Show me перевод на турецкий
22,303 параллельный перевод
But she does wear mended stockings, so you can show me how clever you are with those.
Ama onarılmış çorap giyer, yani ne kadar yapabilirsin göster bakalım.
Why don't you just show me this plastic.
Plastiği göstersenize.
Show me something.
Bana bir şeyler gösterin.
Show me someone who always tells the truth, and I'll show you a weirdo.
Bana her zaman doğruyu söyleyen bir adam gösterin, ben de size bir ucube göstereyim.
Show me!
Göster bana!
David kept a number of letters Terri had sent him and was keen to show me the extent of the abuse.
David, Terri'nin ona gönderdiği birçok mektubu saklamış ve tacizin boyutunu bana göstermek istiyor.
Show me that you can be that man.
O adam olabileceğini göster bana.
Show me, and... and we can save our child, and we can turn the darkness into light.
Göster ki çocuğumuzu kurtarabilelim ve karanlığı aydınlığa çevirebilelim.
You show me that line when those beasts invade your home, attack Willa, your children.
O yaratıklar evini işgal ettiklerinde, Willa'ya ve çocuklarına göster sınırı.
Show me.
Göster bana.
Show me.
Gösterin bana.
You can show me whatever you have, he won't mind.
Elindekileri gösterebilirsin., bir şey demez.
Something important and you're going to show me.
Önemli bir şey ve bana göstereceksin.
I'm not gonna hurt you, Mom. Then show me.
Seni incitmeyeceğim anne.
You want to partner up, you show me what you got to offer.
Ortaklık istiyorsan teklif edecek neyin var göstermelisin.
Show me your ass.
Kıçını göster şimdi.
Oh! Show me those cute baby dinosaur teeth.
Bana şu minik sevimli dinozor dişlerini göster.
Show me.
Göster.
Show me for a sec.
Bakabilir miyim şunlara?
- This is what you wanted to show me?
- Bana göstereceğin şey bu muydu? - Bekle biraz.
Show me the arm.
Omuzunu göster.
Show me your back.
Sırtını göster.
Will you show me how to write my papers on that?
Ödevimi onda nasıl yapacağımı gösterecek misin?
Show me this doorway.
- Girişi göster bana.
But he did take me to his sister's bedroom and show me her clothes.
Ama beni kardeşinin yatak odasına götürüp kadının kıyafetlerini gösterdi.
Show me where.
- Bana yerini göster.
If I beat you, you gotta show me how to shoot a gun.
Seni yenersem bana nasıl ateş edileceğini göstereceksin.
Um, the day that you took me down to the police yard to show me the burned-out boat...
O yanmış tekneyi göstermek için beni polis binasının avlusuna götürdüğün gün...
Show me.
Göster bakalım.
Hey, let me show you what it does.
Hey, sana neye yaradığını göstereyim.
You're so curious about Ryan Larson that you made me watch Leonard Letts'dog and pony show.
Ryan Larson konusunda öyle meraklısın ki senin yüzünden Leonard Letts'in şovunu izlemek zorunda kaldım.
Let me show you.
Görelim bakalım.
Please, just give me Minor, and when the cops show up, - I was never here.
- Lütfen, Minor'u bana ver ve polisler geldiğinde benden söz etme.
You need me to show you a photo or...
Bana bir resim veya bir kanıt göstermen lazım...
Now, they're supposed to let me know if they show it.
Şimdi, burayı birine göstereceklerinde bana haber vermeleri gerekiyordu.
Promise me you won't show that tape to the police.
Videoyu polise göstermeyeceğine söz ver.
Let me show you one of our robots.
Robotlarımızdan birini göstereyim.
Well, look, you're welcome to watch the show with me, on this side of the glass, just give me Stefan's location.
Bak, gösteriyi benimle birlikte camın bu tarafından izleyebilirsin sadece Stefan'ın adresini ver yeter.
So if you follow me, we're gonna show you one of our four exclusive lounges.
Eşlik ederseniz, size dört özel lobimizden birisini göstermek istiyorum.
Let me show you how it's done.
Nasıl yapıldığını göstereyim.
You know, she's the executive who discovered me at that storytelling show.
Hani şu beni hikaye anlatma gösterisinde keşfeden yönetici.
Let me show you how it's done.
- Nasıl yapıldığını göstereyim.
So you give me this stupid book, act like you're my friend, like you actually care, and you're not even going to show up for this?
Evet, bana yalan söyledi. Doktor değilmiş, hemşireymiş.
The Emperor will show you mercy if you tell me where the remaining Jedi can be found.
Eğer bana geriye kalan Jedi'ların nerede olduğunu söylersen İmparator seni affedecek.
Okay, if Gus does not show up, I want you to walkie me.
Eğer Gus ortalarda görünmezse telsizle bana bildirmeni istiyorum.
Come on, let me show you downstairs.
Gel hadi, sana alt katı göstermeme izin ver.
Do you want me to show you to the table?
Masanızı göstermemi ister misiniz?
It was the only way to show you that fighting me is a waste of time.
Benimle savaşmanın bir zaman kaybı olduğunu göstermenin tek yolu buydu.
Algoma always warned me not to live with show-women.
Algoma gösteri dünyasından kadınlarla takılma derdi hep.
You want me to show you how to wrap your hands like your daddy?
Baban gibi eldiven giymeyi öğreteyim mi sana?
If, six months ago, you'd have told me I'd have a big Internet show, I would have said, "Yeah, that adds up."
Altı ay önce bana, büyük bir internet şovun olacak deseydiniz "olabilir cidden" derdim.
show me the money 40
show me your face 32
show me what you got 106
show me your hands 307
show me something 32
show me how 19
show me what you've got 24
show me your teeth 20
show me again 18
show me the way 27
show me your face 32
show me what you got 106
show me your hands 307
show me something 32
show me how 19
show me what you've got 24
show me your teeth 20
show me again 18
show me the way 27
show me your hand 21
show me what 19
show me where 20
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
metres 235
show me what 19
show me where 20
mexico 335
metro 61
merci 624
menu 31
melanie 499
merida 43
metres 235