There's more to this перевод на турецкий
551 параллельный перевод
There's more to this story than meets the eye.
Barb, bilinmeyenlerin ardında daha çok fazla hikâye var.
Listen, Og, there's more to this detective business than meets the eye.
Bak Og, dedektiflik işleri için bakış açısından fazlası lazım.
There's something engaging about this goddess business more challenging to the male than the more obvious charms.
Şu tanrıçalık durumunun, diğer bariz güzelliklere oranla erkekleri cezbeden hoş bir tarafı da vardır.
There's one thing more I've got to say, and it is this.
Size söyleyeceğim son bir şey var.
I was sent here today for one reason... to tell you that if there's any more trouble... if this prison isn't brought under the strictest control...
Buraya tek sebepten dolayı gönderildim ; eğer daha fazla sorun çıkacaksa eğer bu hapishane en katı şekilde kontrol altına alınmazsa...
If we could stop them, we would. But a clue that's so vague... it's not much more use to us than no clue at all... unless you think there's something phony about this call... and somebody's planning to murder you.
Durdurabilsek durdururduk ama elimizdekiler bu kadar belirsizken neredeyse hiçbir ipucumuz yok gibi bir durumdayız.
You don't seem to realise, there's more in this than me just trying to scare you or your being sorry.
Farkında değil gibisin, burada sadece seni korkutmak veya üzmekten daha fazlası var.
There's more to this than I thought, Charley.
Bu iş düşündüğümden de büyükmüş Charley.
There's a lot more to this mission than just your clinic, isn't there, doctor?
Bu misyon sizin muayenehanenizden ibaret değil, öyle değil mi doktor?
Maybe there's more to this than we can handle.
Belki de baş edemeyeceğimiz bir şeydir.
Now, son, I know this is a bitter thing to say but there's more at stake here than your sister.
Bak oğlum, bunu söylemek biraz acı, biliyorum ama burada kardeşinden daha başka şeyler söz konusu.
I've told you in this job, even when it's finished there's always one more thing to do.
Söylediğim gibi bu işte, iş bittikten sonra bile, hep yapılacak bir iş daha vardır.
There's something more to this.
Bunun arkasında başka birşey var.
Well now, Miss Maragon, if this son of mine is so offensive to your delicate sensibilities, there's more than one way to tree a coon.
Pekâlâ, Bayan Maragon, her ne kadar oğlum sizin hassas duygularınıza karşı kırıcı olsa da bu sorunu halletmenin başka yolları da var.
There's more than one way to interpret this?
Bunun başka yorumu var mı yani?
This child has more sense than all these men Kellers, if there's ever a way to reach that mind of hers.
Bu çocuk tüm Keller erkeklerinden daha duyarlı. Aklının onda birine sahip olsunlar isterdim.
- All this lovely scenery - Wa-ba, ba, wa-ba, ba - And there's more to it than greenery
Bu güzel manzarada Yeşillikten fazlası da var
There's lots more I'd like to know about you Harry Tristan Dean but if you insist on this ridiculous crime spree what's the point?
Senin hakkında daha çok şey öğrenmek istiyorum Harry Tristan Dean. Ama bu saçma suç oyununa devam etmek istiyorsan ne önemi var.
And I know that there is nothing more in this world that she would desire... than to have a loving husband, all her own... to love her every night, give her a big hug, keep her cozy and warm.
Onun da dünyada en çok istediği şey onu her gece sevecek bir koca. Ona sarılacak, sıcak tutacak biri...
And if there's any more of this, I'm going to stop the whole program.
Bir daha olursa bütün programı durduracağım.
There's more to this than meets the eye.
Göründüğünden daha fazlası var onda.
But there's more to this case than meets the eye.
Ama bu davada görülenden daha çok şey var.
Forgive me if this sounds cowardly, but I didn't want to be the one to have to tell her what had happened. - If there's nothing more, you'll excuse me. - Certainly, sir.
Bir kartopunun yuvarlanmağa başladığını gördüğünde, it.
There are so many finks and police spies in this court, paid by the government to infiltrate us, that I can't even believe what I say any more!
Bu mahkemede içimize sızmaları için hükümet tarafından kiralanan çok sayıda ihbarcı ve polis casusu var. Öyle ki artık ne söylediğime ben bile inanamıyorum.
And this fine line that runs from ear to chin... is not as obvious any more... but it is etched there by your easygoing, indolent ways.
Ve bu kulağından çenene gelen güzel çizgi artık çok belli olmuyor ama senin tembel ve yumuşak tavırlarınla oraya kazınmış.
Well, there's no room in this movie to tell you why in that other one... we squeezed Miss Kodar into a more convenient size for traveling... by a magical illusion.
Bu filmde neden Kodar hanım için yer olmadığını... ve onu sihirli bir şekilde seyahat için daha elverişli bir boyuta... getirdiğimizden bahsetmeyeceğiz.
But wait, there's more to this.
Ama durun, daha bitmedi.
I have lived this long only because there was one more thing I wished to do.
Bu kadar uzun yaşamış olmamın tek nedeni, yapmak istediğim son bir şeyin olmasıydı.
There's more to this than meets the eye.
Bu olayda görünenin ötesi var.
You are right to be afraid. sir... it's possible that you don't know this but, there are 8 more persons like you... that saw something suspicious on the day of the assassination
Korkmakta haklısınız beyefendi. Şunu da bilmiyor olabiliriz, suikast günü şüpheli olaylara şahit olan sizin gibi 8 kişi daha vardı.
Gertie, don't you ever dream there's more to life than this?
Gertie, hiç bundan daha fazlası olduğunu düşlemiyor musun?
There's more to this case than meets the eye.
Bu olayda sandığımızdan da önemli bir şeyler var.
I knew there was more to this. Come on. Why's it so important?
Söyle bana Koç, o kapak neden bu kadar önemli?
There's one more item you have to turn over if you want this woman to live.
Pekala, adamım. Bir söz vardır.Eğer bu kadının yaşamasını istiyorsan...
There's no way for her to really know that nobody hates this war more than those who have to fight it.
Bu savaştan en fazla orada savaşan askerlerin nefret ettiğini anlamasına imkan yok.
There's definitely more to this girl than meets the eye.
Bu kızda görünenden daha fazlası var.
There's more to this than we've been told.
Burada bize anlatılandan fazlası var.
- with very sharp teeth. - There's more to this than meets the eye.
Görünenden fazlası var.
You know, Poirot, there's a bit more to this modern art than you might think.
Poirot, bu modern sanatta sandığımızdan fazlası var galiba.
There's more to this than the cards.
Bu oyunda kartlardan fazlası var.
And now, now it's time for Frank and me to get out there and dig up some more contributions to keep this place going.
Şimdi Frank ile birlikte çıkıp bu Vakfı yaşatmak için bağış toplamamızın zamanıdır.
Unless you were lying to me or there's more to this that I don't know.
Ya bana yalan söylüyordun ya da bilmediğim başka şeyler var.
There's more to this than your personal vendetta.
Bu işte senin kişisel kan davandan çok daha fazlası var.
Look, it just seems to me there's more than enough room for the both of you in this town.
Bakın, bence bu şehirde ikinize de yetecek kadar boş yer var.
It is impossible to know yet how many more fatalities there are following this earthquake, which hit at 5. : 04 yesterday, in the middle of rush hour.
Dün saat 5 : 04'te, iş çıkış saatinin tam ortasında vuran bu deprem sonrasında kaç kişinin öldüğünü bilmek henüz imkansız.
Molly, there's no one on earth besides you who'd want this to be true more than me.
Molly, senden başka dünyada bunun doğru olmasını benden daha fazla isteyen biri olamaz.
There's more to this...
Daha bitmedi... - Ben gidiyorum.
There's a lot more to this...
Başka talepleri de oldu.
There's only one way out of this, and it's going to hurt me more than it's going to hurt you.
Sadece bir yolu var, - - Bu da senden çok beni incitecek.
There's more to this than you could dream!
- Kabul edildi.
And then upon his arrival his endeavors to call the whole thing off, no, there's more to this than meets the eye.
Geldikten sonra tüm işi iptal etmek için çabaları... Hayır, görünenden fazlası var.
there's more 591
there's more to it than that 45
there's more where that came from 46
there's more to it 25
there's more than one 34
there's more coming 16
there's more of them 25
to this day 152
to this 53
therese 78
there's more to it than that 45
there's more where that came from 46
there's more to it 25
there's more than one 34
there's more coming 16
there's more of them 25
to this day 152
to this 53
therese 78
there 14012
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176
theresa 292
there you go 7508
therefore 1419
there you are 4720
there's always hope 39
there we go 2292
there aren't any 65
there isn't 382
there he is 3176