Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You hurt me

You hurt me перевод на турецкий

3,519 параллельный перевод
You hurt me
acıttın
You hurt me.
acıttın.
You hurt me! That killed my neck!
Ya, düşün nasıl olurdu...
- Dare you hurt me!
- Seni incitmeye cesaretim var!
I know you don't want to hurt me.
Bana zarar vermek istemediğini biliyorum.
Sure, you can hurt me, but I will always find ways to hurt you that are much, much worse.
Tabii ki bana zarar verebilirsin ama her zaman sana daha çok zarar verecek şeyler bulacağım.
Okay, it's bad enough you're treating me like your lackey, but I'm not gonna sit here while you fake-compliment Ryder just to hurt me!
Tamam, bana uşağınız gibi davranmanız yeterince kötü, ama burada oturup beni incitmek için Ryder'a iltifat etmenizi daha fazla dinlemeyeceğim!
♪ No matter what you say, it won't hurt me ♪
* Ne dersen de üzmez beni *
You steal from me, you shoot my people... ( Coughs ) You feel the hurt.
Acıyı hisset bakalım.
You won't hurt me again!
Bir daha beni incitmeyeceksin.
My gut tells me you didn't intentionally hurt your baby.
İçimden bir ses, bebeğine bilerek zarar vermediğini söylüyor.
You didn't hurt me or discard me like you said you would.
Beni dediğin gibi üzmedin ve bir kenara atmadın.
But if you think I'd let you hurt anybody just to save me, well... You don't know me at all.
Ama eğer beni kurtarmak için başkalarına zarar vermene izin vereceğimi sanıyorsan beni hiç tanımamışsın demektir.
- This is gonna hurt me more than it hurts you. - Huh? Cap, I hope that's you.
Bu benden çok senin canını acıtacak değil mi? Kaptan bu sensin değil mi?
But don't you come at me again, or I will hurt you bad. Do you understand?
Bir daha bulaşma bana, fena yaparım bu sefer, anladın mı?
Are you trying to hurt me?
Canımı acıtmaya mı çalışıyorsun?
The way Boyd had me press that preacher's sister, I figure, you must know something that could hurt him real bad.
Boyd'un benden vaizin kız kardeşinin üzerine gitmemi istemesinden sonra senin Boyd'a ciddi derecede zarar verebilecek bir şeyler bildiğini anladım.
You're not gonna hurt me.
Sen beni incitmek değil.
Are you trying to hurt me?
- Beni üzmeye mi çalışıyorsun?
- You promise me that you're not gonna hurt him.
- Ona zarar vermeyeceğinize söz verin. Tamam mı?
- She hurt me...! You have to go home, Bo.
- O bana zarar verdi...!
You said some things to me that really hurt.
Beni gerçekten inciten şeyler söylemiştin.
Now there's nothing you can do in this land to hurt Snow or me.
Olamaz! Artık bu topraklarda Pamuk'la ikimizi incitecek hiçbir şey yapamazsın!
When you punished me, it hurt you more than it hurt me, didn't it?
Beni cezalandırdığında benden daha çok acı çektin, değil mi?
No, I swear to you, she was trying to hurt me!
Yemin ederim bana zarar verecekti!
You got me on the money thing- - okay, I did it- - but I would never hurt Chad.
Para konusunda beni yakaladınız, tamam mı? Yaptım, evet. Fakat, asla Chad'e zarar vermem.
So you know it wouldn't hurt if you were to act like- - if you were as encouraging to them as you are to me.
Yani, bana olduğunuz gibi onlara da cesaret verici şekilde davranmanızın hiçbir zararı olmadığını biliyorsunuz.
Why didn't you tell me he was gonna hurt himself?
Bana neden kendine zarar vereceğini söylemedin.
You can't hurt me here.
Bana burada zarar veremezsin.
d The way you threw me d hurt like a stone d I need some space to breathe d d I need some...
d Beni fırlattığın yer d sanki taş gibi d Nefes almak için d d Benim...
Do you think that she'll try and hurt me in my sleep?
- Sence ben uyurken bana zarar vermeye çalışır mı?
Hey... you're not going to hurt me, and I don't want to shoot you.
Hey sen bana vermezsen ben de seni vurmak istemem.
So, if you don't care about your own life, consider who else might get hurt if you don't give me the information I need.
Eğer kendi hayatın umrunda değilse, bana istediğim bilgiyi vermediğin taktirde incinebilecek diğer kişileri düşün.
I know you didn't mean for me to get hurt.
Beni incitmek istemediğini biliyorum.
The man who hurt you, that wasn't me.
Canını yakan adam ben değildim.
If I asked you not to go to her, if I told you it would... It would hurt me?
Peki ya gitmemeni isteseydim peki ya sana bunun beni inciteceğini söyleseydim?
So you... you were just using me to hurt him?
Yani sen... sen beni sadece o'nu incitmek için mi kullandın?
" Come with me. I'm not gonna hurt you.
" Benimle gel, sana zarar vermeyeceğim.
Don't make me hurt you.
Sana zarar vermek istemiyorum.
You'll kill me if I ever hurt her.
Onu incitirsem beni öldürürsün.
We're not going to hurt any of you, but you're not taking me in.
Hiçbirinizi incitmeyeceğiz. Fakat beni götüremezsiniz.
Okay, well, if you can think of anyone who wanted to hurt her - ex-boyfriend, a client-you can just give me a call.
Tamam, eğer onu incitmek isteyen biri aklıniza gelirse, eski sevgilisi, müşterisi gibi, sadece beni ara. Bu kartım.
Touch me if you want get hurt!
Eğer incinmek istiyorsan bana dokun!
Now I can't cut... or bruise your face, but other than that... Joe has given me permission to physically hurt you when necessary.
Şimdi, yüzünü kesemem veya çürük bırakamam ancak bunun dışında Joe bana gerektiği hallerde canını fiziksel olarak yakmam için izin verdi.
You know he can't hurt me, Damon, unless he's got the white oak stake.
Bana zarar veremez biliyorsun Damon, tabii elinde Akmeşe kazığı yoksa.
Why? These men will hurt you as a way to hurt me.
Bu adamlar bana zarar vermek için sizi incitecek.
Everything you've ever done for as long as I've known you has been tailor-made to hurt me, so I'm done.
Seni tanıdığımdan beri ne yaptıysan bana zarar vermek için yaptın.
You could ask about me too, it won't hurt you, Hero.
Bana ne olacağını da sorabilirsin, bu seni incitmez, Kahraman.
But you never meant to hurt me.
Ama bana zarar vermek istemedin.
Just promise me you won't hurt Jack.
Jack'i incitmeyeceğine dair söz ver.
I guess I was a little hurt that you ditched me.
Sanırım beni bırakıp gitmenden biraz canım yandı.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]