We were wrong перевод на турецкий
873 параллельный перевод
I realized then for the first time that what you were doing was right and that we were wrong.
O gün ilk kez, senin yaptığının doğru, bizimkinin ise yanlış olduğunu fark ettim.
We were wrong.
Yanılmışız.
Well, we were wrong to do it, Britt.
Bunu yapmakla hata ettik Britt.
We were wrong.
- Biz hatalıydık.
We were wrong.
Hatalıydık.
So we were wrong.
Biz hata yaptık.
We were wrong.
Yanılmıştık.
Unfortunately, we were wrong.
Ne yazık ki yanılmışız.
" We were wrong.
" Yanıldık, Philip.
We were wrong, very wrong to have kept the truth from Mr. Barnard.
Hata ettik, gerçeği Bay Bernard'dan gizlemekle, çok hata ettik.
Uh, I don't know who this Mr. Dyle is... but it's possible we were wrong about who killed your husband.
Bay Dyle'ın kim olduğunu bilmiyorum. Fakat kocanızı kimin öldürdüğü hakkında yanılıyor olabiliriz.
We were wrong.
Yanıldık.
- We were wrong.
- Yanıldık.
- We were wrong.
- "Biz" yanıldık.
Evidently we were wrong because you haven't found them yet!
Görünen o ki yanılmışız, çünkü henüz onları bulamadın.
- Come on, so we were wrong.
- Yapma. Yanılmışız işte.
But we were wrong. And you, Rupert, you were right. And that's why tonight, before the entire nation we'd like to apologize to you personally and to beg your forgiveness for...
Ama yanıldık ve sen Rupert, sen haklıydın ve bu yüzden bu gece bütün ulustan önce sana yaptığımız herşey için senden kişisel olarak özür ve af dilemek istiyoruz.
Unfortunately, we were wrong.
Ama ne yazık ki yanılmışız.
We were sure you were wrong about there not being any gold here.
Başka altın olmadığını söylerken yanıldığınızdan emindik.
After all, we were all Poles together, nobody saw anything wrong in it.
- Bu gerçekten şaşırtıcı. Sonuçta hepimiz Polonyalıydık, kimse yanlış bir şey görmedi.
- We found the textbooks were wrong.
- Biz kural kitabını yanlış buluyoruz.
The more things are wrong, the more we must act as if everything were right.
İşler ne kadar ters gitmeye başlarsa biz de sanki o kadar yolundaymış gibi hareket etmeliyiz.
I think you ought to know that it didn't take me long after we were married to realize what was wrong.
Evlilik sonrası neyin yanlış olduğunu anlamam uzun sürmedi.
If I didn't know better, I'd think we were on the wrong track.
Eğer daha iyi bilmeseydim, yanlış iz üzerinde olduğumuzu düşünecektik.
The Medical Officer's report on Johnson suggests we were certainly wrong to even consider this might be a hoax.
Johnson için hazırlanan adli tıp raporu bunun bir şaka olduğunu düşünmeye... imkan vermiyor.
We thought maybe we were doing it wrong, Captain.
Yanlış yapıyoruz sandık, Kaptan.
You imply that yesterday when we were on our way to Mademoiselle Suzanne, we were driving in the wrong direction?
Dün Matmazel Suzanne'i almaya giderken yanlış yöne gittiğimizi ima ediyordun.
- We weren't wrong, were you?
- Yanılmadık, değil mi?
We didn't do anything wrong, but once the movies were over, we'd go to a cafe and talk, then we'd sit on a bench and listen to a drunkard, we'd watch the billboards go up,
Kötü birşey yapmazdık, o zamanlar filmler bitince, sohbet için kafeye gider, sonrada bankta oturup bir ayyaşı dinlerdik. Billboardların değiştirilmesini ya da koyunların geçişini izlerdik.
WE ALL GOT THE WRONG WORD. THEY SAID YOU WERE REMOVED BY A LOCOMOTIVE.
Dostum, bu dünyadan göçtün sanmıştım.
We told her it was wrong to believe that white people were superior to black people or brown, or red, or yellow ones.
Beyazların siyahlardan esmerlerden, Kızılderililerden, sarı ırktan üstün olmadığını söyledik.
Well, we were wrong.
Hatalısın.
So you see, we were both wrong.
Gördüğün gibi, ikimiz de yanıldık.
We were all wrong about her
Hepimiz de onun hakkında yanılmışız.
We called them "stomach divisions", because they were sort of my age, and all had things wrong with their tummies.
Onlara "göbekli tümen" diyorduk. Çünkü hepsi benim yaşlarımdaydı ve formlarına pek dikkat etmiyorlardı.
The question used to be "Might it be possible we were on the wrong side... in the Vietnamese War?"
Bu savaşın klasik sorusu hep şuydu : "Vietnam Savaşı'nda yanlış tarafta olma ihtimalimiz var mı?"
Were we wrong?
Yanılıyor muyduk?
And these pigeons they would not build we were wrong to follow them we should have gone north
- Güvercinlerde böyle durmaz, uçarlardı.
were we so wrong?
Bu kadar mı yanılmışız?
The way we lived, yes. that was wrong we were trapped in our own faults our gods were less than us
Hayat tarzımız yanlıştı... hatalarımızın kurbanı olduk... kıskıvrak bağlanmıştık. Güvendiğimiz tanrılar, bizden beterdi.
We were in the wrong.
Yanlış yapan bizdik.
You were given the wrong information because we've reached an understanding, his dogs and I.
Yanılıyorsun Çünkü biz, onun köpekleri ile bir anlaşma yaptık.
You know, for five months now, I've been tryin'to prove to you, without ever really knowing who you were, that you were wrong, and that we could get somebody interested in the Chiefs.
Beş aydır, kim olduğunuzu bile bilmeden, size yanlış düşündüğünüzü ve birilerinin Chiefs'le ilgilenebileceğini kanıtlamaya çalışıyordum.
You know, with all the pressure the whole time we were in New Haven... even when she went wrong, she made me laugh.
New Haven'de tüm o stresli zamanlarımızda rolün dışına çıktığında bile beni güldürüyordu.
I thought we were working on something here, but maybe I'm wrong.
Aramızda bir şeyler olduğunu sanıyordum ama belki de yanılıyorumdur.
Then Marina had something wrong with her back, and we were terribly worried about her.
Sonra Marina'nın sırtında bazı problemler oluştu, onun için çok endişelendik.
And there were other things we felt were wrong. But we accepted this partition plan.
Bize yanlış gelen başka noktalar da vardı fakat bu bölünme planını kabul ettik.
Well, I guess we were both wrong.
Sanırım ikimiz de hatalıyız.
Would it not be wrong if we were to be divested of all assets?
Bazı gereksiz şeylerden kurtulmamız yanlış mı olur?
You were waiting for him But you did wrong, we both know him
Onu bekliyordunuz. Ama çok yanlış şeyler yaptınız. Onu ikimizde tanırız.
You get the cops, and you tell them how wrong you were to call them... or we'll be back here to turn you into dog meat, you understand?
Polislere onları yanlışlıkla aradığını söyle yoksa geri dönüp seni köpek mamasına çeviririz anladın mı?
we were here 38
we were 914
we weren't 120
we were there 68
we were close 44
we were together 65
we were talking 74
we were just friends 20
we were here first 26
we were friends 142
we were 914
we weren't 120
we were there 68
we were close 44
we were together 65
we were talking 74
we were just friends 20
we were here first 26
we were friends 142