Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You lie

You lie перевод на турецкий

13,761 параллельный перевод
Why did you lie?
- Neden yalan söyledin?
Then why did you lie to him when he asked you how you learned about Riverrun?
O zaman Nehirovası'ndan nasıl haberiniz olduğunu sorduğunda neden yalan söylediniz?
Did you know your ears turn red when you lie?
Yalan söylediğinde kulaklarının kızardığını biliyor muydun?
You lie, and you steal, and you bat your lashes, and you suck the world dry.
Yalan söylüyorsun ve çalıyorsun gözlerini kırpıyorsun ve dünyayı sömürüyorsun.
It's you, you lie to me.
Senden çıkıyor bunlar. Bana yalan söylüyorsun.
Why did you lie to me?
Bana neden yalan söyledin?
If you lie to me, I'm gonna do terrible shit to you.
Eğer bana yalan söylüyorsan, sana korkunç şeyler yapacağım.
If you withhold, if you manipulate, If you lie... You die.
Bir şeyler saklarsan, bir şeyleri manipüle edersen yalan söylersen, ölürsün.
Why don't you lie down.
Neden uzanmıyorsun?
Why do you lie like that?
Neden böyle şeyler uyduruyorsun?
Why don't you go lie down and I'll bring you something? Okay? Go!
Neden gidip biraz uzanmıyorsun ve ben de sana bir şeyler getirmiyorum? Git!
All you have to do is lie back under the covers, open your pores, relax your mind, - and let your imagination flow. - Mm.
Tek yapman gereken örtülerin altında yatmak, gözeneklerini açmak, kafanı rahatlatmak... ve hayal gücüne izin vermek.
You can lie in front of the TV all day and watch whatever you want.
Tüm gün TV karşısında yatıp istediğini seyredebilirsin.
- Okay. What-what you tell them is that I know that he is the source who leaked it to the New York Daily News that I was in over my head, that I was steamrolled. It's inflammatory, it's a lie!
De ki, gazeteye bilgileri sızdıran muhbir o, iş bana fazlaymış da, üstesinden gelemeyecekmişim, hepsi kışkırtıcı ve yalan.
Oh, come, Father, in bed you must lie.
Gel baba, uzanmalısın yatağa.
Lie to me again and I'll kill you.
Bana bir daha yalan söylersen seni öldürürüm.
So when you told me that I could protect her, that was a lie too?
Onu koruyabileceğimi söylemiştin o da mı yalandı?
Fucking lie if you have to, man.
Gerekiyorsa yalan söyle.
You just exhibited several tells... facial ticks expressions and eye movements that people involuntarily betray themselves with when they lie.
Biraz önce insanların yalan söylediklerinde kendilerine farkında olmadan ihanet ettikleri mimikleri ve göz hareketlerini sergilediniz.
- So you're gonna lie to him?
Yalan mı söyleceksin ona?
- Are you gonna lie down and just take it?
- Siz yatıp bunu alacak mısınız?
- I ain't gonna lie to you...
Ben sana yalan söylemeyeceğim...
Oh, you don't lie to me.
Bana yalan söylemezsin.
She told me you had mental problems. - That's a lie.
- Zihinsel sorunların olduğunu söyledi.
No one's fucking telling you to lie, Baity.
Kimse sana yalan söyle demiyor, Baity.
Shit. You're gonna lie to me?
Bana yalan mı söyleyeceksin?
You're gonna fucking lie to me?
Bana yalan mı söyleyeceksin?
You're gonna lie to me?
Bana yalan mı söyleyeceksin?
- You're gonna lie to me?
- Bana yalan mı söyleyeceksin?
- You don't have to lie about it.
- Bu konuda bana yalan söylemene gerek yoktu.
Chuck, ‭ I think you need to lie down with a cold washcloth on your head.
Chuck, bence alnında ıslak bir bezle birlikte epey bir yatman gerekiyor.
Okay, but you need to lie still... Charles, please push your feet against my hands.
Charles, lütfen ayağını elime doğru it.
Every now and then it is okay for you to lie to me, you know?
Ara sıra yalan söylemen sorun olmaz biliyor musun?
The king may expect to lie with you.
Kral seninle yatmayı umabilir.
You can lie, but that burp told me the whole story. You holding?
Yalan söyleyebilirsin ama o geğirik başka hikaye anlatıyor.
I was just gonna say, "I'll see you soon," but that would probably be a lie, wouldn't it?
Yakında görüşürüz diyecektim ama bu muhtemelen yalan olur, değil mi?
But in the state that you're in, the one thing I swear I will not do is lie to you. I will hear him.
Ama içinde bulunduğun durumda, sana yemin ederim ki yapamayacağım tek şey sana yalan söylemek.
You have hidden in this place for a lifetime, hidden from the harsh realities that lie beyond this veil that you have constructed here, but the moment that that shot entered his belly, that veil began to unravel, and sooner or later, you are going to have to confront these realities, chief among them being that England takes whatever, whenever, however it wants.
Bir ömür boyu burda, inşa ettiğiniz perdenin arkasında yatan acı gerçeklerden saklandınız, ama o mermi, karnına isabet ettiğinden beri o perde çözülmeye başladı, ve eninde sonunda o gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalacaksınız, en başında da nezaman, nerede, neyi isterse alan
I cannot even begin to imagine what would motivate you to tell a lie like this.
Seni böyle bir yalan söylemeye iten neydi, hayal bile edemiyorum.
Well, I won't lie to you.
Pekala, yalan söylemeyeceğim.
I am your friend, and I will help you weather whatever challenges may lie down whatever road you may choose, but as your friend, I am simply asking you to consider how treacherous this road may be... while there is still time to avoid it.
Ben senin arkadaşınım ve önünde uzanan yolda neyi seçersen önüne ne tür zorluk çıkarsa çıksın..... sana yardım etmek için hep yanında olacağım fakat hala zaman varken sizden basitçe bu yolun ne kadar tehlikeli olabileceğini düşünmenizi isitoyrum.
You know, I once had this wheelman that tried to beat the lie detector by slathering Bengay all over his junk.
Bir keresinde bütün penisine Bengay sürerek yalan dedektöründen geçmeye çalışan birini görmüştüm.
Is she starting to lie to you?
Sana yalan söylemeye mi başladı?
You just lie back, and I'll give you an early Christmas present.
Neler oluyor? Sadece uzan, sana erken bir Noel hediyesi vereceğim.
You lie.
- Yalan söylüyorsun.
You don't have to lie. But... It was superb.
- Yalan söylemek zorunda değilsin.
That's a nice lie for you to tell yourself.
Kendini güzel kandırıyorsun.
You can lie to me all you want.
Bana istediğin kadar yalan söyleyebilirsin.
You can lie to this bitch all you want, but you can't lie to yourself.
Bu orospuya da yalan söyleyebilirsin. Ama kendine yalan söyleyemezsin.
Do I make you feel like I lie to you?
Sana yalan söylediğimim mi sandın?
Just lie back, you're fine, I'm here.
Uzan, iyisin, ben buradayım.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]