That is enough перевод на турецкий
3,903 параллельный перевод
Okay, that is enough.
Tamam, bu kadar yeter.
That is enough. I would normally love that anecdote,
Normalde bu hikayeyi severdim ama şimdi nefret ediyorum.
That is enough.
Yeter.
The only way that we can raise an army big enough to defeat your brother Edward now is if we join with Lancaster.
Kardeşin Edward'ı yenebilmenin tek yolu Lancaster'lara katılıp büyük bir ordu kurmamız.
Other than that, any other instrument is good enough!
Bunun dışındaki, müzik aletleride iyi!
A single account is enough to deposit that money in your bank.
Bir tek sizin bankaya yatırmak için yeterli o kadar para.
That single proof is enough for everything to crumble down!
Bu kanıt hepimizi bitirmeye yeter!
Gary is buying your wounded-bird drunk routine, and he's a good-enough man to try to save you, but I know that you're just trying to get your hooks into him.
Gary, yaralı alkolik kuş rutinine kanıyor seni kurtaracak kadar iyi bir adam ama biliyorum ki onu ele geçirmeye çalışıyorsun.
- That is not enough!
- Yeterli değil!
Is that hostile enough for you?
Bu yeterince sana düşmanca geldi mi?
I've seen enough episodes of "Castle" to know that something is not right in this picture.
Bu görüntünün doğru olmadığını bilecek kadar "Castle" bölümü izledim
Is that enough proof for you?
Bu kanıt senin için yeterli mi?
Neither one of us is tall enough to reach that.
İkimiz de ona uzanamayız.
All you have to do is hold out long enough so that I can set everyone free.
Tek yapman gereken yeterice uzun dayanman. Böylece ben de herkesi özgür kılacağım.
Not that drunk three-year-olds aren't funny, but she has a hard enough time walking a straight line as it is.
Sarhoş üç yaşındakiler komik oluyor ama ayıkken bile zar zor yürüdüğünü düşünürsek.
That is plan enough.
O yeterince büyük bir plan.
I'm just having them check that my stomach is still strong enough to stand the sight of you.
Midemi hala sana katlanacak kadar güçlü mü diye anlamak için kontrol ettireceğim.
That is quite enough.
Yetti artık.
The electrical spark from that doorbell is enough to blow the entire place up.
Küçük bir kıvılcım evi havaya uçurabilirmiş.
Middle school is rough enough without all that crap, so excuse me for doing what I had to do to survive...
Orta okul bu saçmalıklar olmadan bile çok zordu bu yüzden hayatta kalabilmek için yaptıklarımı bağışla.
Nine grand- - that's a lot of dough, but is it enough to make someone break into Ruby's place to get it?
9000 dolar. İyi para ama bu, birinin, Ruby'nin evine girip onu çalması için yeterli mi?
Is that clear enough?
Yeterince açık oldu mu?
Now, it's enough to know that she is still alive.
Şu anda hala hayatta olduğu bilmek yeterli.
Floor must be porous enough that the blood is still present.
Zemin o kadar gözenekliymiş ki, kan kaybolmamış.
I know that for a rumour and a cliche, which is good enough for me.
Ben bunu bir söylenti ve bir klişe olarak biliyorum, bu da benim için yeterli sayılır.
I am doing the best that I can, and it is not good enough.
Elimden gelen her şeyi yapıyorum ama yetmiyor.
Is that gay enough?
- Yeterince gey olur mu?
That is charity enough.
Yeterince hayır işlemiş olursun.
But that's not enough, is it?
Ama yeterli olmuyor, değil mi?
Barrow, that's enough!
Barrow, bu kadar yeter! Bu iş bitti.
Is that enough hyperbole for you, or would you like me to come up with something more vivid? No.
Bu senin için yeterli bir mübalağa mı yoksa bana daha görsel bir şeyle gelmek ister misin?
Which is bad enough, but what's even worse Is how much you'll feel like a failure Because when the person who knows you best loses interest, that really takes something out of you.
Bu zaten kötü ama daha da kötüsü var. O da kendini eksik hissetmek. Çünkü seni en iyi tanıyan insan ilgisini kaybedince içinden bir şeyler kopup gidiyor.
Saying she's quarantined herself with Teddy buys us some time, but not enough, not if she's going to drag this out, and it seems that she is.
Onun Teddy'le karantina altında olduğunu söylemek zaman kazandırdı, ama yeterli değil eğer bunu uzatacaksa, yeterli değil ve uzatacakmış gibi duruyor.
There is no magic in this world that is strong enough to challenge it.
Bu dünyada doğanın iradesine karşı koyacak kadar güçlü bir büyü yok.
Diane, that's not enough time, is it?
Diane, bu süre yeterli değil, öyle değil mi?
Is that slow enough for you?
Bu, senin için yeterince yavaş mı?
We might consider that there is room enough for both of our visions.
İkimizin bakış açılarının buluştuğu bir nokta olduğunu düşünebiliriz.
You see, the jackpot amount is not nearly enough now that the partners have increased.
Dikkat edersen, ikramiye tutarı düşük ve ortak sayısı da arttı...
- You know, I do enough of that at work.
- İş yerinde yeterince başıma geliyor.
That girl- - I'm sorry- - her statement is not enough for me.
- Bu kız- - üzgünüm ama onun ifadesi..
Is that task enough for you?
Bu görev senin için çok mu?
Really? I mean, really? Is it not bad enough that I have to spend all summer in school?
Bütün yaz tatilimi okulda geçirdiğim yetmezmiş gibi?
Don't you know that 5 cups of Chihon wine is enough to kill someone?
5 kadeh Chihon şarabının birini öldürmeye yettiğini bilmiyor musun?
- Is that enough?
- Yeterli mi?
You may not know me but I suspect you've heard enough to grasp that watching debutantes in a ballroom is not my kind of fun.
Beni tanımıyorsun ama balo salonunda genç kızları izlemenin bana göre bir eğlence olmadığını duymuş olman gerek.
The only thing I can figure is that another speedster is co-opting the Speed Force, keeping me from accessing enough energy to time-travel.
Aklıma gelen tek şey başka bir hızcının Hız Gücü'yle temasta olduğu ve zaman yolculuğu için gerekli enerjiden beni alıkoyduğu.
Is that dome high enough for storm clouds to form?
Kubbe yagmur bulutlari icinde olusacak kadar yuksek midir?
Instead of having to plant an actual bug, all you need to do is get close enough and hit that button.
Gerçek bir dinleme cihazı yerleştirmektense yapman gereken, yeterince yaklaşmak ve bu düğmeye basmak.
That's enough. Is it?
Yeter mi?
Hopefully, my relationship with Hans is strong enough that he'll agree to beat me for free.
Umarım Hans ile güzel bir ilişki inşa etmişizdir de bana para almadan sopa atmayı kabul eder.
I'm not convinced that this picture is enough to derail Conrad's campaign.
Conrad'ın kampanyasını baltalamak için bu fotoğrafın yeterli olacağını sanmıyorum.
that is 2872
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is all 319
that is weird 91
that is not true 434
that is so lame 16
that is not 75
that is the question 108
that is awesome 117
that is not fair 93
that is so sweet 227
that is all 319
that is weird 91
that is not true 434