There's always a price перевод на турецкий
40 параллельный перевод
There's always a price to pay.
Her zaman ödenecek bir bedel vardır.
Kramer, there's always a price to pay for just a sexual dalliance.
Kramer, seksi oynaşmaların daima ödenecek bir bedeli olur.
Seems there's always a price.
Her şeyin bir bedeli var galiba.
There's always a price to pay when you hire an assassin - from ten to hundreds of thousands of dollars.
Bir suikastçı kiralandığında daima bir ücreti olmuştur. On binlerden yüzbinlerce dolara kadar...
You know there's always a price to pay for the advancement of medical science.
Tıp biliminde ilerlemek için ödenmesi gereken bedelleri bilirsin.
But there's always a price to pay!
Ama her zaman ödenmesi gereken bir bedel vardır.
- There's always a price to pay.
- Her zaman bir bedel vardır.
There's always a price.
Her zaman bir bedel vardır.
Because I've learned there's always a price when dealing with the Luthors.
Çünkü Luthorlar'la ilgilenirken her şeyin bir fiyatı vardır.
There's always a price to pay for using the objects.
Nesneleri kullanmanın her zaman bir bedeli olur.
Whether you know it or not, there's always a price.
Bilsen de bilmesen de, her zaman bedel ödenir.
There's always a price for everything we do.
Yaptığımız her şeyin bir bedeli var.
He doesn't give anyone anything for free. There's always a price.
Kimseye karşılıksız birşey vermez, herzaman bir bedeli vardır ve şimdi...
There's always a price.
Her şeyin bedeli var.
In war, there's always a price to be paid.
Savaşta, ödenecek bir bedel her zaman vardır.
Well, there's always a price.
Herzaman bir ödül vardır.
There's always a price.
Her şeyin bir fiyatı vardır.
There's always a price to pay for everything, right?
Her şeyin bir bedeli vardır değil mi?
There's always a price.
Her zaman bir bedeli vardır.
Well, there's always a price.
- Onun için savaş, Sam.
There's always a price for that.
Bunun daima bir bedeli vardır.
Because when you steal someone else's life, there's always a price.
Çünkü bir başkasının hayatını çaldığında bunun bir bedeli vardır.
There's always a price! ♪ You're not a King.
Bu işin her zaman bir bedeli vardır! Sen bir kral değil,
Rank does have its privileges but..... there's always a price to pay.
Mevkiinin ayrıcalıkları var ama daima bir bedel ödenmesi gerekiyor.
Yeah, and there's always a price with you people.
Sizler için her şeyin bir bedeli var.
There's always a price with you people.
Sizler için her şeyin bir bedeli var.
When you abuse magic, there's always a price.
Sihri kullandığında daima bir bedeli olur.
There's always a price, logan.
Bunun her zaman bir bedeli vardır Logan.
There's always a high price to pay for righting wrongs.
Yanlışları düzeltmenin bedeli her zaman ağır olur.
But when it comes to life and death, There's always a price.
Ama iş yaşam ve ölüme geldi mi her zaman bir bedeli vardır.
There's always a price, ain't there?
Her zaman bir karşılığı vardır, değil mi?
It's nature's way of making sure you understand there's always a price.
Doğa her şeyin bir bedeli olduğunu göstermek istiyor.
There's always a price, though.
Her zaman bir bedel vardır.
Look, I'm just saying, we've been doing this long enough to know there's always a price.
Bakın, ben sadece her zaman bir bedeli olduğunu bilecek kadar bu işin içinde olduğumuzu söylüyorum.
There's always a price to pay to get what you want.
Her zaman istediğini almak için ödemen gereken bir bedel vardır.
Look, Mr. Price, you've always been a hero of mine, but if there's anything you want to tell us, now's the time to come clean.
Bakın Bay Price siz her zaman benim kahramanımdınız ancak bize anlatmanız gereken bir şey varsa aklanmanız için tam zamanı.
There's always a catch, always a price to pay.
Her zaman bir karşılık, ödenmesi gereken bir bedel var.
there's always hope 39
there's always another way 25
there's always a way 57
there's always something 47
there's always one 16
there's always a choice 42
there's always next year 20
there's always a chance 17
there's always 22
therese 78
there's always another way 25
there's always a way 57
there's always something 47
there's always one 16
there's always a choice 42
there's always next year 20
there's always a chance 17
there's always 22
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
there you have it 213