Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ S ] / Sweet kid

Sweet kid перевод на турецкий

281 параллельный перевод
She's a good kid, a sweet kid.
İyi kalpli ve tatlı biri o.
- Gee, still the same sweet kid, ain't you?
- Vay canına! Aynı tatlı çocuk.
Look, You're A Sweet Kid, Okay?
Bak, tatlı bir çocuksun, tamam mı?
I'm a sweet kid.
Ben tatlı bir çocuğum.
Some sweet kid.
Tatlı çocuk.
You're a sweet kid, princess.
Sen tatlı bir çocuksun prenses.
Why, you sweet kid.
- Şirin kız.
You're a sweet kid.
Tatlı bir çocuksun.
A sweet kid.
Tatlı bir çocuktur.
You're a real sweet kid.
Gerçekten tatlı bir yumurcaksın.
Sweet kid.
Tatlı kızdı.
- She seems like such a sweet kid.
- Sam, nazik bir kıza benziyor.
He's such a sweet kid.
Çok şeker çocuk.
She's a sweet kid, Sonny.
çok tatlı bir oğlu var, Sonny.
She's such a sweet kid.
O çok tatlı bir kız.
Sweet kid.
Tatlı çocuk.
You're a sweet kid.
Sen çok tatlı bir çocuksun.
- Oh, she's a sweet kid.
- Çok tatlı biri.
She's a really sweet kid.
Çok tatlı bir kız.
You're a sweet kid.
Çok tatlı bir çocuksun.
She was a real sweet kid.
Çok tatlı bir çocuktu.
I've known Mookie since he was four years old and he was a sweet kid.
Mookie'yi dört yaşından beri tanırım ve tatlı bir çocuktu.
- He's a sweet kid. He's a really sweet kid.
- Harika bir çocuk o, harika.
He's a nice, sweet kid, but between you and I, he ain't got too much upstairs.
Çok iyi bir çocuk, gerçekten iyi, ama kafa fazla basmıyor, üst kısım boş.
He used to be a sweet kid.
O eskiden sevimli bir çocuktu.
You were a wonderful, sweet kid.
Sen müthiş, tatlı bir çocuktun.
He " s a sweet kid.
Tatlı bir çocuk.
Such a sweet kid.
Ne tatlı bir çocuk.
He's a sweet kid.
- Tatlı bir çocuktur.
I said, what a sweet kid.
Ne sevimli bir çocuk dedim.
Donna is such a sweet kid.
Donna çok sevimli bir kız.
Sweet kid, so I just sobered her up a bit, you know?
Tatlı çocuk, ben de onu biraz ayılttım bilirsin?
Such a sweet kid.
Çok tatlı bir çocuk.
She's a sweet kid, though.
Aslında tatlı kız.
Sweet kid, Emily.
Emily tatlı bir çocuk.
He's got water in his brain, but, oh, he's a sweet kid.
Beyninde su var ama tatlı bir çocuk.
She's too sweet a kid, and besides that...
O çok tatlı bir çocuk. Ayrıca...
He's a sweet, gentle kid, but he's really too shy.
Nazik ama zayıf biridir.
Lots of it, kid. Tall, sweet and it's real good.
tatlı ve bu gerçekten iyi.
And just like the apple the kid's so very sweet
# İşte o elma gibi epey tatlıdır bu çocuk #
I wouldn't give a sweet jerk in hell if the Kid did lay you out.
Kid seni öldürürse hiç üzülmem.
No kid can look that sweet.
Gözlerini senin kadar iyi kullanan hiçbir çocuk tanımıyorum.
* Ooo * * lt's such a good vibration * * lt's such a sweet sensation * * lt's such a good vibration * * lt's such a sweet sensation * Who is that kid?
Bu çocuk da kim?
Sweet move, kid.
Güzel hareket evlat. - Tamam!
Sweet dreams, kid.
Tatlı rüyalar, ufaklık.
How pure and innocent my husband's gotten Just like a sweet and shy little kid...
Benim kocam ne saf, ne masum sanki tatlı ve utangaç bir çocuk.
Rich kid, sweet-16 party- - and who do I see but my old partner Harry Ross.
Zengin bir çocuğun 16 yaş partisi. Ve kimi görüyorum, eski ortağım Harry Ross.
Albert's a sweet kid.
Albert iyi bir çocuk.
I think you sweet on old Billy the Kid.
Galiba, Billy The Kid'e vuruldun.
It was sweet, kid.
Çok tatlıydı.
So the mother has a stripper perform at her kid's sweet-sixteen party dressed as, get this, a cop.
Annesi kızın 16. yaş günü partisinde bir striptizci çağırmış. Striptizci, polis kılığındaymış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]