There's always a chance перевод на турецкий
108 параллельный перевод
Even the slightest, there's always a chance.
En hafifi bile bir risk taşır.
There's always a chance, of course, that they'll change Mr. Kane.
Tabi onların Bay Kane'i değiştirme ihtimali de var.
Of course, there's always a chance that you could be an escaped fruitcake.
Tabii, tımarhaneden kaçmış bir deli olma ihtimalin de var.
Until sundown, there's always a chance of reprieve.
Güneş batana kadar, daima bir tecil şansı vardır.
There's always that chance... that one will do something that will leave everyone with a bad taste.
Her zaman birinin... çıkıp da herkesin tadını kaçıracak bir şey yapması ihtimali vardır.
Not that it has to, of course, but with younger men, there's always a chance that it may become serious, whereas, as everyone says...
Böyle olmak zorunda değil, elbette, fakat daha genç olanlarla, ciddi olabilme şansı her zaman vardır, oysa, herkesin dediği gibi...
Well, as I said, with a younger man, there's always a chance they may be willing to take a gamble.
Şey, dediğim gibi, daha genç olanların kumar oynamaya yönelebilme şansı hep vardır.
Sometime. at one point. there's going to be a split second when we'll have a one-in-a-million chance. there always is.
Milyonda bir bile olsa, çok az bir şansımız var Bu hep böyle olmuştur...
There's always a chance.
Her zaman bir şans vardır diye.
There's always a chance!
Mümkünse neden olmasın, Her zaman biri umut vardır!
There's always the outside chance you'll be spotted by a legit squad car.
Bir polis devriye arabanız varsa, herzaman baskın yapma şansınız vardır.
You must know there's always a chance.
Her zaman şans olduğunu bilmelisiniz.
Of course, there's always a chance.
Şans meselesi tabii.
But, there's always a chance we could get out on good behaviour.
Ama her zaman iyi halden dışarı çıkma şansımız var.
There's always a chance.
- Her zaman bir şans vardır.
There's always a chance, doctor, as long as one can think.
Birisi kafasını çalıştırdığı sürece her zaman bir ihtimal vardır, doktor.
There's always a chance to escape.
Kaçmak için hep bir şans vardır.
But there's always a chance.
Ama hep bir şans vardır.
I suppose there's always a chance, but...
Sanırım her zaman bir şans vardır, ama...
There's always a chance they'll discover a cure, isn't there?
Her an keşfedilecek yeni bir tedavi bulunabilir, şans var, değil mi?
So long as we've got hope, there's always a chance.
Umudumuz oldukça daima bir şans vardır.
KIT : There's always a chance.
- Daima bir şans vardır.
There's always a chance.
Daima bir şans vardır.
There's always a chance
- Daima bir şans vardır.
Sure, there's always a chance, baby
- Emin ol, daima son bir şans vardır, bebeğim.
Darling, there's always a chance.
Hayatım... Her zaman bir ihtimal vardır.
- But there's always a chance.
- Tabii, her zaman bir risk var.
Like I said, there's always a chance.
Dediğim gibi, her zaman olabilir.
There's always a chance, David.
Her zaman bir şans vardır David.
If he wasn`t like this, if he was conscious, do you think that | he would tell you where she is? There`s always a chance | of a confession. Yeah.
Eğer o bu durumda olmasaydı, yani ayık olsaydı, sizce onun nerede olduğunu söyler miydi? Eğer her zaman itiraf şansı olsaydı, evet.
- There's always a chance.
- Şansımızı deneriz.
There's always the outside chance they'll get a shake too.
Bunun için her zaman şans var.
Now, you should know that we did find a perforation of the bowel, which we've taken care of, but, of course, there's always a chance of infection.
- Evet. Ancak bilmen gerekir bağırsakta birde delinme gördük ve duruma müdahale hallettik.
There's always a chance we might get a walk-in.
Birden gelen birisi olabilir.
There's always a chance we might get abducted by aliens.
Uzaylılar tarafından kaçırılabiliriz de.
And there's always a 50º / º chance that the jury will sympathise with you.
Jürinin seni sevip senden yana taraf olmaları şansı º / º50.
There's always a chance, Ryan.
Her zaman bir şans vardır Ryan.
There's always a chance, Mr. Willow.
Her zaman bir şans vardır, Bay Willow.
You know, you try to prepare for a death... but always secretly you believe there's a chance that the doctors were wrong, that they'll find a cure, and that as long as he's alive, there's time.
Bilirsin, ölüme hazırlanmaya çalışırsın... ama hep gizliden gizliye bir umut olduğuna inanırsın doktorların yanıldığını, bir çare bulacaklarını düşünürsün, ve yaşadığı müddetçe bunun için zaman vardır.
Well, then there's always a chance... you might find something better.
Yani, daima daha iyisini bulmak için başka bir şans vardır.
But there's always a chance.
Ancak her zaman bir şans vardır.
There's always a chance we could be exposed to something dangerous.
Bizim her zaman bir tehlikeye maruz kalabilme olasılığımız var.
There's always a second chance, right?
Her zaman ikinci bir şans vardır değil mi?
There's always a chance that something might go wrong.
Bir şeyler yanlış olabilir bir şans her zaman var.
There's always a second chance.
Her zaman ikinci bir şans vardır.
There's always a chance we might find common ground.
Ortak bir nokta bulma imkânı her zaman vardır.
There's always a chance with tits like yours, Kari.
Senin gibi göğüsleri olanın her zaman şansı vardır, Kari.
Yeah, and there's always a chance that she feels the same way, right?
Evet, ve herzaman için onun da aynı şeyleri hissetme şansı var, değil mi?
At her age, there's always a good chance she'll never wake up.
Tabii onun yaşında birinin komadan uyanmama ihtimali var.
Look, I'm a big girl, Sam. It's not your job to make decisions for me. There's always a chance of getting hurt.
- Bak benim büyük bir kızım Sam benim için kararlar vermek senin işin değil.
There's always a chance. Not if she doesn't get treatment.
Eğer tedaviyi kabul etmezse yok.
there's always hope 39
there's always another way 25
there's always a way 57
there's always something 47
there's always one 16
there's always a choice 42
there's always next year 20
there's always a price 16
there's always 22
a chance 49
there's always another way 25
there's always a way 57
there's always something 47
there's always one 16
there's always a choice 42
there's always next year 20
there's always a price 16
there's always 22
a chance 49
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176