Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ T ] / There was no way

There was no way перевод на турецкий

1,345 параллельный перевод
Now you knew there was no way he could make that curve.
O virajı almasına imkân olmadığını biliyordunuz.
All he had to do was complete the circuit. And there was no way he could let go.
Tek yapması gereken devreyi tamamlamaktı ve kurtulmasının yolu yoktu.
So since there was no way for him to get it through security, he had to improvise.
Güvenliği aşmak için hiçbir yol bulamadığından,... aklına gelen ilk fikri uyguladı.
I knew there was no way we could lose.
Kaybetmemiz söz konusu bile değildi.
There was no way I could get to him.
Ona ulaşmam imkansızdı.
There was no way he was gonna make it.
Başarabilmesinin yolu yoktu.
There was no way!
Hiçbir yolu yoktu!
I had to - it was checkmate, there was no way out.
Mecburdum, şah dedi. Kurtuluşum yoktu.
There was no way out.
Çıkış yoktu.
There was no way anybody from that planet could have known we were from Earth.
- Hayır. Dünya'dan geldiğimizi kimse bilemezdi.
There was no way of determining that until the chair was initialized, and that was only possible once the mark II was tied in.
Koltuk çalıştırılmadan saptamak mümkün değildi bu da sadece mark II bağlanınca mümkün oldu.
I'd somehow worked my way so far into a rut that I felt there was no way out.
Hayatım öylesine tekdüze olmuştu ki, kendimi çok çaresiz hissediyordum.
Shepherd said there was no way to know it was detectable until it was too late.
Shepherd çok geç olmadan anlayabilmemizin bir yolu olmadığını söyledi.
There was no way I could bring my boy to that place so I begged him to do it for me.
Oğlumu oraya götürebilmemin hiçbir yolu yoktu bu yüzden, benim yerime yapması için yalvardım.
There was no way we could hike back.
Geri dönmemiz imkansızdı.
There was no way for me to know this would happen tonight, Mother,
Bunun olacağını bilemezdim, anneciğim.
There was no way to know that the potency, rather than level off gradually like we thought, would keep increasing exponentially.
- Bu etkinin, bizim düşündüğümüzün aksine yavaş yavaş sıfırlanacağındansa üstüne eklenerek artacağını önceden kestirmenin hiç yolu yoktu.
The location was off limits to the public, and there was no way of knowing where the EV1s might be.
Arazi halka açık değil, ve araçların yerini kestirmek mümkün değil.
And there was no way he wanted to go fight those kids again.
Ve o çocuklarla kavga etmekten başka bir çıkış yolu yoktu.
There was no way that you could know that CTU was vulnerable.
CTU'nun saldırıya açık olabileceğini bilemezdin ki.
Now, the point is everybody knew what happened, but the 15-year-old refused to testify, so there was no way to make a case.
Şimdi önemli olan, herkesin olanları bilmesi ama 15 yaşındaki kızın şahitliği reddetmesi böylece bir dava oluşturmanın imkânı kalmıyor.
- There was no way...
- Bunun yolu...
I mean that there's no way that can get across the desert. At one time much of this desert was lot farmly and there were rivers everywhere.
Zamanında bu çölün büyük kısmı ortada yokmuş ve her tarafta nehirler varmış.
The next day, on the way to pick up Rita... Michael stopped by his house to make sure there were no signs of his family... only to discover there was nothing but.
Michael, ertesi gün Rita'yı almaya giderken, ailenin evde olmadığından emin olmak için eve uğramaya karar verir.
Trip lived for basketball, and it was the semis, so there's no way he'd miss a game.
Trip basketbol için yaşardı, ve çok önemserdi, yani oyuna gelmemesi için bir neden yoktu.
But... there's no way Sandra was involved.
Ama Sandra buna karışmış olamaz.
Look, Stump was a messed up dude and yeah he might've hit the dog but there's no way in hell he hurt my dad, he wouldn't do that, he was my friend
- Bakın, Stump problemli biriydi tamam, köpeğide yaralamış olabilir, ama babamı incitmesi için bir sebebi yoktu tamam mı? Bunu asla yapmazdı, o benim arkadaşımdı.
There's no way that gun shot wound was self-inflicted.
Kendi kendine patlayan bir silah öyle bir yara izi bırakamaz.
Yeah, her data was encrypted, so there's no way we could've found her sooner.
Evet. Hakkındaki veriler şifrelenmiş. Onu daha önce bulmamızın imkanı yoktu.
Maybe there was, like, a small brush fire on the way, and he... no, no.
Belki yolda ufak bir yangın varmıştır, ve o da...
And, not that there's any excuse, but there is no way I could have known that a Russian man whose entire family and their village was killed by Stalin would be reading this in front of me,
Bu bir bahane değil ama tüm ailesi Stalin tarafından öldürülmüş bir Rus'un bunu okuyacağını bilemezdim.
There's no way Harpo, even for a second... would have believed he was looking in the mirror.
Harpo'nun aynaya baktığına bir saniye bile inanması imkânsız.
There's no way he didn't understand what I was telling him to do.
Ona yapmasını söylediğim şeyi anlamamış olamaz.
I'm sorry I killed Maya, but there was no other way.
Maya'yı öldürdüğüm için özür dilerim, ama başka yolu yoktu.
There's no way you just deduced where that key was.
Anahtarın orada olduğunu bilmenin imkanı yok.
- No, and I'm sorry we had to do it this way, but based on your last message, we felt that there was some urgency.
— Hayır, üzgünüm ama bu şekilde yapmak zorundaydık, son mesajından bir acil durum olduğunu çıkarttık.
For practically, like, one thousand dollars..... I could live in a hovel, underneath the freeway, you know, then Tim was like, "You can take over the lease" but there's no way that I could afford it, so...
Pratik olarak, Yaklaşık, 1000 dolarla..... ahır gibi bi evde, otoyolun kenarında yaşayabilirdim, bilirsin, sonra Tim şey dedi, "Kira kontratını devralabilirsin" ama bunu karşılayabilmemin imkanı yoktu, yani...
Why do think he's dead if he was alive the last time you saw him? There is no way on earth that those people in that car would let him live knowing what he was doing.
O sırada yaptığı şeyi ve daha önceki yaptıklarını bildikleri halde, o arabadakilerin onu sağ bırakması mümkün değil de ondan.
There is no way that you get to waltz out of here when this whole stupid night was your idea.
Bu aptal geceyi düzenleme fikri senden çıkmışken, buradan öylece çekip gidemezsin.
Honestly, Clark, I'm sure that I was tired enough... to have imagined Santa, but there is no way... Yes.
Evet, yemin ederim Clark.
What if there was no other way?
- Ya başka bir yolu yoktuysa?
There was no other way.
Başka yolu yoktu.
There's no way I could've known what was in there.
İçinde ne olduğunu bilmeme imkan yoktu.
Many of them are very unglamorous, hardworking, fantastically common, of course, without which there would be no way in which the energy of the sun was translated into available energy for all other organisms.
Çoğu dikkat çekmeyen, çalışkan ve inanılmaz derecede yaygındır. Elbette onlarsız, güneş enerjisinin diğer tüm organizmalar için kullanılabilir bir enerjiye çevrilmesinin hiçbir yolu olamazdı.
There was no other way of saving ourjob.
İşimizi kurtarmanın başka yolu yoktu.
At first glance, everything looked fine, but there was one safe deposit box that had no records. I mean, going all the way back to 1948.
Başta her şey normal görünüyordu, ama... bir kasanın 1948'den beri... hiçbir kaydı yoktu.
I mean, in my own defense, there really was no other way out.
Yani kendimi korumak için başka çare yoktu gerçekten.
Like it would nibble off a crumb every night until there wasn't anything left, so a person had no way to realize what was going on.
Her gece gıdım gıdım ısırıyor... ta ki hepsi bitene kadar... böylece insan ne olup bittiğinin farkına varması mümkün olmuyor.
By what I'd already studied, there just was no way they were gonna do it.
O ana kadarki çabalarım, tasdik vermelerinin imkânsız olduğunu açıkça gösteriyordu.
There is no way on earth you can prove that the robot was at the computer that night, let alone that I programmed him to operate it.
Bırakın robotu bilgisayarı çalıştırması için programlamamı, robotun o gece bilgisayarı çalıştırdığını kanıtlayabilmenin yeryüzünde hiçbir yolu yoktur.
There's no way she was drinkingwhile baby-sitting my kids.
Bree'yi yıllardır tanırım, asla çocuklarıma bakarken içmez.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]