Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You heard her

You heard her перевод на турецкий

1,936 параллельный перевод
You heard her. She wiped the evidence.
Kanıtları temizledi.
You heard her. Ten minutes.
Onu duydunuz, 10 dakika.
You heard her, team.
Onu duydunuz, takım.
You heard her, let's go get the footage.
Gidip görüntüleri alalım.
But you heard her.
Ama onu duydunuz.
You heard her, Al.
Onu duydun, Alan.
You heard her.
Onu duydunuz.
You heard her.
Onu duydun işte.
The press conference? You heard her, right?
Basın toplantısı mı?
- You heard her, Tom. No more trouble.
Daha fazla sorun çıkarma.
You heard her.
Onu duydun.
The second you heard the "F" word come out of her mouth - you should have told her to take a hike.
Arkadaş lafı ağzından çıktığı anda onu sepetleyecektin.
I heard Arlene say that woman you found in Andy's car had her back scratched up.
Arlene'nin söylediğine göre Andy'nin aracında bulunan kadıncağızın sırtı kötü bir şekilde çizilmiş.
I heard every word, did I touch you?
Her şeyi duyuyorum, sana dokundum mu?
I've heard everything you've said.
Söylediğin her şeyi duydum.
- Have you heard of her?
- Bu ismi duydunuz mu?
You know, Magnus, maybe everything you heard about this creature is wrong.
Biliyor musun Magnus, belki de bu yaratık hakkında duyduğun her şey yanlıştır.
You should've heard her in class today.
Onu bugün sınıfta duymalıydın.
Heard you booted her out of the captain's ballroom night before she died.
Ölümünden bir gece önce onu balodan atmışsın.
You heard the whole thing.
Her şeyi duydun.
- I heard you guys already arrested her for it.
Onu çoktan tutukladığınızı duydum.
My point is, i said what i nted to say, and, meemaw, i hope you heard every word.
Anlatmaya çalıştığım, istediklerimi söyledim ve haminne, umarım söylediğim her şeyi işitmişsindir.
When Dan heard about you, he reached out to Nathan and Nathan shut him down, just like he always does.
Dan, seninle ilgili gelişmeleri öğrendiğinde, Nathan'ı aradı. Nathan da, her zamanki gibi yüzüne kapadı.
Yes, I'm sure you heard everything earlier.
Eminim öncesinde olan her şeyi duymuşsundur.
Last I heard, you dropped her at the hospital.
Son duyduğumda onu hastaneye yatırmıştın.
Somebody's heard of her, because the press has taken an interest, which means the mayor has taken an interest, which means I'm here, which means you're here, and you.
Birileri duymuş, çünkü basın da ilgi gösteriyor. Bu da belediye başkanı da ilgilenmesi demektir ki o yüzden ben buradayım. Bu sebeple siz ikiniz de buradasınız.
She heard what you said to the principal, And she is blaming you For her not being allowed to go back to school.
Müdireye söylediklerini duymuş, okula gidememesinden dolayı seni suçluyor.
Huh! When I heard how you found her, I knew what you'd think.
- Onu nasıl bulduğunuzu öğrenince ne düşüneceğinizi tahmin ettim.
Was that the last thing you heard about her?
Ondan başka bir şey duymadınız mı?
Daughter ran into your car that i'd call her The moment that we heard from her insurance company. Um, you're welcome to come with me.
Sigortadan haber aldığımızda arabana çarpan kızın annesini arayacaktım.
But if you could've heard all the stuff she just told me in the shower, you would realize she is all the way out of her entire damn mind.
Fakat duşta söylediklerini duysaydınız tamamıyla aklını kaçırmış olduğunu anlardınız.
You have heard the talk of her situation, of course?
Onun durumu hakkındaki söylentiyi duymuşsunuzdur eminim ki?
I wish you could have heard her.
Keşke onu dinleyebilseydin.
All that you heard was true, my Lord, and worse.
Duyduğunuz her şey doğru, Lordum. Hatta daha da kötü.
But, no matter whether you believe it or not, when I heard that Grandma was giving you all of her inheritance,
Ama, inanıp inanmamanın bir önemi yok, Büyükannenin tüm mirası sana verdiğini duyduğum zaman
Her name is Dr. Kim Seo Yeon, and she was the saddest person in the world when she heard you died.
Adı Kim seo Yeon. Öldüğünü duyduğunda dünyadaki en üzgün insan oldu.
When is the last time you heard from her?
Ondan en son ne zaman haber aldın?
And you haven't heard from her?
Ondan haber aldınız mı?
In this correspondence to the "blessed virgin", he grants you, in the name of Christ and Saint Peter, permission to publish everything you have heard from the Holy Ghost.
"Kutsanmış bakireye" yazılmış bu mektupta sana lsa ve Aziz Peder adına Kutsal Ruh'tan duyduğun her şeyi yayınlama izni veriyor.
Zoe, if anyone has seen or heard from her, can you call?
Zoe, onu gören veya duyan olursa arayabilir misin?
Have you heard from her?
Ondan haber aldın mı?
For all I know You heard everything I said.
- Tek bildiğim söylediğim her şeyi duyduğundu.
Heard you did a triple axel off of her a few hours ago.
Birkaç saat önceki Üçlü Axel atlayışı da neyin nesiydi?
Coming up next, you've heard her sing.
Biraz sonra, onu şarkı söylerken duydunuz.
- Have you heard from her?
- Ondan haber alabildin mi?
- If necessary. - Have you heard?
Her hangi bir gelişme varmı?
Have you heard everything from Mr. Choi?
Bay Choi'dan her şeyi duydunuz mu?
Just now, I heard you say that every man has his price.
Her erkeğin ödeyebileceği bir fiyat olduğunu söylerken duydum seni.
Bup-bup-bup. Don't judge my master plan until you've heard the whole thing, huh?
Her şeyi duyana kadar mükemmel planımı sakın yargılama.
You must forget everything you heard just now.
Az önce duyduğun her şeyi unutmak zorundasın.
- You've heard her crying?
- Onun ağladığını mı duydun?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]