That is not перевод на турецкий
38,808 параллельный перевод
Oh, my god, Madison, that is not shadow.
Oh, Madison, aman tanrım, o shadow değil.
That is not your dog!
O senin köpeğin değil!
- That is not the same dog.
- O aynı köpek değil.
A weapon that is not registered as part of the Russian army weapons,
Rus ordu silahlarının parçası olarak kayıtlı olmayan bir silah,
I'd hoped to settle this matter in a modern way, but that is not going to be possible.
Bu meseleyi yeni yöntemlerle çözebileceğimizi ummuştum ancak bu mümkün değil.
The 50 kegs we have in storage is powder that is not ready to be moved, because it is unstable.
Ambarda istikrarsız olduğu için taşınmaya hazır olmayan 50 fıçı barut var.
It was a mistake to let people compete, but that is not what got someone killed.
İnsanların rekabet etmesine izin vermek hataydı ama bir cana mal olan bu değildi.
- That is not true.
- Bu doğru değil.
That is not at all the direction I thought this conversation was heading.
Konunun buraya geleceğini düşünemedim.
Now, it's not just that you get a Smile or a Frown, though that is part of it, you get your Smile...
Bu olayın bir parçası olsa da, iş sadece bir gülümseme veya asık surat görmekle bitmiyor.
But would it surprise you to know that this is not coming from some big camera, but actually just one of these?
Peki bunun kocaman bir kameradan değilde aslında bunlardan birinden geldiğini bilmek sizi şaşırtır mıydı?
Oh, well... yeah, not there it is there. That was the sound of it.
Ses geldi işte.
There is a program that could help us with the horses, but it involves doing something I'm not comfortable with, going back to prison.
Bize, bu atlar için yardım edebilecek bir program var. Ama rahat hissetmediğim bir şey yapmayı içeriyor. Hapishaneye geri dönmek.
I mean, that-that's not on the map... what ride is that?
Hangi kaydırak bu?
Not much is known about Fight Milk, except that it's made right here in Philadelphia by a parent company known as Frank's Fluids.
Dövüş Sütü hakkında fazla bilgi olmasa da "Frank'in Sıvıları" adlı bir ana firma tarafından burada, Philadelphia'da üretildiği biliniyor.
I'd also like to point out that while Dee's version is the truth, it's not the whole truth.
Ayrıca belirtmek isterim ki Dee'nin anlattıkları doğru olsa da bütün doğrular değil.
That's not the point! The point is : Dee has no rightful claim to that ticket, and I'll prove it.
İşin özü, Dee, o bilete bir hak iddia edemez.
You guys all think that work is tricking people. It's not.
Çalışmayı dümen çevirme olarak görüyorsunuz.
Why? Is that not what this is about?
Siz onun için gelmemiş miydiniz?
It is you that I believe in, not it.
Deftere değil, sana güveniyorum.
There is not much we can do if that's who I think it is.
O sandığım kişiyse elimizden pek bir şey gelmez.
It is not like that?
Öyle değil mi?
♪ You can never be as fly as Dizzee D is You not about that ♪
Dizzee D kadar kafa olamazsınız Bunu anlamazsınız
You've given me encouragement and wisdom and a helping hand, and I just want you to know that what they're saying about me is not true.
Bana cesaret, akıl ve destek verdiniz. Hakkımda söylenenlerin doğru olmadığını bilmenizi istiyorum.
But that's not where we are, is it? You know who I am.
Ama bir biz değiliz.
My gare's not that kind of boyfriend, is he? He's more of a call you from jail at 4 : 00 A.M. Ow.
Benim Gare'im öyle bir sevgili değil, değil mi?
Then not too long after that, you're sitting on your kitchen floor buck naked, you got a gun in your mouth and all you're thinking about is, is today the day?
Ondan sonra bundan çok geç olmadan, mutfak katında oturuyorsun çıplak kıçını, ağzında bir silahın var ve tek düşündüğün şu, bugünün gün mü?
That's terrible, because if he's not gonna come to us, now we gotta go to him which means you need to tell us where he is.
Korkunç, çünkü eğer bize gelmezse, şimdi ona gitmeliyiz yani bize nerede olduğunu söylemelisin.
One thing Africa did not cure... is that I still love you.
Afrika'nın iyileştirmediği tek şey hâlâ seni seviyor olmam.
One thing Africa did not cure is that I still love you.
Afrika'nın iyileştirmediği tek şey hâlâ seni seviyor olmam.
It is a bit unexpected that we were both invited, is it not?
İkimizin de davet edilmesi beklenmedik bir şey değil mi?
Now, if you can give me all that and what you tell us is corroborated, then... then these people won't be needed and you will await trial in the same cell that Thomas Moore occupied, with not an unpleasant view of the River Thames.
Tüm isteklerimizi yerine getirip söylediklerinizi kanıtla desteklerseniz o zaman bu insanlara ihtiyaç olmaz. Thomas Moore'un da kaldığı hücrede duruşmayı beklersiniz. Hücrenin Thames Nehri manzarası gayet iyidir.
On today's programme... that kind of resource is not adequate.
Bugünkü programında... Bu tip bir kaynak yeterli değildir.
The prime minister believes it is vital that this country is not seen as a soft target for terrorism, especially in light of the troubles.
Başbakanımız, özellikle son gelişmeler ışığında ülkemizin terörizm açısından zayıf bir hedef olarak görülmemesinin çok önemli olduğuna inanıyor.
That which is and is not.
Olan ve olmayan bu.
Not that I like to think where the money is going to exactly, but money keeps the people happy, so we're rolling with that.
Paranın gittiği yer hoşuma gitmiyor ama insanlar mutlu, o yüzden ses çıkarmıyoruz.
It means, son, that sometimes when you're dealing with an insurgency, you're not gonna be 100 % clear on who the enemy is.
Anlamı şu evlat, bazen bir isyanı bastırırken düşmanın kim olduğundan tam emin olamazsın.
We got ourselves a president who appears not to be aware of the fact that the United States is at war right now, and he's that war's commander in chief.
ABD'nin savaşta olduğunun farkında olmayan bir başkanımız var, üstelik kendisi başkomutan.
It is my job, however, to ensure that your personal ambitions are not entirely delusional and do not carry with them an unacceptable cost for everybody else.
Ancak benim işim de şahsi hırslarınızın tamamen kuruntu olmadığından ve başkaları için kabul edilemez bir bedel doğurmayacağından emin olmaktır.
This situation is a disgusting mockery of a repulsive joke that would make me sick to my stomach if there was there was one good restaurant in this town, which there is not!
Bu durum, kasabada iyi bir restoran olsaydı, ki yok midemi ağrıtacak iğrenç bir şakanın iğrenç, alay konusu bir taklidi.
Not that I'd know what a crime is.
Ben bildiğimden söylemiyorum.
And I'm not saying that to embarrass you at all, but it is true.
Utandırmak için demiyorum ama doğru yani.
It is not only not about that, but it's actually a play that you should see because it deals with the struggle of young adults being disillusioned with life, feeling demoralized and defrauded by the false promises of tomorrow.
Sadece onunla alakalı olmaması değil ayrıca senin de izlemen gereken bir oyun. Çünkü genç yetişkinlerin hayatın sillesini yemelerini yarının yalan yanlış vaatleriyle demoralize olmalarını ve aldatılmalarını ele alıyor.
There is not a room that we don't...
Sana verecek bir odamız yok anlayacağın.
You're not rusty, all you need to is relax and have fun, that's all!
Paslanmış değilsin. İhtiyacın olan şey biraz rahatlamak, hepsi bu.
Now, I know you're not in kindergarten anymore, and you're about to find out that the transition to first grade is not always easy.
Artık ana sınıfında olmadığınızı biliyorum. Birinci sınıfa geçişin her zaman çok da kolay olmadığını öğrenmek üzeresiniz.
- In theory, American Atheists is a nonprofit, but... but we both know that there are a few offshore accounts that will not bear that out.
Amerikan Ateistler kâr amacı gütmüyor ama ikimiz de biliyoruz ki, yurt dışındaki bazı banka hesapları bu iddiayı doğrulamaz.
I think that, uh, it is important for us that we, uh... support Supreme Court decisions even when we may not agree with them.
Aynı görüşte olmasak bile Yüce Mahkeme'den çıkan kararı desteklememiz önemli.
That's not good.
Bu iş böyle gitmez.
I'm not sure this is the life that I want for them.
Onlar için böyle bir hayat istemiyorum.
Sparrow is certain that the man who sold him the car was not Garth Murray.
... Sparrow'un dediklerine bakılırsa arabayı Garth Murray'den satın almamıştı.
that is not fair 93
that is not true 434
that is not the point 62
that is not the case 19
that is not what i said 38
that is not your concern 19
that is not funny 42
that is not cool 29
that is not mine 21
that is not what happened 39
that is not true 434
that is not the point 62
that is not the case 19
that is not what i said 38
that is not your concern 19
that is not funny 42
that is not cool 29
that is not mine 21
that is not what happened 39
that is not okay 21
that is not my name 16
that is not gonna happen 26
that is not right 22
that is not a good idea 21
that is not me 23
that is not enough 18
that is not possible 57
that is not what i meant 34
that is not an answer 18
that is not my name 16
that is not gonna happen 26
that is not right 22
that is not a good idea 21
that is not me 23
that is not enough 18
that is not possible 57
that is not what i meant 34
that is not an answer 18
that is not it 24
that is not going to happen 21
that is not an option 26
that is not happening 22
that is not good 27
that is 2872
that is so lame 16
that is the question 108
that is awesome 117
that is so sweet 227
that is not going to happen 21
that is not an option 26
that is not happening 22
that is not good 27
that is 2872
that is so lame 16
that is the question 108
that is awesome 117
that is so sweet 227
that is all 319
that is weird 91
that is good 189
that is so cool 125
that is right 117
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is great 150
that is weird 91
that is good 189
that is so cool 125
that is right 117
that is enough 189
that is a lie 69
that is an order 68
that is ridiculous 146
that is great 150
that is disgusting 118
that isn't true 78
that is correct 444
that is good news 81
that is to say 102
that is crazy 79
that is true 340
that is it 241
that is a 82
that isn't true 78
that is correct 444
that is good news 81
that is to say 102
that is crazy 79
that is true 340
that is it 241
that is a 82