. It's a free country!
Biliyorsun ki kanunu çiğneyene kadar... ister Baby Doll gibi giyinir ister King Kong gibi.
She doesn't like you anymore.
Artık senden hoşlanmıyor.
Doesn't she like you?
Senden hoşlanıyor mu?
Why doesn't she like you?
Niçin senden hoşlanmıyor?
She doesn't know you're there, Bundy, just like when you're having sex.
Orada olduğunu bilmiyor, Bundy, Tıpkı sex yaparken bilmediği gibi.
She doesn't date guys like you.
Senin gibi adamlarla çıkmaz.
Really, huh? Like she doesn't have a regular weekly appointment is that what you're saying?
Her hafta düzenli randevu almıyordu, öyle mi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]