Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / The cat

The cat перевод на турецкий

18,418 параллельный перевод
- No, the cat.
Hayır, kedi.
I didn't mean What I said in the cat
- Az önce gideceğimi söylemedim.
Oh, I sealed in the cat.
Kediyi içeride unuttum.
It killed the cat?
- Kediyi öldürür mü?
The cat's fine!
- Kedi gayet iyi!
Stop asking about the cat!
Kediyi sormayı bırak!
Homer, I know about the cat.
Homer, kediyi biliyorum.
Now, until he opens that box, the cat is, in theory, both alive and dead.
Şimdi, o kutuyu açana kadar kedi teoride hem hayatta hem de ölüdür.
Back to the loft.
Çatı katına geri dönelim.
I w... I work at, um... as the assistant manager in the second biggest cat café in Tokyo and everybody's really jealous about that, and I'm dating this beautiful Japanese man, and we're gonna lose our virginities to each other, so everything's really perfect.
Tokyo'nun en büyük ikinci kedi kafesinde müdür yardımcısı olara çalışıyorum ve herkes bunu kıskanıyor ve bu güzel Japon adamla çıkıyorum ve bekaretlerimizi birlikte bozacağız yani her şey mükemmel.
It's the only way to eliminate potential conflict of interest.
- Olası bir çıkar çatışmasının önüne anca böyle geçebiliriz.
The one who caved in the roof of the van and knocked out communications.
Minibüsün çatısına düşüp iletişimizi kesen adam oluyor kendisi.
I am having the sickest end-of-the-year party celebrating my cat, Mr. Pickles, hitting 10 million subscribers on YouTube.
Kedim, bay Pickles Youtube'da 10 milyon abonesini kutluyor da.
I have a lot to do today, I have to climb on the roof to clean it
Bugün yapacak çok şey var, ben temizlemek için çatıya almak zorunda
I mean, we might tell ourselves that we're "creating" something of artistic value, that there's some sort of spiritual dimension to the picture business, but what it really is, is this fat cat, Nick Schenk, out in New York running this factory that's serving up these lollypops to the... what did you use to call the a brand circuses for the...
Kendi kendimize, sanatsal değere sahip bir şeyler ürettiğimizi söyleyebiliriz sinema işinin ruhsal bir boyutu olduğunu da ama asıl gerçek şu ki o şişko kedi Nick Schenk lolipoplara hizmet eden bu fabrikayı dışarıda New York'tan işletiyor.
My men are military trained at identifying conflict and suppressing it before the situation gets out of hand.
Benim adamlarım kişilik çatışmasında askeri eğitim almış kişiler olaylar kontrolden çıkmadan önce olayları bastırırlar.
The conflict of interest... it's gonna be an issue.
Çıkar çatışması durumun problem yaratacak.
Anyway, in Russia, you had to pay someone to protect you, either the cops or the mob, and then they were your "roof."
Neyse, Rusya'da seni korumaları için birilerine para vermen gerek polis de olur, mafya da, ve onlar senin çatındır.
All men, engage the enemy!
Gidin, düşmanla çatışın!
We are at one with the floorboards, the tin roof and the sky.
İnce çatı ve gökyüzü arasında....... yerdeki insanlarız
So assuming that these pets have families, other than the lonely old cat lady, you must see double, triple, quadruple that in...
Buradaki ailelere sahip olan hayvanlar diğer yaşlı sevimli bir kediden... çok daha kibirlidir. Sen çığlık atan yüzler içinde ikili, üçlü, dörtlü görmelisin değil mi?
Why does the Manx cat have no tail?
Manx kedisinin neden kuyruğu yok?
In no way do we currently have the ammo for an extended series of firefights, not even close.
Uzun süreli çatışmalar için yeteri kadar cephanemiz yok, yakın bile değiliz.
- Sshh! You'll bring the roof down.
- Çatıyı üstümüze yıkacaksın.
With the door locked, Hallward didn't stand a cat in hell's chance.
Kapının kilitlenmesiyle Hallward'ın hiç şansı kalmadı.
Unlike the proverbial cat, you have but one life.
Meşhur kediye nazaran sadece bir canın var.
But if you ask me, it's only a matter of time before the wrong person gets caught in the crossfire.
Ama bana sorarsanız, yanlış birisinin çatışma ortasında kalması an meselesi.
And if you see Charles, do not go up to the roof, even if he...
Ve Charles'ı görürseniz sakın çatıya çıkmayın. Şey olsa...
Oh, and by the way, your chances of not going up to the roof just evaporated.
Bu arada, çatıya çıkmama şansın kalmadı.
A big cat? For the love of God.
Büyük kedigiller mi ısırmış?
You have to come up and see the roof.
Gelip çatıyı görmen lazım.
The rooftop.
Çatı katı.
Oh, uh, no, I, uh, have a condo in Palo Alto and a town house in Hong Kong and a loft above The Grille.
Oh, uh, hayır, Palo Alto'da bir dairem var ve Hong Kong da şehir merkezinde bir evim var ve The Grille'in çatıkatında bir dairem var.
When we went to Radley and we met Ali on the roof to try to stop...
Radley'e gittiğimizde Ali ile çatıda karşılaştık, durdurmaya çalışırken onu...
She's headed to the roof.
Çatıyı doğru gidiyor.
There's someone on the roof!
Çatıda birisi var.
No but C wing's got access to the roof.
Hayır ama C binasının çatısına çıkmanı sağlar.
If you try to blow it open with gunpowder, you'll bring down the roof.
Barutla açmak için patlatmayı denerseniz, çatıyı çökertirsiniz.
From the roof?
Çatıdan?
Many of his most trusted lieutenants were killed in a violent firefight, and some of our own brave soldiers gave their lives in the effort.
Çıkan şiddetli çatışmada bir çok üst düzey örgüt üyesi öldürüldü. Çatışmada birkaç cesur askerimiz de hayatını kaybetti.
Oh, say, can you see... By the Dawn's early light, when so loudly we caved at the fat cat's last scheming?
Söyle, görebiliyor musun seherin ilk ışıklarında kodamanın son entrikasında gürültüyle göç ettiğimiz zamanı?
So, they made it up to the roof and there, just across this narrow gap, they see rooftops, stretching across town, stretching to freedom.
Çatıya kadar gelmeyi başarmışlar azıcık bir boşluğun ötesinde diğer çatıları görmüşler. Kasaba boyunca uzanıyormuş, özgürlüğe uzanıyormuş.
But the real conflict you're having now is between your head and your heart.
Ama şu anda asıl çatışma beyninle kalbin arasında.
We've been wondering if resolving this internal conflict you're having could help resolve the external one you're losing against the Beast.
İç çatışmanı çözmenin Canavar'a karşı kaybetmeni yani dış çatışmanı da çözmeye yardımcı olup olmayacağını merak ediyoruz.
He's headed for the roof.
- Çatıya doğru gidiyor.
I count 4 guards patrolling the roof.
Çatıda 4 adam var.
The word conflicted comes to mind.
Çatıştı kelime akla geliyor.
( piano plays Bent Fabric's "Alley Cat" ) What the hell?
Bu ses de ne lan böyle?
Well, why don't you go up to the attic?
Bu hâlde neden çatı katına gitmiyorsun?
What have you done to the attic?
- Çatı katına ne yaptın böyle?
Are you guys playing lawn darts in the attic again?
Çatı katında yine çim dartı mı oynuyorsunuz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]