The final frontier перевод на турецкий
258 параллельный перевод
Space, the final frontier.
Uzay - son sınır.
Space - the final frontier.
Uzay - son sınır.
Space, the final frontier.
Uzay, son sınır.
Space, the final frontier.
- Uzay : en uç sınır.
Space, the final frontier.
Uzay : Son sınır.
PICARD : Space, the final frontier.
Uzay, son sınır.
Marriage, the final frontier.
Evlilik, son cephemiz. İyi şanslar!
As we jump into the final frontier
Herşeyin son sınırına gelmişiz gibi...
My friend, together, you and I are going to make this town... a crown jewel in the final frontier.
Dostum ikimiz bu kasabayı son sınıf bölgesinin incisi yapacağız.
Space, the final frontier.
Uzay, keşfedilmemiş son bölge.
Space, the final frontier.
Uzay, Son sınır.
As we jump into the final frontier
Herseyin son sinirina gelmisiz gibi...
The final frontier isn't space.
Son sınır uzayda değildi.
The final frontier has some boundaries that shouldn't be crossed... and we're looking at one.
Geçilmemesi gereken bazı son sınırlar vardır ve biz bunlardan birine bakıyoruz.
Hmm. Shall I cross the final frontier?
Geri dönüşü olmayacak tıklamayı yapsam mı?
"Space : The final frontier."
Son öncü.
The final frontier.
İnsanla temas : Son sınır.
The Final Frontier. "
Son sınır. " Ben ciddiyim.
I'm saying that there is a space available called "The Final Frontier."
Sadece "Son Sınır" adında bir yerin boş olduğunu söylüyorum ben.
It's the final frontier, Nick.
Bu son sınır, Nick.
The final frontier begins in this hall.
Son sınır, bu salonda başlıyor.
Space--the final frontier.
"Picard" Uzay, son sınır.
Now you've entered the final frontier.
Artık son sınıra kadar geldin.
The final frontier.
En son sınıra...
What about space? It's the final frontier?
Onun rock E.T'siymişim gibi.
I definitely say she's breached the final frontier.
Bu kız son kaleyi de fethetmiş bakıyorum.
Space, the final frontier.
Uzay, nihai sınır. Mürettebatımı cesurca...
In 1957, the Soviet Union opened the final frontier by sending the Sputnik satellite into orbit.
1957'de Sovyetler Sputnik uydusunu yörüngeye göndererek yeni ufuklara yelken açtı.
Because of bnl, space is the final frontier.
BnL sayesinde, son sınırımız uzay.
I thought I'd mix it up a little... see what the other groups are up to, check out the final frontier.
Diğer grupların ne yaptıklarını, son sınırları falan öğreneyim dedim.
In another dimension- - a galaxy far, far, really far away, at the final frontier of space- -
Başka bir boyutta, çok, çok, gerçekten çok uzaktaki bir galakside, uzayın son sınırlarında...
Space, the final frontier.
Uzay, son hudut.
Bestiality, the final frontier.
Hayvani seks, sınırları zorlama.
The final frontier.
Çok uç nokta bu.
Open weekend... the final frontier.
Hafta sonu dolar, tıklım tıklım olur.
The ocean really is the final frontier, Kaylie. And we keep finding new things.
Okyanus harbiden de son hudut Kaylie ve yeni şeyle bulup duruyoruz.
I'm just here for my "trekkies do it in the final frontier" hat.
Buraya "Uzay Yolu hayranları son sınırda sevişir" şapkamı almaya geldim. O benim şapkam.
- The final frontier. - Hmm.
Son savaş.
The final frontier.
Son sınır.
And everyone was like, "ugh, space isn't even the final frontier anymore."
Herkes ; "Uzay artık son sınır bile değil." havalarındaydı.
Space truly is the final frontier.
Uzay gerçektende varacağımız son noktadır.
Space, the final frontier.
Uzay... son sınır.
For us, that's the final frontier.
Bu bizim için en son sınır.
You're finally going beyond the final frontier?
Sonunda en son sınırın ötesine geçiyorsun.
Space... the final frontier.
Uzay son sınır.
Space, the final frontier.
Uzay, son sýnýr.
Crack is the "final frontier."
Crack "son noktadır."
Welcome to America's last frontier where the final lumbering remnants of the ice Age the massive and awe-inspiring glaciers calve cathedral-sized icebergs into the sea where nature's bounty unfolds in a panoply of flora and fauna the like of which is seen nowhere else on the planet.
... buzul çağının son kalıntıları, dehşet uyandıran buzulların denize dev buz dağlarını saldığı cömert doğanın hayvan ve bitki örtüsüyle gözler önüne serildiği Amerika'nın keşfedilmemiş son bölgesine hoş geldiniz.
This is our planet's final frontier, an inner world where only the most adventurous dare to go.
Bu gezegenimizin son sınırı. Ancak en maceraperestlerin gitmeye cesaret edebildiği bir iç dünya.
perhaps, finally, by using the flesh of human beings to replicate the flesh of human beings this madman who moves silently among us has crossed art's final frontier
Nihayetinde, insan bedeninin benzerini yapmak için insan bedenini kullanan... aramızda sessizce dolaşan bu çılgın, sanatın nihai sınırını bile aşıyor.
It's the final frontier.
Son sınır bu.
the floor is yours 27
the flash 89
the first one 115
the forest 35
the first time i saw you 26
the first of many 20
the family 112
the family business 35
the floor 53
the first time we met 43
the flash 89
the first one 115
the forest 35
the first time i saw you 26
the first of many 20
the family 112
the family business 35
the floor 53
the first time we met 43
the future 293
the french 76
the first 240
the front 31
the fool 54
the food 120
the father 151
the first day 25
the front door was open 16
the fuck is this 18
the french 76
the first 240
the front 31
the fool 54
the food 120
the father 151
the first day 25
the front door was open 16
the fuck is this 18
the feds 64
the facts 28
the fire 114
the four 34
the fuck 145
the funeral 36
the fear 48
the fight 31
the fireplace 19
the fish 60
the facts 28
the fire 114
the four 34
the fuck 145
the funeral 36
the fear 48
the fight 31
the fireplace 19
the fish 60