Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / Sign there

Sign there перевод на турецкий

3,144 параллельный перевод
It's a sign there's bacteria in his bloodstream.
Kanındaki bakteriler bunu gösteriyor.
There's no diabetes, there's no problems with previous surgeries, and there's no sign of incompetence on Memorial's part, yet she received some huge check from this brokerage firm.
Diyabeti yok önceki ameliyatlarında bir problem yok ve Memorial'daki ameliyatında da bir yetersizlik yok ama aracılık firmasından büyük meblağlı bir çek almış.
Every violent acting out is a sign that - there is something you are not able to put into words.
Her şiddet eylemi kelimelere dökmeyi beceremediğiniz bir şeylerin var olduğunun işaretidir.
There's no sign of cracks.
Çatlak belirtisi yok.
There is no sign.
İşaret filan yok.
Yeah, but there's no sign.
Evet ama hiç tabela yok.
No,'cause there's no sign!
Çünkü hiç tabela yok!
All right, I'm yelling a little bit, but there is no sign!
Biraz bağırmış olabilirim. Ama hiç tabela yok.
There's no sign of life anywhere...
Burada hayat olduğuna dair hiçbir işaret yok...
There is no sign of him.
Ondan hiç bir iz yok.
There was a pink female pig on their sign, wearing a white apron and dancing on the grill.
Pembe kulübesinde yaban bir dişi domuz vardı beyaz bir önlük giyip ızgarada etlerle dans ediyordu.
Well, we've been keeping our eye out online for Samurai, but there's been no sign of him.
Samuray'dan gözümüzü ayırmamaya devam edeceğiz ama ondan hiçbir iz yok.
"There is no sign..." That's it.
"Bir işaret yok..." Hepsi bu kadar.
There was no sign...
Hiçbir işaret yoktu...
There is no sign.
Hiçbir işaret yoktur.
There was a sign in the window said, "Come in and pick your ring."
Vitrinde "İçeri girip yüzüğünüzü seçin" yazan bir levha vardı.
Chief, got Clyde, but there's no sign of Bonnie.
Şef, Clyde'ı yakaladık, Bonnie ortalıkta yok.
Any sign that Angelica was there?
Angelica'nın orada olduğuna dair herhangi bir iz var mı?
Hey, we've been over every inch of this place. There's no sign of Kate or her car.
Her tarafı aradık.
I found no sign of sexual assault, and besides the facial lacerations caused by the door, there were no other apparent injuries perimortem.
Cinsel saldırı izine rastlamadım ayrıca, yüzdeki yaralar kapı çarpmasından kaynaklanmış bunun dışında ölmeden önce ölümcül bir yaralanma olmamış.
LHC is up and running. So far, there's no sign of superparticles.
Şimdiye kadar, süperparçacıklardan hiçbir iz yok.
There'll be plenty of spaces on every sign-up sheet.
Her kağıtta çok sayıda görev olacak.
Well, there's no sign of a rash or a burn.
Burada hiç döküntü ya da yanık izine dair bir şey yok.
There's no sign of forced entry.
İçeri zorla girildiğini gösteren bir iz yok.
There's no sign of forced entry, no finger marks on the doors or windowsills, not even the girl's.
Zorla girildiğine dair ipucu yok. Kapı ve pencere pervazında parmak izi yok. Kızınızınki bile- -
Despite full international cooperation, there remains no sign of William Bell.
Yapılan uluslararası işbirliğine rağmen William Bell'den hiç iz yok.
Jesus, if you're out there can you give me a sign?
Jesus, oralarda bir yerdeysen bana bir işaret gönderebilir misin?
We've locked down the facility, but there's no sign of him.
Tesisi kilitledik ancak ondan bir işaret bulamadık.
Did that sign back there say 94 east, Rut?
O tabelada 94 doğu mu yazıyordu, Rut?
They are saying thanks in there sign language.
İşaret dilinde size teşekkür ediyorlar.
McCain seems confident that Castlecore are meeting there to sign an important deal tonight.
McCain, bu akşam orada Castlecore'un toplanıp önemli bir anlaşmaya imza atacağından emin gibiydi.
The seconds ticked by, but there was no sign of my Roewe.
Saniyeler ilerliyordu ancak Roewe ortalarda görünmüyordu.
There's no sign of Lilian.
- Lilian'dan iz yok.
There's no sign of those two, boss.
O ikisinden iz yok patron.
There's still no sign of my darling fiance, Justin.
Sevgili nişanlım Justin'den hâlâ haber yok.
I'm trying to sign this fighter, and I got a tip he's going to be there.
Bir dövüşçünün menajerliğini almaya çalışıyorum.
There was no sign of the books.
Kitaplardan iz yoktu.
You know there's not just one sign that covers all of that, right?
Bu söylediklerinin tek bir işaretle gösterilmeyeceğini biliyorsun, değil mi?
Is there any sign of Matlock?
- Matlock'tan iz var mı?
Uniforms went to Jason's place, but there was no sign of Sarah.
Ekipler Jason'ın evine gitmişler, ancak Sarah'dan eser yokmuş.
There's no sign of forced entry at the house, so she must've been let in.
Eve zorla girildiğine dair iz yok, demek ki kendini davet ettirdi.
Our vehicles camped out there look like a giant "vacancy" sign.
İyi bari. Araçlarımız ortada "gelin alın beni" der gibi duruyordu.
There were four in here, but no sign of Lori or any of them.
Burada dört tane vardı ama Lori veya başkasından iz yok.
The first sign of trouble, you get the hell out of there.
İlk tehlike sinyalinde buradan toz oluyorsun.
Sign it there and there.
Teşekkürler. Burayı ve Burayı.
There is no sign of Kagame so far.
Şu ana dek Kagame'den bir iz yok.
Now, listen, the only way this con works. Is if there's no sign of struggle.
Bu işin işe yaramasının tek yolu boğuşma izi kalmamasıdır.
What makes it weirder is that there was no sign of robbery or sexual assault.
Daha garip olan ise hırsızlık ya da tecavüz olmaması.
Again, there's no sign of break-in.
Yine zorla giriş izi yok.
There are 3 things you can do right now 1. sign the pledge to show your support
Şimdi yapabileceğiniz 3 şey var. 1. Desteğinizi göstermek için bize katılın.
Right there, sign for prisoner.
Mahkum için burayı imzalayın.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]