Under the law перевод на турецкий
416 параллельный перевод
So you see, Mimi, under the law, you've never remarried.
Görüyorsun ya Mimi, yasalar önünde sen hiç evlenmedin.
American democracy and its system of fair play for the rights of individuals under the law is on trial here, ladies and gentlemen of the jury.
Jürinin saygıdeğer üyeleri, buradaki dava Amerikan demokrasisi ve bireyin haklarını koruyan sistemin davasıdır.
I will remind the jury that under the law lives must not be taken on assumptions but on facts!
Jüriye hatırlatmak isterim ki yasalara göre idam cezası tahminlere değil kanıtlara dayanarak verilebilir!
That makes you responsible under the law.
Bu da sizi yasalar altında yükümlü kılar.
Under the law, they're both equally guilty.
Yasalara göre ikisi de eşit derecede suçlu.
Don't you know that, under the law... they are equally guilty of murder... that, under the law, they may both be hanged for it?
Yasalar önünde ikisinin de cinayet sebebiyle eşit ölçüde suçlu olduğunu ve yasa gereği ikisinin de asılabileceğini bilmiyor musunuz?
I hereby give you the minimum sentence under the law :
Sana yasaların emrettiği en küçük cezayı veriyorum.
Under the law of the sea, she's ours.
Deniz yasalarına göre o bizim.
They will get their land, but under the law.
Topraklarını alacaklar ama kanun çerçevesinde.
Land must be given back under the law so there's no injustice.
Adaletsizlik olmaması için arazilerin kanun çerçevesinde iadesi gerekiyor.
Not under the law of Moses.
Musa'nın yasalarına uygun bir evlilik değil bu.
Do you know what constitutes rape under the law?
Yasalara göre tecavüzün ne olduğunu biliyor musunuz?
Under the law we can have her declared incompetent.
Kanuni olarak ehliyetsiz olduğunu ilan edeceğiz.
"Under the law of this territory." Hallie, you read it out loud.
"Bu bölgenin yasaları uyarınca." Hallie, sesli oku.
- and equally liable under the law.
-... önünde aynı derecede sorumluyum.
Richard Kimble's escape, and under the law, the judge must sentence me to a minimum of one year in prison.
... kanunen yargıç beni en az bir yıl hapse mahkum edecektir.
Accept it from me... that in silence is my safety, under the law.
İnan bana... sessiz kalmak benim hukuki güvenliğimi sağlıyor.
And under the law, they would be guilty with me.
Kanunlara göre benim kadar onlar da suçludur.
Metropolis is under martial law in the name of Duke Red.
Metropolis, Dük Red'in emri ile sıkıyönetim altında.
Let's put him under arrest and take the law in our own hands.
"Haydi onu tutuklayalım ve kanunu kendimiz uygulayalım"
And then you break out of the asylum or you fall under amnesty, and you're happy as can be, free to enjoy your licence to kill - since you're protected by law due to insanity - back to chasing little girls.
Ve sonra kaçıp veya genel aftan yararlanıp gayet mutlu.. .. bir şekilde deliliğinin avantajını kullanarak.. .. küçük kızları kovalayıp... cinayet işlemeye devam edersin!
But whichever he is he's under the protection of the law.
Ama durum belli olana kadar kendisi kanunların koruması altında.
2 weeks later... in the charming town hall at St Martin de Vésubie... I wed under the joint estate law... Henrietta Gertrude Bled... former wife of a Bulgarian colonel.
İki hafta sonra St Martin de Vésubie'deki şirin belediye sarayında Bulgar bir miralayın eski eşi olan Henrietta Gertrude Bled ile evlilik sözleşmesi yaparak evlendik.
In the name of the law, you're under arrest.
Yasalara dayanarak, tutuklusun.
" The seat of government to all concerned the person named in this document under the name James Trehearne was drawn and duly credited as official representative of the law
"Bu belgede adı geçen James Trehearne " İmza : İçişleri Bakanlığı "
Under the Soviet law, the jewels belong to the State.
Sovyet kanunlarına göre mücevherler devlete ait.
All we ask is a posse to act under a properly constituted officer of the law.
Sadece bir kanun adamının emirlerine uyarak hareket edecek bir korucu ekibi oluşturulsun istiyoruz.
The city was under martial law, and i was the head of the military police.
Şehirde sıkıyönetim vardı ; ben de Askeri İnzibatın kumandanıydım.
Your Honor, we find the prisoner guilty according to law... but under exterminating circumstances.
Evet Sayın Yargıç, biz yasalara göre bu sanığı suçlu bulduk. Ama şartları da göz öününde bulundurmamız gerekiyor.
You were present at the sale of the locket, and indeed are the more guilty of the two in the eye of the law, for the law supposes that your wife acts under your direction.
Bunun özrü yok. Madalyon satılırken oradaydın ve adaletin gözünde diğerlerinden daha suçlusun. Çünkü adalet, karının senin adına hareket ettiğini söyler.
You think the law is something you can get over or get under or get around... or just plain flaunt.
Senin için yasanın üzerine çıkılır, altına girilir, etrafından dolaşılır... ya da gösterisi yapılır.
The city's under martial law.
Şehir sıkı yönetim altında.
Under maritime law, anything found in international waters belongs to the finder.
Uluslararası deniz yasalarına göre uluslararası sularda bulunanlar bulana aittir.
" In this province, the sale of human beings is forbidden under penalty of law.
"Bu vilayette insanların satışı kanun nezdinde yasaklanmıştır."
"... in the interests of public safety, hereby under martial law.
" halkın güvenliğini sağlamak amacıyla sıkıyönetim ilan edilmiştir.
- The district of Nome is under martial law.
- Bölge askeri yasasının emriyle geldim.
Men who, in executive positions, actively participated in the enforcement of these laws, illegal even under German law.
Almanya'nın asıl yasalarına aykırı olduklarını bile bile....... yeni yasaların uygulanmasında yüksek mevkide....... aktif olarak görev alan bu adamlar.
Suddenly the law pulls the rug out from under us bootleggers. - Another dollar?
Çok geçmeden yasalar, biz içki kaçakçılarının altındaki halıyı çekti.
But, seriously, under the spell of his eloquence, I could see once again the vast herd of buffalo and savage redskin roaming our beautiful territory with no law to trammel them except the law of survival, the law of the tomahawk and the bow and arrow.
Fakat ciddiyim, onun konuşma sanatının büyüsü altındayken güzel bölgemizde dolaşan uçsuz bucaksız bizon sürüleri ve kendilerini engelleyecek, hayatta kalma yasası, savaş baltası, yay ve ok yasası dışında yasası olmayan vahşi kızılderililer tekrar gözümde canlandı.
Didn't you know it was against the law to register under an assumed name?
Sahte bir isimle kayıt yaptırmanın kanunlara aykırı olduğunu bilmiyor muydunuz?
By the way, which unwritten law do I come under?
Aklıma gelmişken, ben hangi yazılı olmayan deniz kuralına tabiyim?
On behalf of the sheriff and in the name of the law. I place you under arrest.
Şerif'in ve kanun namına, sizi tutukluyorum!
Under the just law of nations, you people are pirates.
Adil uluslar yasasına göre, siz korsansınız.
I, Glazanov, Lieutenant of the White Guards condemn under martial law a Cossack Ensign for assault on the civilian population
Ben, Beyaz Ordu Teğmeni Glazunov sıkıyönetim yasalarına göre,.. ... sivil halka tecavüz suçundan Kazak bir asteğmeni mahkum ediyorum.
Under Federation law, Coridan can be protected and its wealth administered for the benefit of its people.
Federasyon yasalarıyla, Coridan korunabilir ve zenginliği kendi halkı için kullanılabilir.
You'll be buried under the ice, and I'll continue to carry out the only true law. The law of the strong.
Bu yüzden, sen o buzun kenarından düşerken, ben de kasabaya dönüp, silahımla adalet dağıtmaya devam edeceğim.
As you know, this capsule is the property of my government and we only wish to obtain that which belongs to us under international law.
Sizin de bildiğiniz gibi bu kapsül hükümetimin bir malıdır ve biz sadece bize ait olan bir şeyi uluslararası kanunlar çerçevesinde ele geçirmek istiyoruz.
We will do so directly, sir, but first, under international law we will remove the roll of film which was taken from the United States government which was in a camera belonging to the United Kingdom of Great Britain.
Biz de derhal o şekilde yapacağız, bayım, ama ilk önce, uluslararası kanunlar altında, Büyük Britanya'ya ait bir kameranın içinde bulunan Birleşik Devletler hükümetinden alınmış film makarasını çıkaracağız.
Chief Kane will tell you our men are expected not only to enforce the law but to live under it themselves.
Baş Müfettiş Kane size, adamlarımızın kanunları uygulamakla kalmayıp aynı zamanda kendilerinin de kanunlara uyduğunu anlatacaktır.
The law supposes your wife acts under your direction.
Yasalar, karınızın size riayet ettiğini varsayar.
Now, Dr. Zira, in all fairness, you must admit that the accused is a non-ape and therefore has no rights under ape law.
Dr Zira, kabul etmelisiniz suçlu bir maymun değildir ve maymun yasasında hakkı yoktur.
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
under the table 51
under the sink 31
under the circumstances 224
under the 16
under these circumstances 26
under the right circumstances 16
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
under the table 51
under the sink 31
under the circumstances 224
under the 16
under these circumstances 26
under the right circumstances 16
the lawyer 96
the law 124
the lawyers 23
the law's the law 17
the law is the law 30
laws 206
lawyer 304
lawrence 600
lawson 129
lawyers 132
the law 124
the lawyers 23
the law's the law 17
the law is the law 30
laws 206
lawyer 304
lawrence 600
lawson 129
lawyers 132
lawton 36
lawman 25
lawsuit 22
law enforcement 35
law's 37
law and order 22
lawkeeper 21
law school 55
law order 38
law kwon 16
lawman 25
lawsuit 22
law enforcement 35
law's 37
law and order 22
lawkeeper 21
law school 55
law order 38
law kwon 16