Under these circumstances перевод на турецкий
281 параллельный перевод
Under these circumstances, a woman stealing off in the dark of night... to avoid an abusive or possessive spouse, they don't- -
Bu şartlar altında, bir kadın taciz eden yada paylaşmak istemeyen kocaya yakalanmamak için her yolu dener, onlar- -
Under these circumstances, it's a different matter.
Bu koşullar altında her şey değişir.
Yes, but under these circumstances we might refuse to sign now.
Evet, ama bu koşullar altında biz imzalamayı reddedebiliriz.
I could stay up a week under these circumstances.
Bu şartlarda bir hafta uyumadan kalabilirim.
As a choice, particularly under these circumstances, I find a bullet...
Seçim yaparsam, özellikle bu koşullarda, mermi benim için...
Well, don't you see? I couldn't possibly permit Miss Honey to marry Mr. Crow under these circumstances. - Don't you agree, gentlemen?
Bu şartlar altında Bayan Honey'nin Bay Crow'la evlenmesine engel olabilirim, öyle değil mi?
Colonel, under these circumstances, don't you think that you'd be able to postpone this for a little while?
Albay, bu şarlar altında bunu biraz ertelemenin daha doğru olacağını düşünmüyor musunuz?
I know it's a great deal to ask, to speak for a man to his wife under these circumstances, but I want her to hear from a third party that I am... salvageable.
Onun eşiyle bu şartlar altında bir adam adına konuşup... İlgilenmek ona iyi gelecektir.. Onu istediğimin duyulmasını istiyorum...
But it's just that, well, under these circumstances...
Ancak şu var ki, şey, bu koşullar altında...
Under these circumstances getting married would mean nothing.
Bu durumda evlenmenin hiçbir manası yok.
Well, I'd rather not see you under these circumstances... [Basil quietly]... no greetings here.
Bu koşullar altında sizi selamlamak istemezdim.
I'm sorry to have to break this news to you, under these circumstances.
Size bu haberi bu şartlar altında vermek zorunda kaldığım için üzgünüm.
Under these circumstances, everyone is suspect.
Bu koşullarda herkes şüpheli durumunda.
And under these circumstances I think we must follow Mr. Kruse.
Bu şartlar altında Bay Kruse'yi dinlemeliyiz bence.
Ordinarily, under these circumstances, I would recommend a large well-armed landing party.
Normalde büyük, iyi silahlanmış bir iniş ekibi önerirdim.
I cannot relinquish command under these circumstances.
Bu şartlar altında kumandayı bırakamam.
Under these circumstances, no news is good news.
Bulunduğu duruma göre fazla bir şey bekleme.
Karen, even under these circumstances, is there any reason why we can't get something to eat?
Karen, bu şartlar altında bile... bir şey yiyemememizin nedeni var mı?
Under these circumstances we cannot broadcast our regular show Life's Pleasure
Bu şartlar altında yaşama sevinci skeçini bugün yayınlayamıyoruz.
It must be especially tough to take over under these circumstances.
Görevinizi çok zor sartlar altnda devraldnz.
I don't have to work under these circumstances.
Bu koşullar altında çalışamayız.
Under these circumstances, it makes more sense... for everyone to work on his own, instead of all for one.
Bu şartlar altında, herkesin kendi başının çaresine bakması herkesin bir kişi için çalışmasından çok daha mantıklı.
Mr. Muntz, there is something I wasn't going to bring up but I think perhaps under these circumstances it's necessary.
Bay Muntz, bunu açmak istemiyordum ama bu şartlar altında gerekli olduğuna inanıyorum.
Under these circumstances, we have to place the responsibility on Jill and take Itha.
Bu şartlar altında, Itha'nın işgalinde Jill'i görevlendirmek zorundayım.
No. Not under these circumstances.
Bu şartlar altında olmaz.
Not under these circumstances.
Burası da, Yarbay Riker'ı içine çektiği yer.
Not under these circumstances.
Bu koşullarda değil.
I can't believe you've come to me under these circumstances.
Bu durumda yanıma geldiğine inanamıyorum.
Under these circumstances... I cannot allow this trial to continue.
Bu şartlar altında... bu davanın devam etmesine izin veremem.
And to see you under these circumstances is... Is dreadful for us all.
Seni içinde bulunduğumuz şartlar içinde görmek... hepimiz için çok acı.
"Under these circumstances, how can I tell her I want to marry her?"
"Durum böyleyken ben ona, nasıl evlenme teklifi edebilirim?"
Sorry it's under these circumstances.
Tanışmamız bu şartlarda olduğu için üzgünüm.
Do you actually think I'm going to take care of you under these circumstances?
Bu şartlarda sana bakacağımı mı sanıyorsun?
Capt Picard, my interpretation of Ventaxian law suggests that under these circumstances this is acceptable.
Kaptan Picard, Ventaxian hukuku üzerindeki yorumuma göre... bu koşullar altında, bu, kabul edilebilir.
It is our job to retain an open mind, even under these circumstances.
Bu koşullar altında bile açık fikirli olmak bizim işimiz.
Especially under these circumstances.
Hele bu koşullar altında.
Under these circumstances, it has to be an injection, and it has to be now.
Bu şartlar altında, iğne yapılması ve hemen yapılması gerekiyor.
And under no circumstances must these windows be opened tonight.
Ve hiçbir koşulda bu gece bu pencereler açılmayacak.
This seems so formal under these peculiar circumstances.
Bu garip koşullar altında pek resmi kaçtı.
Under the circumstances, I'm afraid that we shall have to ask you for these rooms.
Bu şartlar altında, korkarım daireyi boşaltmanızı istemek zorundayız.
But under any circumstances we shall have to wait until these people have gone.
Ancak ne olursa olsun öncelikle bu insanların gitmesini beklemeliyiz.
You see, he got these clothes under the most peculiar circumstances.
Anlarsınız, bu elbiseleri çok özel şartlar altında edindi.
Under these strange and unforeseen circumstances...
Bu tuhaf ve öngörülemeyen koşullar altında Bay Moncrieff,
But under circumstances such as these...
Fakat özel durumlarda...
Why these ladies have had, some of them..... most of them, if not all of them, for the first time in their lives..... contact, social contact, with a gentleman born and bred... .. whom under no other circumstances could they possibly have met.
Bu hanımefendiler, bazıları hepsi değilse de, pek çoğu, hayatlarında ilk defa hiç bir koşulda tanışma imkânı bulamayacakları doğma büyüme bir beyefendi ile ilişki, sosyal ilişki, kurdular.
I realise that command does have its fascinations, even under circumstances such as these.
Komutanlığın bu koşullar altında bile cazip yönleri vardır.
He says these are ordinary people under extraordinary circumstances.
"Bunlar olağanüstü koşullarda sıradan insanlar." diyor.
No warrant is required under these particular circumstances.
Bu istisnaî şartlar altında tutuklama emrine gerek yok.
What if someone came to you under circumstances like these and asked to be dropped from a case?
Peki birisi size gelip... bu şartlar altında davayı bırakmak istediğini söylese?
Entered the Army and retired from the same under strange circumstances and due to these mysterious circumstances.
Askere yazıldı ve oradan sırla örtülü koşullar nedeniyle atıldı.
TAVENNER : Under what circumstances did you attend these meetings?
Bu toplantılara hangi koşullar altında katıldınız?
circumstances 31
circumstances have changed 22
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
circumstances have changed 22
under 290
understand 2529
underground 88
underwear 81
understanding 63
undercover 116
underwater 36
underneath 75
understood 2547
underpants 29
underwood 165
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
understandable 121
understand me 81
under the table 51
underpants 29
underwood 165
under the bridge 22
under the radar 23
under the bed 63
under the sea 16
understandable 121
understand me 81
under the table 51