The bastard перевод на турецкий
4,557 параллельный перевод
The bastard went after our child.
Piçler çocuğumuzun peşine takılmışlardı.
Kill the bastard.
Öldür o piçi. Hepsini öldür.
He's calling me because you didn't pick up, the bastard.
Sen açmadığın için beni arıyor manda boku.
Let's go stake the bastard.
Gidip o piç kurusuna kazık saplayalım.
If I am to suffer her here at court then we shall call her by her proper name - the bastard girl Elizabeth!
Eğer onun burada sarayda olmasına katlanacaksam ona uygun adıyla seslenmeliyiz soysuz kız Elizabeth!
the bastard.
aşağılık herif.
Frankly, I hope the bastard bleeds to death on the operating table.
Açıkçası, o piç kurusunun ameliyat masasında kanamadan ölmesini umuyorum.
He was trying to find the guy's name in the book so he could castrate the bastard.
Puştu hadım etmek için adamın adını kitapta bulmaya çalışıyormuş.
Grab the bastard!
Piçi yakalayın!
Even if it wasn't one of my men dead, I'd still string the bastard up.
Ölen benim adamlarımdan olmasa bile, gene de piçi ipe çekmeyi isterim.
How can we possibly trust the bastard?
Ona güveniyor musun?
Shoot the bastard!
Vur şu aşağılığı.
Ivan, it's you that's the bastard.
Ivan, şerefsiz olan sensin.
It's the baby that's the bastard.
Şerefsiz olan bebek.
I'll never find the bastard.
MacKenna öldü. O piçi artık bulamam.
I discovered this place and went inside when the bastard in a cap attacked me
Bu mekanı bulup keşif için içeri girdim. Şapkalı pislik bana saldırıp kaçtı.
The bastard hit me over the head and got away
O pislik başıma vurdu ve topukladı, buraya önce ben geldim.
Then I'll kill the bastard.
O piçi öldürürüm.
Go get the bastard.
Gidin şu namussuzu bulun.
I thought I'd finally got the bastard, you know?
Sonunda o şerefsizi indirdiğimi düşünmüştüm.
You guys find the bastard?
O piçi buldunuz mu?
Look, you can stay there and die in that bed, or you can get up and help me find the bastard who murdered you.
Bak, burada kalıp yatakta ölebilirsin ya da ayağa kalkıp seni öldüren herifi bulmamda bana yardımcı olabilirsin.
Just wanted to look the bastard who killed me in the face.
Sadece beni öldüren alçağın gözlerinin için bakmak istemiştim.
The bastard son?
- Piç oğlan mı?
That's the bastard who knocked my daughter up.
Bu, benim kızımı hamile bırakan piç.
Till we get the bastard that killed Charlie, there's only one active investigation going on in Bronson Springs.
Charlie'yi öldüren adiyi yakalayana kadar Bronson Springs'te aktif olan tek araştırma dosyası var.
Bring in the bastard or I'll kill you with my own hands
Bu adamı yakalamak imkansız bile olsa gerekirse sokak sokak dolaşıp önünüze gelene soracaksanız.
Once we catch the bastard He is all yours
Bu işi size teslim edelim. O adamı da yakalayıp size teslim ederiz.
But the word "bastard" implies there's been a separation.
Ama şerefsiz kelimesinden anladığım kadarıyla bir ayrılık söz konusu.
George is saying that I am a bastard and that would make him the true York heir.
George benim bir piç olduğumu ve bunun onu gerçek York varisi yaptığını söylüyor.
Oh, that's her name, by the way, so I'd appreciate it if people could start using it instead of calling her a bastard and I am sick and tired of apologising and trying to please everyone all the time.
Ah, onun adı artık bu, bu yüzden onu piç yerine bu şekilde çağırırsanız mutlu olurum, ve her zaman insanları memnun etmek için özür dilemeye çalışmaktan yoruldum ve hasta oldum.
Maybe find the missing assailant in Darius's murder, finally get a witness to I.D. this bastard.
Belki Darius'un cinayetindeki kayıp saldırganı ve o piç kurusunu teşhis etmesi için bir tanık bulurlar.
Come on, tell me where you're hiding the good Scotch, you cheap bastard.
Hadi ama, kaliteli viskiyi nereye sakladığını söyle seni ucuz şerefsiz.
You can't allow her to go the rest of her life with the poison that that bastard filled her with.
Hayatının geri kalanını o şerefsizin zehriyle yaşamasına izin veremezsin.
Maybe you should talk to a few of the young girls he's apparently left to bring up bastard children.
Belki görünüşte piç çocuklarını tek başlarına büyütmeye bıraktığı bir kaç genç kızla da görüşmen gerekir.
The guy you are seeing now is a bastard, he's gonna hit your back break up, you should break up!
Görüyorsun işte bu piçi, kıçına tekmeyi basacak. Ayrıl, ayrılmalısın! kardeşim!
Yeah, the show's called Bastard Chef.
- Bu televizyonda mı çıkacak? - Evet, programın adı Şerefsiz Şef.
I'm taking that bastard back to New York with the diamonds.
Bu şerefsizi elmaslarla birlikte New York'a götürüyorum.
Best way to make people feel safe is to eliminate the problem- - let's kill this bastard.
İnsanların yeniden güvende hissetmesinin en iyi yolu sorunu ortadan kaldırmaktır.
The oldest bastard I ever worked with.
Şimdiye kadar çalıştığım en yaşlı piç.
Nobody'd put up with the grumpy old bastard.
Bu huysuz puşta kimse katlanamaz.
The old bastard had it in for me.
İhtiyar keçi takmıştı bana.
I'm going to have him for that. I'm going to sue the old bastard.
O yaşlı puştu dava edeceğim!
Listen to the Brit call the Arab a shifty bastard.
Dinime küfreden Müslüman olsa!
And entering the ring, America's original vainglorious bastard, Glamorous Godfrey!
Ve ringe giren Amerika'nın en gurursuz pisliği Glamorous Godfrey var!
Then I'd put the little bastard on the bus and make him get home by himself and then I'd bang the girls.
Ve kızlar da aynen şöyle,'aaaa'... ondan sonra da onu otobüse bindirip eve gönderiyor sonra kızları beceriyordum.
Let that bastard go all in, think he's won. Let him be the architect of his own disaster. "
"Bırakın da o serseri bu işin içine girsin, kazandığını düşünsün, kendi felaketinin mimarı kendi olsun." derdi.
"let that bastard go all in, think he's won. Let him be the architect of his own disaster."
"Bırakın da o serseri bu işin içine girsin, kazandığını düşünsün, kendi felaketinin mimarı kendi olsun." derdi.
for a second- - that the old bastard finally understood.
Yaşlı adi herif sonunda anladı.
The evil bastard attacked a veteran, put him in hospital.
Şeytani piç gaziye saldırdı, onu hastaneye kaldırdılar.
So, you saw the'Bastard'at Pastor's, and at the coffee shop...
Gördüğün gibi... Bu demir kulenin senin eline geçmesi Fransızları başına sardı. Sonra da kafede o piç kurusuyla karşılaştın.
the bastards 69
bastard 1435
bastards 471
the better 784
the big bang theory 136
the beatles 53
the best is yet to come 22
the bus 75
the boys 83
the bed 52
bastard 1435
bastards 471
the better 784
the big bang theory 136
the beatles 53
the best is yet to come 22
the bus 75
the boys 83
the bed 52
the bedroom 35
the band 70
the boss 128
the boat 92
the best 484
the big one 111
the beach 114
the bridge 67
the box 93
the ball 71
the band 70
the boss 128
the boat 92
the best 484
the big one 111
the beach 114
the bridge 67
the box 93
the ball 71
the baby's coming 54
the bat 30
the bathroom 101
the book 195
the bag 76
the beast 101
the body 126
the big 102
the beginning 51
the big guy 22
the bat 30
the bathroom 101
the book 195
the bag 76
the beast 101
the body 126
the big 102
the beginning 51
the big guy 22