To remind you перевод на турецкий
3,142 параллельный перевод
And to remind you that our Alexis is a paragon of- - of grace and good sense and maturity, although where she got those qualities, I do not know.
Ve sana Alexis'imizin mükemmel zarifliğini, algısını ve olgunluğunu hatırlamak istedim hoş bu özelliklerini nereden aldı bilemeyeceğim ama.
Just to remind you your reading glasses are ready for collection.
Okuma gözlüklerinizin hazır olduğunu hatırlatmak istiyoruz.
I don't need to remind you that your miss Mystic Falls attendance record totally sucks.
Bayan Mystic Falls'unun katılım sicilinin tamamen berbat olduğunu sana hatırlatmama gerek yok.
Have you noticed that Howard can take any topic and use it to remind you that he went to space?
Howard'ın konu ne olursa olsun, dönüp dolaşıp uzaya gittiğini vurgulamasını fark ettin mi?
Okay? I don't think I need to remind you two that your fingerprints and your DNA are in our reference files.
Size parmak izlerinizin DNA referans dosyasında olduğunu hatırlatmama gerek yok.
I guess I'll have to remind you when my birthday's coming up.
Sanırım doğum günüm yaklaştığında sana hatırlatmam gerekecek.
Do I need to remind you what fate awaits your father should you try anything foolish?
Yapacağın herhangi bir aptal hatada babanı bekleyen kaderi hatırlatmama gerek var mı?
She's not, and she's on her way, and I don't think I need to remind you how most unpleasant that would be for both of us.
Ölmemiş ve buraya geliyor. Ayrıca bunun ikimiz için de ne denli nahoş olacağını belirtmeme gerek yok sanırım.
She told me to remind you of a guy you almost got into a fight with in Pacific Beach.
Sana Pacific Beach'te neredeyse kavga edeceğin birini hatırlatmamı istedi.
I know Sadie freaked you out with all this talk about tests, but I just want to remind you that at the end of the day, it's all about love.
Sadie'nin testler hakkında konuşup sizi korkuttuğunu biliyorum ama en sonunda önemli olan tek şeyin aşk olduğunu hatırlatayım.
This might be a good time to remind you that the NYPD doesn't actually pay you to consult.
Bu NWPD'nin sana danışmanlık ücreti ödemediğini hatırlatmak için iyi bir zaman olabilir.
Before you say anything, I would like to remind you that I'm holding an ax.
Bir şey söylemeden önce hatırlatayım elimde bir balta var.
Well, I'm here to remind you that you deserve better.
Şimdi, Buradayım çünkü daha iyisini hakettiğinizi hatırlatmak istiyorum.
You know, it's to remind yourself that your cellphone doesn't work here.
Burada cep telefonunun çekmediğini kendinize hatırlatmak için bunu yapıyorsunuz.
( Harry ) I don't think I need to remind you, do I, of the consequences of room service?
Oda servisini kullanırsan, sonuçlarının neler olacağı konusunda seni bilgilendirmeme gerek yok değil mi?
She wants me to remind you of the hour, and that you'll have to pick up Miss Harris and Major Rathbone.
Size saati hatırlatıyor. Bayan Harris ve Binbaşı Rathbone'u almanız gerekiyormuş.
I hate to remind you, but we're breakin onto a high-security Navy base.
Hatırlatmak istemezdim ama yüksek güvenlikli bir donanma üssüne gireceğiz.
Do I need to remind you that this is my place and that you are my guests?
Buranın benim evim olduğunu ve sizlerin de benim konuklarım olduğunuzu hatırlatmaktan nefret ediyorum.
Do I have to remind you who's in charge?
Ben de sana sorumlunun kim olduğunu hatırlatırım.
We would like to remind you that Abrahama is a fully restricted animated zone.
Abrahama'nın tamamen sınırlanmış bir canlandırma kuşağı olduğunu hatırlatmak isteriz.
I just want to remind you of one thing :
Size sadece bir tek şeyi hatırlatmak istiyorum :
Matthew. Do I have to remind you that we live in the 21st century?
Matthew. 21. yüzyılda yaşadığımızı hatırlatmama gerek var mı?
A little pain to remind you of what's important.
Biraz acı, sana neyin önemli olduğunu hatırlatır.
Dark angels sent here to remind you that all men are human.
Bütün insanların insani hataları olduğunu hatırlatmak için kötü melekler buraya yollandı.
To remind you of what a great artist I could have been if you'd believed in me... I've sent you one of my paintings.
Desteğinle ne kadar büyük bir sanatçı olabileceğimi hatırlatmak için sana tablolarımdan birini gönderdim.
And before you lie, i'd like to remind you that i'm here right now.
Sen yalan söylemeden önce şu an burada olduğumu hatırlatırım.
Before you lie, i'd like to remind you that i'm here.. And mr, naked fruitypants is right in front of me.
Yalan söylemeden önce unutma ki şu an buradayım ve bay çıplak yumuşak tam karşımda.
I'm sorry, Calculon, but someone needs to remind you of the truth.
Üzgünüm Calculon. Ama birinin sana gerçekleri hatırlatması gerek.
I just wanted to remind you that I won't be coming in tomorrow.
Sana sadece yarın gelemeyeceğimi hatırlatmak istedim.
Remind me to fire you.
Hatırlatta seni kovayım
Remind me to give you a raise.
Hatırlatta sana zam yapayım.
You butter me up, remind me how great you can be, only to have your little tramp show up here and throw whatever this is in my face.
Bana yağ çektin, bu ahlaksızla aranı ne kadar iyi tutabileceğini ve yüzümdeki her neyse bunu yapabileceğini göstermeye geldin.
William, maybe you need to remind Chubby-Wan-Kenobi of the daily nightmare that is borne of being my enemy.
William, Tombul-Wan-Kenobi'ye belki düşmanım olmanın nasıl bir kâbus olduğunu hatırlatabilirsin.
That's to always remind you that you're the almighty Treble Clef, the Uniter of Glee Clubs.
Her şeye kadir Sol Anahtarı olduğunu hatırlaman için, "Glee kulüpler kaynaştırıcısı."
You don't need to remind me, Nina.
Bunları hatırlatmana lüzum yok Nina.
Well, Jonas, I must remind you to whom you are speaking.
Peki, Jonas, sana kiminle konuştuğunu hatırlatmam gerek.
No... you shouldn't have to remind him about something that's important to me.
Hayır, ona hiçbir şey hatırlatma. Benim için çok önemli bu.
You don't have to remind me.
- Hatırlatmanıza gerek yok.
The Pentagon wanted me to remind both of you that we are all on the same team.
Pentagon bana ikinize de aynı takımda olduğumuzu hatırlatmamı istedi.
Hey, did you call Goldie and remind them to come pick up Shania's Guinea pig?
Selam, Goldie'yi arayıp Shania'nın kobay faresini almasını hatırlattın mı?
The picture is to remind the public that without Briarcliff, you would be out there, living among them.
Bu resmi, halka Briarcliff olmasaydı sizin onların arasında yaşıyor olacağınızı hatırlatmak için çekiyoruz.
Just remind me never to bet against you in the future, Ms. Swan.
Bir daha asla size karşı bahse girmemem gerektiğimi hatırlatın Bayan Swan.
All of you need to remember and remind yourselves of this.
Hepsini hatırlamanı ve asla unutmamalısın.
You don't need to remind me.
Bunu bana hatırlatmana gerek yok.
I want her to have your eyes so when I look at her she'll remind me of you.
Senin gözlerini alsın istiyorum. Ona baktığım zaman, bana seni hatırlatsın.
Need I remind you, Ron, that you tried to put our six-year-old son on welfare?
Sana 6 yaşındaki oğlunu sosyal yardıma yazdırmaya çalıştığını hatırlatmalı mıyım Ron?
Mr. Sulu, remind me never to piss you off.
Bay Sulu bana hatırlatın, sizi asla sinirlendirmeyeyim.
Dr. McCoy, may I remind you, you are not there to flirt.
Dr. McCoy, orada flört etmek için bulunmuyorsunuz.
Remind me to show you sometime.
Bir ara sana göstermeme izin ver.
Remind me never to headbutt with you.
Hatırlat da senle kafa toslama yapmayalım.
Now, remind me to introduce you to Mr. Lewis on Sunday.
Hatırlat pazar günü seni Bay Lewis ile tanıştırayım.
remind you of anyone 18
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you know 156049
you know what 23733
you see 13602
you will be 199
you got this 563
young 1055
you got it 4932
youtube 39
you can do it 1412
you suck 398
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
yours 1007
your own 34
your 1839
you bitch 789
you okay 9168
you're cute 195
your phone 169
your honor 7894
yourself 387
yours 1007
your own 34
your hat 64
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423
you know that 5741
you tell 24
youn 21
younger 104
you're welcome 5601
you are 6060
you got a pen 63
your full name 16
you all right 5423