Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / There she is

There she is перевод на турецкий

6,087 параллельный перевод
There she is.
İşte orada.
There she is. Home, sweet home.
İşte benimki, evim güzel evim.
There she is...
Buradasın.
There she is right down there!
Karısı orada işte!
There she is.
İşte böyle.
There she is.
- İşte orada.
Well, there she is.
İşte geldi.
There she is.
Amber iyi.
There she is.
İşte çıktı.
There she is.
İşte burada.
Right there, there she is.
Şurada, işte.
Oh, man. There she is.
İşte geldi.
Oh, Jane, there she is. There's Juna.
Jane bak Juna orada.
There she is, baby girl.
Bebeğim benim!
Hey, there she is.
Selam, kimler gelmiş.
There she is.
Orada!
There she is!
Ben harikayım.
It's like one minute her face is in the window..... and then she's on the ground and there's nothing between.
Yüzünün pencerede görülmesi ile yere çakılması arasında bir dakikadan fazlası yoktu.
So you know where she lives, that is how you followed me there?
Nerede oturduğunu biliyor musun? Beni oraya kadar takip mi ettin yoksa?
With all that she has endured in her life, if there is anyone who can hold out, it is she.
Hayatı boyunca bütün o katlandıklarıyla, buna dayanabilecek biri varsa eğer, o da Tituba'dır.
! Look... she is not even there!
Baksana... kadın orada değil bile!
There is no way she can do that.
Bunu yapmasına imkan yok.
Well, I know this, she thinks that Carter is her daughter, and there's no way that she's going to leave her daughter behind.
Evet, bunu biliyorum, Carter'ı önemsiyor. .. onun kızıydı, ve kızını terk edip, .. geride bırakmasının imkanı yok.
I thought there might be useful information on it. Who is she?
Üstünde işe yarar bilgi bulabilirim diye düşündüm.
There she is.
- Whoo, evet, harika! İşte orada.
Is she still there?
"H" yani.
There is a good possibility she was gagged.
Ağzı bir şeyle tıkanmış olabilir.
And you need to know that there is a hole inside of her, because all those years, she never had her whole family.
Bunca yıl tüm ailesine sahip olamaması yüzünden annenin içinde bir çukur olduğunu bilmelisin.
The point is, before we just run in there and execute her, shouldn't we give her the chance to prove she's on our side - - that she's still one of us?
Mesele şu ki, oraya koşup onu infaz etmeden önce bizden biri olarak tarafımızda olduğunu ispatlaması için ona şans vermemeli miyiz?
Is there any sign that she's being controlled, the way the Espheni do with the harnesses or the eye worms?
Espheni'nin koşum ya da göz solucanlarıyla kontrol ettiğine dair bir işaret var mı?
She is in there, Roger.
O, orada, Roger.
There is a fat asterisk next to my name on your skank-ridden little bone list and it reads, "She probably would've gone home with anyone that night!"
Senin o ucuz sürtüklerle dolu çaktıklarım listende adımın yanında bir parantez var ve içinde "O gece herkesle birlikte gidebilirdi!" yazıyor.
Now, the woman who has Emma trapped is in there with her, and she's looking for her sister... name of Anna.
Emma'yı hapseden kadın içeride onunla birlikte ve kız kardeşini arıyor. Kızın adı Anna.
I mean, she is gonna be safe up there, right, son?
Orada güvende olacak değil mi evlat?
She there is nothing for you, that is.
Sana göre değil.
There is, however liquor store lady is reasonably stressed, so she decides to drop our wine.
Öyle. Ama Tekel Şarap Kurumu'ndan gelen kadın epey endişelenmiş ve şarabımızın satışını iptal etmeyi düşünüyor.
There is no Thoraxin. - She must stop taking it.
İçmeyi bırakmalı.
There is one documented case about a woman who couldn't stop scratching, even when she was asleep.
Uyurken bile kaşınan bir kadınla ilgili bir vaka vardı.
- And all she wanted, ever since she was pretending to breast-feed her Baby All Gone, was to have her own baby. There is a quote from one of my favorite books, The Little Prince by Antoine de...
Burada çok sevdiğim bir kitaptan Küçük Prens'ten...
There she is.
Yakalayın!
I mean, she's not all there, which is dicey, but she's always been good to me, and it's free, so I'll take it.
Yani her zaman orada olmuyor ki bu aslında biraz şansa bağlı, ama bana iyi davranıyor ve para istemiyor, bu yüzden orada kalıyorum.
Is she there? I wanna say hi.
- Kendisi orada mı?
And if any one of them has the misguided impression that there is any choice at all in this matter, I will set that person on the righteous path before he or she can reveal him - or herself as a moron.
Benden başka birinin seçileceğine dair yanlış bir izlenime kapılan varsa kadın ya da erkek fark etmez, kendini aptal duruma düşürmeden önce onu doğru yola sokacağıma emin olabilirsin.
Maybe she really is gone forever, but maybe- - Maybe she's still out there somewhere.
Belki de gerçekten öyledir sonsuza kadar yok ama belki... belki bir yerlerde hala yaşıyor.
I noticed that, but she insisted there was nothing between them, and that she has no idea where he is.
Onu fark ettim ama aralarında bir şey olmadığı konusunda ısrar etti... -... ve onun nerede olduğunu bilmiyor.
Do you want to see if it's safe for us to go back there, or is, uh, she still mad at us?
Yanına gitmemiz güvenli midir yoksa hala bize kızgın mıdır?
There she is, leaving.
Şu an çıkıyor.
And there she is at the piano.
Şimdi de piyanonun yanında.
We went over there together, looking for a little boy she knew from her time in the country ; his name is Najib.
Afganistan görevi sırasında tanıdığı küçük bir çocuğu bulmak için birlikte gittik, çocuğun adı Najib'ti.
There she is.
Aubrey'le işler iyi gitti mi?
I told you, she is still in there.
Dedim sana, hâlâ orada.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]