The keys перевод на турецкий
8,398 параллельный перевод
Take the keys!
Ve yola kadar git!
Then we tell her that we'll swap you for the keys.
Sonra, ona, seni anahtarlarla takas edeceğimizi söyleriz.
The keys first.
- Önce anahtarlar.
Give me the keys and your gun and he's all yours.
Anahtarları ve silahını bana ver, Roger tamamıyla senin olsun.
- The keys, now!
- Anahtarlar, hemen!
Yes, the keys are in it.
Evet, anahtarlar içinde.
And on this rock, I'll build my church... and give you the keys to the kingdom of heaven.
Ve bu kayanın üstünde, kilisemi yapacağım... ve cennet krallığına giden anahtarları sana vereceğim.
My parents locked the keys in the safe beneath their bed.
Bizimkiler anahtarı yataklarının altındaki kasaya kilitlemiş.
This is our favorite hotel in the Keys.
Keys'de en sevdiğimiz otel burası.
You've never left the Keys.
Keys'te hiç vakit geçirmemişsin.
Here are the keys.
Anahtarlarınız.
On his right side, can you see the keys?
Adamın sağında, anahtarları görebiliyor musun?
I would like the keys to your husband's office and your formal permission to enter it and search it.
Girip araştırmak için kocanızın ofisinin anahtarlarını ve resmî izninizi istiyorum.
You don't give the keys back, I get a new pair of shorts.
Eğer vermezsen ben de kendime yeni bir şort alırım.
I'm looking for a truck for fishing in the Keys.
Key Adaları'nda balıkçılık için bakıyorum.
- Oh. - You got the keys, Manny?
Anahtarlar sende mi, Manny?
- Do you have the keys?
- Anahtarın var mı?
- Don't lose the keys.
Kaybetme. - Tamam.
Give me the keys to the handcuffs.
Kelepçelerin anahtarlarını ver.
Give me the keys.
Anahtarları ver.
So, please, give me the keys.
O yüzden anahtarları ver lütfen.
Where are the keys? The keys?
- Anahtarlar.
And the keys were like rooms.
Tuşlar ise odalar gibi.
And Paul gave the keys to my dad.
Paul anahtarları babama verdi!
Where are the keys?
Anahtarlar nerede?
The car was outside the garage, still idling, the keys still in the ignition.
Araba garajın önünde, hâlâ çalışıyor, anahtarlar da üzerinde.
And all because we gave Escobar the keys to his own prison.
Hepsi Escobar'ı kendi hapishanesinde yatma izni verdiğimiz için.
Give me the keys back now.
Şimdi anahtarları geri ver.
The keys, Chhotey.
Anahtarlar, Chhotey.
Chhotey, give them the keys.
Chhotey, anahtarları ver onlara.
The keys!
Anahtarlar!
I'm gonna hitch a ride with Poots to his place down in The Keys.
Partiden sonra Poots'la otostop çekip onun mekanı The Keys'e gideceğiz.
The Keys is a specialized ecosystem.
Keys özelleştirilmiş bir ekosisteme sahip.
This is the Keys, and you're developing a major resort.
Burası Keys ve siz büyük bir tatil köyü yapmak istiyorsunuz.
He'd taken the keys last night...
- Anahtarı dün gece almış.
Go ahead, uh, leave the keys in it, maybe pop the back, we'll help you get started.
Arka taraftan indirmeye başlayıp sana yardımcı oluruz.
He had 1200 keys in the van... and guess who was buying the load?
Aracında 1200 kilo var, ve tahmin edin bunları kim alıyor?
Calm down. Get the car keys.
- Arabanın anahtarını getir.
Jules, get the car keys!
Jules arabanın anahtarını getir!
Anyway, speaking of Billy... he's the man on keys. The great Billy Lambert.
Neyse Billy'den bahsetmişken klavyedeki muhteşem adam Billy Lambert.
All right, well, give me the fucking keys.
Pekâlâ, anahtarlar ver.
Give me the god damn car keys.
Kahrolası anahtarları ver.
Give me the god damn car keys!
Kahrolası anahtarları ver.
Give him the fucking keys.
Siktiğimin anahtarlarını ver.
Keys to the Panjim bungalow.
Panjim'deki köşkün anahtarı.
I had Lonnie go to the locksmith this morning, make everybody personalized keys to the shop.
Lonnie'yi bu sabah anahtarcıya yolladım ve herkese kendi anahtarını yaptırdım. Oh!
Gave our keys to the maid...
Anahtarlarımızı hizmetçiye verdim.
Give me the car keys. We can't.
- Bana arabanın anahtarlarını ver.
Tell him to give the car keys.
Anahtarları vermesini söyle.
The keys are in the truck, right?
- Kesinlikle.
Keys are for the car which is now yours.
Arabanın anahtarları artık senin
keys 492
keyser 16
keys clacking 30
keys jingle 29
keys jangle 38
the king in the north 53
the king is dead 59
the king 315
the kitchen 110
the killing 24
keyser 16
keys clacking 30
keys jingle 29
keys jangle 38
the king in the north 53
the king is dead 59
the king 315
the kitchen 110
the killing 24
the knife 97
the key 237
the kiss 47
the kid 193
the killer 104
the kid's right 17
the key is 18
the kids 302
the k 25
the key 237
the kiss 47
the kid 193
the killer 104
the kid's right 17
the key is 18
the kids 302
the k 25