Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ W ] / We haven't much time

We haven't much time перевод на турецкий

235 параллельный перевод
Jekyll, we haven't much time, you know.
Jekyll, çok vaktimiz yok, biliyorsun.
We haven't much time.
Fazla zamanımız yok.
We haven't much time.
Zamanımız yok.
But we haven't much time.
Ama canım pek zamanımız kalmadı.
We haven't much time.
Fazla vaktimiz yok.
We haven't much time to get there.
Oraya gitmek için çok fazla vaktimiz kalmadı.
Yes. We haven't much time to lose, the tide's coming in fast.
Kaybedecek fazla zamanımız yok, deniz hızla yükseliyor.
It's a shortcut, but we haven't much time.
Bu kestirme bir yol, ama fazla zamanımız yok.
Please, we haven't much time, Vincent.
Lütfen, fazla vaktimiz yok Vincent.
We haven't much time.
Elbette.
Come on Monty boy, we haven't very much more time.
Hadi Monty, oğlum, çok fazla vaktimiz yok.
We haven't got much time.
Fazla vaktimiz yok.
We haven't much time, Marcellus, so listen.
Zamanım yok, Marcellus, dinle.
We haven't much time.
Çok zamanımız yok.
Let's go, we haven't got much time.
Gidelim, az zamanımız kaldı.
I know this is out of line, but we haven't got much time...
Bunun uygunsuz olduğunu biliyorum, ama fazla vaktimiz yok...
We haven't got much time, Mingo.
Fazla zamanımız yok, Mingo.
OH. NOW, LOOK, MISSUS, WE HAVEN'T GOT MUCH TIME.
Bakın bayan, fazla zamanımız yok.
Jack, we haven't much time.
- Evet, evet. Jack, çok zamanımız yok.
Look, sir, we haven't much time.
Bakın, efendim, fazla vaktimiz yok.
- We haven't much time.
- Fazla zamanımız yok.
I'll do that for you when I sum up. We haven't much time.
Kendinizi tekrar etmeyin Kapanış konuşmasında ben toparlarım.
We haven't got much time.
Fazla zamanımız yok.
We haven't much more time, but I assure you that our producer will make every effort to get the message through.
Daha fazla zamanımız olmasa da, sizi temin ederim ki, yapımcımız iletiyi almakta her türlü çabayı gösterecektir.
- We haven't much time, general.
- General, fazla vaktimiz yok.
We haven't got much time left.
Fazla zamanımız kalmadı.
We haven't much time.
Çok fazla vaktimiz yok.
- Oh, come on, Barbara, we haven't much time!
- Haydi Barbara, fazla vaktimiz yok!
- We haven't got much time.
- Fazla vaktimiz yok.
Doctor, we haven't got very much time left.
Doktor çok zamanımız kalmadı.
We haven't much time for a talk, Doctor.
Konuşmak için yeterli vaktimiz yok, Doktor.
We haven't much time.
Fazla vaktimiz yok. - Ne için?
- As I said, we haven't got very much time.
Dediğim gibi, çok zamanımız yok.
All right, let's get back to Nassau. We haven't got much time.
Nassau'ya geri dönelim.
We haven't much time.
Fazla vaktim yok.
- Scotty, we haven't got much time left.
- Fazla vaktimiz kalmadı.
We haven't much time, you know.
Çok zamanımız yok.
Dr. Cornell, we haven't had much time together, I'm sorry to say.
Dr. Cornell, birlikte fazla vakit geçiremediğimize üzüldüm.
We haven't much time.
Zamanımız kalmadı.
We haven't much time.
Zaman tükeniyor.
I haven't much time. There's so many things I must do before we leave.
Biz ayrılmadan önce çok zamanım yok.
We haven't got much time to lose.
Kaybedecek fazla zamanımız yok.
Now, we haven't got much time.
Pek fazla zamanımız kalmadı.
We haven't got much time!
Fazla vaktimiz yok!
All right, we haven't got much time.
Tamam, fazla zamanımız yok.
You can bet on it. Rearden, we haven't got much time. - Mr.
Bundan emin olabilirsin.
Look, we haven't got much time.
Çok zamanımız yok.
You go back in there and tell Frank... if he wants to settle this thing between us, we haven't got much time.
Oraya dön ve Frank'e... aramızdaki meseleyi çözeceksek, fazla vaktimiz olmadığını söyle.
- We haven't got much time, so I'll make this fast.
- Fazla vaktimiz yok, o yüzden kısaca anlatayım.
Come on, we haven't got much time.
Haydi, çok zamanımız yok.
- She's right. We haven't much time.
- Haklı, fazla zamanımız yok.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]