Stop there перевод на турецкий
6,559 параллельный перевод
We- - That's- - Stop there, okay?
Onları geçirmeyin.
Well, that's the idea, but we don't stop there.
Amacımız bu, fakat durup beklemeyiz.
Let's stop there for a moment.
Hadi mola verelim.
Now, stop there.
Dur söyleme.
You don't have to stop there.
Öylece durmak zorunda değilsin.
But you didn't stop there, did you? No.
Bununla da yetinmedin.
Stop there. I told you, you stay away from there.
Mağaraya yaklaşmamanı söylemiştim.
Stop there!
Yaklaşma!
- And why stop there?
- Ve neden duralım ki?
Stop. Just like in the movie! Peggy, there's no smoke!
- Peggy, duman falan yok!
And you're absolutely right, there's nothing local authorities can do to stop you.
Kesinlikle haklısın ve seni durdurabilecek hiçbir yerel güç yok.
Stop right there.
Orada dur.
I'll go up there and stop them, just as they're crossing the bridge. Aye.
- Oraya çıkıp köprüyü geçer geçmez onları durduracağım.
Stop right there!
Olduğun yerde kal!
FBI! Stop right there!
FBI!
- Just stop talking right there.
- Konuşmayı kes bakalım.
But when I stop looking at him as just his son... there is a desperation to him now.
Ama ona oğluymuş gibi bakmayı bıraktığımda umutsuzluğunu görebiliyorum.
But there are other ways to stop a man getting you pregnant.
Ama sizi hamile bırakmasını engellemek için başka yollar var.
And there's nothing you can do to stop it.
Ve buna engel olmanın bir yolu yoktur.
- Stop there.
- Dur orada.
I just can't stop thinking about that poor man out there.
- Oradaki o zavallı adamı düşünmekten kendimi alamıyorum.
Glen, get in there and stop that woman from hurting herself.
Glen, oraya git ve kadının kendisini incitmesine engel ol hemen.
Stop right there.
Orada durdur.
- Yeah.'Cause what I want to know, is there a way that I can stop it from happening, or at least control it?
Çünkü bilmek istediğim şey bunu durdurmanın veya en azından kontrol etmenin bir yolu var mı?
I mean, I just... I feel that... Whatever you think is back there, stop trying to hold onto it.
Sadece... hissediyorum... ne düşünürsen düşün bu geride kaldı, ona tutunmaya çalışmayı unut.
I need to stop you there, Andrea.
- Tahminler... - Seni bekleteceğim, Andrea.
Please. We both know there's nothing you can do to stop me.
Hadi ama elinizden bir şey gelmediğini ikimiz de biliyoruz.
Johnny Jaqobis, whatever dumbass shit - you're doing, stop. I'm almost there.
- Johnny Jaqobis, her ne salaklık yapıyorsan hemen dur, neredeyse geldim.
We can't stop. There's no time.
Hayır, duramayız.
Carol, stop signs are there to mediate traffic.
Carol, dur işaretleri trafiğe yardım etmek içindir.
♪ There's nothing that can stop you ♪
# Seni durdurabilecek hiçbir şey yok #
Okay, let me just stop you right there, because I can see what it is you're trying to do.
Tamam, seni burada durdurayım, çünkü ne yapmaya çalıştığını anlayabiliyorum.
Now, Geraldo, I'm gonna stop you right there.
Geraldo, seni o noktada durdurmalıyım.
Oh! Now, Donna, I'm gonna stop you right there.
Şimdi, Donna, seni burada durduracağım.
There is only one witch strong enough to stop Dahlia, and that is my very dead mother Esther.
Dahlia'yı kurtaracak kadar güçlü olan tek bir cadı var, bu da sevgili ölü anne Esther.
If you wanna go out there, I can't stop you.
Çıkıp savaşmak istiyorsan seni durduramam.
Stop right there. Hey jumper...
Hey intihar eden!
- There's no other way to stop this.
- Bunu durdurmanın başka yolu yok.
Stop right there, you pig.
Orada dur domuz.
There's only one way to stop him, you know this.
Onu durdurmak için tek bir yol var, biliyorsun.
Lemonade, stop right there! Where is it you think you're going?
Bir dakika beklesene, nereye gidiyorsun?
Stop right there.
Olduğun yerde kal.
Stop right there. Don't move.
Olduğun yerde kal, kıpırdama.
Stop right there and put the girl down, sir. I'm not going to ask again.
Orda dur ve kızı bırak bir daha söylemeyeceğim.
Stop right there.
Dur olduğun yerde.
Stop acting like a child, get back in there, and be a goddamn grown-up.
Çocuk gibi davranmayı kesin, lanet bir yetişkin olun ve oraya dönün.
I know, but what doesn't change is that there's still someone out there experimenting on innocents, killing them, which means, bizarro or not, we have to do everything we can to stop it, don't we?
Biliyorum, ama bu dışarıda birilerinin masum insanlar üzerinde deney yaptığı ve onları öldürdüğü gerçeğini değiştirmez. garip ya da değil bunu durdurmak için her şeyi yapmak zorundayız, değil mi?
There's somebody out there doing really bad things to people, Mrs. Zalman, and I was trying to stop it.
Dışarıda insanlara kötü şeyler yapan birileri var Bayan Zalman ve ben bunu durdurmaya çalışıyorum.
Stop there!
Kal orada!
Stop right there, buster!
Dur orada serseri!
- Stop right there! Th-The guard wasn't at the front, so I just walked in.
Ön tarafta koruma yoktu ben de içeri girdim.
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there's nothing to it 48
there you have it 213
there's no time like the present 22
there aren't 60
there it is 2912
there is no such thing 30
there's no way 389
there's nothing to see here 35
there's nothing here 275
there's nothing to it 48