She looked at me перевод на турецкий
463 параллельный перевод
She looked at me eloquently.
O da bana ikna edici bir şekilde bakıyordu.
Did you see the way she looked at me?
Bana nasıl baktığını gördün mü?
You saw the way she looked at me when I came in.
İçeri girdiğimde bana nasıl baktığını siz de gördünüz.
There was no triumph in her eyes when she looked at me, only sadness.
Bana baktığında gözlerinde zafer yoktu, sadece hüzün vardı.
You see the way she looked at me?
Bana nasıl baktığını gördünüz mü?
Sh-She looked at me like I was a bug.
Bana bir haşereymişim gibi baktı.
She looked at me for no longer than the beat of a heart and I knew I would remember her as long as I lived
Bana yönelttiği bakış bir saniye bile sürmedi. Ama onu hayatım boyunca hatırlayacağımı anlamıştım.
I'll never forget the way she looked at me or the change that came over her face.
Bana bakış şeklini ya da yüzündeki değişikliği asla unutmayacağım.
Then she took a seat in bed and she looked at me like I had two heads.
Sonra yatakta oturdu ve bana sanki iki kafam varmış gibi baktı.
I wish she looked at me like that.
Onun, bana bu şekilde bakmasını çok isterdim.
Funny... the very first thing i can remember is another little child screaming when she looked at me.
Garip. Hatırladığım ilk şey, küçük bir çocuğun beni gördüğünde attığı çığlık.
She looked at me with an expression that made me blush like a paprika.
Bana öyle bir baktı ki domates gibi kızardım.
She looked at me.
Bana baktı.
" She looked at me and made a threatening gesture.
" Bana dönerek tehdit edici bir bakış fırlattı.
She looked at me, or I wouldn't have noticed her.
O bana baktı yoksa fark etmezdim.
She looked at me insistently.
Bana ısrarla baktı.
She looked at me.
Kız bana baktı.
- When she looked at me -
- Bana baktığı zaman _
Ow. Mm. And then, she looked at me, and I was sorry I had killed the thing.
Sonra bana baktı ve ben o şeyi öldürdüğüm için üzgündüm.
She looked at me.
O bana baktı.
Then she looked at me in a frightening way and said :
Bunun üzerine dehşetle bana baktı ve dedi ki :
She looked at me like I was a leper.
Bana vebalıymışım gibi baktı.
I mean, the way she looked at me when I...
Demek istediğim, bana baktığı zaman...
The way she looked at me I realized she was a...
Bana bakışından öyle çıkardım...
She looked at me first.
İlk önce bana bakmıştı.
She looked at me disapprovingly and went off to heat up my supper.
Bakışı beni doğrularmış gibiydi. Sonra gidip yemeğimi ısıttı.
She looked at me amazed : "Why, don't you go out so often?"
Şaşkın bakarak : "Kız arkadaşınız dışarı çıkmak istemiyor mu?"
Then she looked at me, Peter.
Sonra dönüp bana baktı, Peter.
I tell you she looked at me oddly.
Tuhaf tuhaf baktı bana.
The last time she looked at me, it was with disgust.
Son defasında, bana iğrenerek baktı.
I was thinking about that dame upstairs, and the way she had looked at me... and I wanted to see her again, close... without that silly staircase between us.
Yukarıdaki bayanı ve onun bana bakışını düşünüyordum... Aramızda merdivenler olmadan,.. .. onu daha yakından görme arzusuyla...
She just looked at me.
Bana öyle baktı.
She's standing up by the wheel. You know what she did? She just looked at me.
O ise dümendeydi... ve tek yaptığı, bana bir bakış atmak oldu.
The eyes opened and she looked up at me.
Gözleri açılıp bana baktı.
It looked to me, anyway, like she... deliberately aimed the car at this tree.
Bana öyle geldi ki... sanki arabayı o ağaca bilerek sürdü.
She just looked at me, hugged me.
Sadece bana baktı ve kucakladı.
She simply looked at me, indifferently, with little trace of hostility.
Az da olsa husumetle bir anlığına gözünü bana dikti...
Her unfathomable way fascinated and stirred up young men. My friend Robert, who had tried in vain to attract Eve stood with me and looked at her as she danced.
Arkadaşım Robertle birlikte Eve'nin dikkatini çekmek için dikilip onun dansını izliyorduk.
She scarcely looked at me.
Korkak bir ifadeyle yüzüme baktı.
And that actually caused one of the greatest conflicts... with my girlfriend. Because she just looked at me and said :
Ve bu, kız arkadaşımla aramda çok büyük bir uyuşmazlık olmasına neden oldu.
She really looked me over at that wedding.
Düğünde beni çok inceledi.
But she asked me the time, I looked at my watch and it was five to 12!
Ama bana saati sordu. Kendi saatime baktım ve 12'ye 5 vardı.
She stopped and looked at me and motioned to me to turn around.
Durup bana baktı ve eliyle arkamı dönmemi işaret etti.
She nursed me by day, a hired nurse looked after me at night, for in the mad fits I was capable of anything.
O gündüzleri bana bakması için, bir hemşire tuttu. Çılgınlığın eşiğindeydim.
She just looked at me.
Bana baktı.
She looked at me!
Bana baktı!
She used to laugh at my jokes and tell me how pretty I looked.
Bütün yaptığım şakalara gülerdi ve ne kadar güzelsin derdi.
She just, like, looked at me, you know.
Bana öylece baktı, bilirsin.
Her face was half pushed into the pillow, and I remember, she looked back over her shoulder at me and said :
Yüzünün yarısı yastığın içine gömülüydü. Ve bana, omzundan yukarı bakarak : " Ağzıma almam.
She wouldn't have looked at me twice if I said I was a Volvo salesman.
Bir Volvo satıcısı olduğumu söyleseydim ikici kez bana bakmazdı.
But then she's never looked at me that way before
Ama bana daha önce hiç böyle bakmamıştı...
she looked 19
at me 65
she loves you 255
she looks like you 26
she looks just like you 26
she looks like me 20
she likes you 180
she looks nice 18
she looks beautiful 24
she lives 40
at me 65
she loves you 255
she looks like you 26
she looks just like you 26
she looks like me 20
she likes you 180
she looks nice 18
she looks beautiful 24
she lives 40
she loves me 159
she likes me 65
she likes him 25
she lies 28
she left 317
she looks happy 19
she lives here 44
she looks good 49
she looks 27
she loves me not 17
she likes me 65
she likes him 25
she lies 28
she left 317
she looks happy 19
she lives here 44
she looks good 49
she looks 27
she loves me not 17