With someone перевод на турецкий
17,720 параллельный перевод
Heather said you got in a fight with someone and hurt him pretty bad.
Heather biriyle kavga edip çok fena hırpaladığını söyledi.
Indeed but he's signed on with someone else.
- Kesinlikle ama ekibe başka birini aldı.
- You need to work with someone who knows what they're doing.
- Ne yaptığını iyi bilen birileriyle çalışmalısın.
And guess what, it's never going to happen now, because there is no way I'm going to be with someone who uses spaces over tabs.
Öyle bir şey de olmayacak zaten. Sekme yerine boşluk kullanan biriyle hayatta beraber olmam.
You have me confused with someone else.
- Birisiyle karıştırmış olmalısınız.
Whenever I'm dealing with someone who isn't doing a great job, what I do is treat them like they're perfect.
İşini yapmayan biriyle anlaşacağım zaman ona mükemmelmiş gibi davranırım.
Bart, you're using informal Spanish with someone who's not a family member.
Bart, aile üyesi olmayan birine karşı resmi olmayan bir İspanyolca ile konuşuyorsun.
Something bad with someone.
Biriyle, kötü bir şey.
Because the only person more dangerous than someone with nothing to lose...
Çünkü kaybedecek hiçbirşeyi olmayan insandan daha tehlikeli olan tek kişi
She knew why we called her there. And she knew that someone was messing with us.
Ve birinin bizimle dalga geçtiğinin farkındaydı.
Do you want someone to go with you?
Birimizin seninle gelmesini ister misin?
And with Taylor Shaw in place right next to him, he'd... he'd be someone we could control.
Taylor Shaw ise onun hemen yanında olacak ve Kurt'u kontrol edebilecektik.
It'll be impossible to find someone with my specific intellectual and sexual gifts.
Entelektüelliğime ve cinselliğime sahip birinin olması imkansız.
But everyone doesn't have someone they can share it with, you know, and be completely honest with.
Ama herkesin birşeyler paylaşacağı kimsesi yok ve de dürüst olacağı.
I deserve the truth, and I deserve someone who believes in me enough to know that when faced with the truth, I will not break.
Doğruları hak ediyorum, ve gerçeklerle yüzleştiğimde mahvolmayacağımı bilen bana inanan birini hak ediyorum.
With the knowledge this guy has of routes and patterns, he's gotta be connected to someone in the trucking industry.
Adamın yollarla ve düzenlerle ilgili bilgisine bakarsak kamyonculuk işiyle uğraşan biriyle bağlantısı olmalı.
and think drugs and guns, but for me, being with Güero was the first time I felt connected to someone. On our first Christmas,
Ama benim için Guero'yla birlikte olmak ilk defa biriyle bağlantı kurmak demekti.
Obviously we need someone with first-hand experience of excavating and preserving 3,000-year-old funerary goods.
3000 senelik cenaze eşyalarının kazısı ve korunması hakkında doğrudan tecrübeli birine ihtiyacımız olduğu çok belli.
Someone filled it with dirt, and stuck in a tombstone for Jenny Hulce.
Birisi içini toprakla doldurmuş ve Jenny Hulce isminde mezat taşı bırakmış.
Someone with science knowledge has to come get it because right now it's encased in so kind of awful polyp.
Bilime hakim birinin gelip alması gerekiyor çünkü şu anda korkunç bir ahtapotun içinde duruyor.
Here's someone who might be able to help you with that.
Belki birileri sana yardımcı olabilir.
Someone may have escaped, but they ended up with the pack once and for all.
Birisi kaçmış olabilir, Ancak paketle bir kez ve herkes için sonuçlandı.
There's someone with you?
Yanında biri var mıydı?
Someone with intimate knowledge of how our machine works is trying to create a temporal meltdown.
Makinenin nasıl çalıştığını çok iyi bilen birisi zamansal erimeler meydana getirmeye çalışıyor.
Someone told me the best thing to do with Camila is allow her to get bored of me. Who told you that?
Birisi dedi ki Camila'dan kurtulmanın en iyi yolu benden bıkmasını sağlamakmış.
The details I got were they had someone in with the Federales.
Ulaştığım detaylara göre federallerin içinde adamları varmış.
Elderly woman with no family hires someone to fix things now and then.
Ailesi olmayan yaşlı kadın tamir için birini çağırıyor.
And right now he's probably talking to someone with more experienced and more power than either one of us.
Ve şu anda muhtemelen bizden daha tecrübeli ve güçlü biriyle konuşuyor.
Probably someone with a big bug up their ass.
Muhtemelen pireyi deve yapan biridir.
How could someone ever be at peace with letting his mother die...
Annesinin ölmesine göz yuman bir insan nasıl mutlu olabilir?
Because, whatever's going on with you, you know you always have someone you can talk to.
Çünkü artık içinden neler geçiyor bilmiyorum ama her zaman konuşabileceğin birilerinin olduğunu bil.
I'm not inclined to wait around for someone with a.50 caliber machine gun to roll up on us.
Birilerinin gelip 50 kalibrelik tüfekle bizi taramasını beklemeye niyetim yok. Hava kapkaranlık.
Someone who probably still lives with his mother and hates himself.
Muhtemelen, hâlâ annesiyle yaşayıp kendisinden nefret eden biridir.
Yes, someone with ratty hair.
Evet, köhne saçlı biri.
With Yeezy or someone comparable.
Yeezy ya da ona benzer biriyle.
That's what happens when you mix the appetite of a horse with the appetite of someone with a hole inside him that needs to be constantly filled with attention, food, and sex.
Bir atın iştahını içinde ilgi, yiyecek ve seksle doldurulması gereken bir boşluk olan birinin iştahıyla karıştırınca böyle oluyor.
- Also, I have someone on line two trying to get in touch with BoJack Horseman.
- İkinci hatta da biri BoJack'e ulaşmak istiyor.
Uh, sorry, PC Principal, but someone wants to speak with you.
Uh, özür dilerim, PC Principal, ama birisi sizinle görüşmek istiyor.
Someone with confidence.
Almanya'da yaşayan Türk.
No, we need someone with software expertise on each team.
- Olmaz, her ekipte bir yazılım uzmanı lazım bize.
The biggest hurdle is the elevator doesn't go all the way down without the handprint of someone with authorization.
En büyük engel yetkili birinin el taraması olmadan en alt kata kadar gitmeyen asansör.
If he had someone here for company... male company, I mean, kick a ball around with or... hang out with.
Erkek çocuğuna bakacak birisini bulursak... bakım şirketi, yani, top oynayacak, onunla takılacak.
According to a witness one block away, it was someone with long, dark hair and breasts.
Bir blok ötedeki bir tanığa göre uzun, siyah saçlı ve göğüsleri olan birisiymiş.
Someone like you... with something like this.
Senin gibi biri böyle bir şeyle...
Someone said they saw you breaking into Linus Dilmoe's place the other night, and the next day, saw him driving his bus with his face all bandaged.
Seni geçen gün Linus Dilmoe'nun evine girerken görmüşler. Ertesi gün otobüsü, yüzü haşat hâlde sürüyormuş.
It's important to me that there's someone I know and trust making sure justice is meted out in a way that's consistent with our ideals.
Önemli olan tanıdığım ve güvendiğim birinin adaleti amacımıza uygun olarak herkese ulaştırmasıdır.
Someone's eating take-out with their boyfriend.
Bazıları erkek arkadaşlarıyla yemeğe çıkıyor.
Someone's playing board games with their kids.
Bazıları çocuklarıyla oyunlar oynuyor.
How could you do this with someone else?
Bunu bir başkasıyla nasıl yapabildin?
- Could you tell me if she left with someone, or... - Nope.
- Hayır.
She's here because this investigation required someone familiar with the players, someone the government could trust to help cut through the subterfuge.
O burada, çünkü soruşturma, ismi geçen kişilere yakın birininin burada olmasını gerektiriyor. Hile yapılmasını engellemek için devletin güvendiği birinin burada olması gerek.
with someone else 20
someone 794
someone like you 74
someone special 26
someone else will 34
someone you know 34
someone like me 67
someone i can trust 22
someone call an ambulance 31
someone's at the door 48
someone 794
someone like you 74
someone special 26
someone else will 34
someone you know 34
someone like me 67
someone i can trust 22
someone call an ambulance 31
someone's at the door 48
someone else 171
someone to talk to 24
someone help me 78
someone to see you 39
someone is coming 23
someone said 23
someone died 43
someone's here to see you 35
someone else did 27
someone help 76
someone to talk to 24
someone help me 78
someone to see you 39
someone is coming 23
someone said 23
someone died 43
someone's here to see you 35
someone else did 27
someone help 76