You missed me перевод на турецкий
707 параллельный перевод
I think you missed me, huh?
Sanırım beni özlemişsindir, ha?
~ Ha-ha, you missed me ~
Ha-ha. Iskaladın. - Bırak onu!
Did you mean it when you said you missed me?
Beni özlediğini söylerken samimi miydin?
"Well, what makes you think that?" And I said, "Because you missed me."
"Bunu da nereden çıkardın?" Ben de "Çünkü beni vuramadın." dedim.
Yah, you missed me!
Beni ıskaladın!
And it made me very happy that you missed me and hoped that I'd be coming back home soon again.
Özlemiş olmanız beni çok mutlu etti ve evime en yakın zamanda dönmeyi umdum.
Have you missed me?
Beni özledin mi?
I always wondered if you missed me. Ah.
Beni özledin mi diye hep merak ederdim.
Do you know why you missed me?
Neden vuramadın biliyor musun?
You missed me by about three inches.
Beni 10 santimle ıskaladın.
And you missed me terribly.
Feci şekilde özlemişsindir.
I just been waitin and wonderin'... if you missed me like I missed you.
Seni bekledim, senin de beni özleyip özlemediğini merak ettim.
If you missed me so much, why didn't you write?
Beni o kadar özlediyseniz, siz neden yazmadınız?
Of course you missed me.
Özlemişsindir tabii.
- You missed me that time.
- Bu sefer ıskaladın.
I don't want him to know you missed me.
Beni elinden kaçırdığını bilmesini istemiyorum.
You missed me.
Beni unutma.
You missed me.
Beni ıskaladın.
I thought you came back because you missed me.
Beni özlediğin için döndüğünü sanmıştım.
You missed me!
Bizi atladın!
You missed me, sidewinder.
lskaladın, yılan suratlı.
You missed me, villain.
Iskaladın soysuz.
You missed me, didn't you?
Beni özledin, değil mi?
You missed me.
Iskaladın.
Yeah, you missed me.
Evet, beni özledin.
Seeing how you're able to walk around freely at a hospital when you once told me that it was the scariest place to you in the world... I guess you won't be coming back because you missed having your defensive shield.
Dünyada en çok korktuğun şey olan hastanede böyle dolaşmana bakılırsa sığınağını özleyip geri dönmek istemeyeceksindir.
I'm glad, because if you missed Cornelia more, you'd probably miss me less.
Güzel, çünkü Cornelia'yı daha fazla özlemiş olsaydın... beni muhtemelen daha az özlemiş olurdun.
Do you mean to tell me you missed it on the poster outside?
Dışarıdaki afişte yazanı görmediğini mi söylüyorsun?
I might have missed this microfilm if you hadn't lead me to it.
Bana yolu göstermeseydin bu mikrofilmi elde edemeyebilirdim.
You haven't missed me.
Sen beni hiç özlemedin.
You almost missed me.
Neredeyse beni kaçırıyordun.
( chuckles ) and you missed me and you hit Lady Vivian.
Ve sonra beni ıskaladın ve Leydi Vivian'a vurdun.
You missed me?
Beni özledin mi?
- Peg, my sweetheart, you've missed me.
- Peg, tatlım, beni özledin.
You missed me.
Beni özledin.
And I can assure you that if you don't come to the palace party tonight with me you will be missed.
Emin ol, eğer bu gece benimle saraydaki partiye gelmezsen çok şey kaçıracaksın.
If you've missed me, it's only because you haven't had your damn cars to fill your life.
Eğer beni özleseydin, o kahrolası hayatını otomobillerle harcamazdın.
You stopped seeing me, so I missed you.
Beni görmeyi kestin, ben de seni özledim.
Now, Martine, don't tell me you've missed me.
şimdi, Martine, beni özlemiş olduğunu söyleme.
- I've just seen him, and he's missed me. - He's missed you? - Yes, he's forgiven me.
Az evvel onu gördüm, beni çok özlemişti ve beni affetti.
Believe me, you just missed him.
İnanın bana, demin çıktı.
I missed you so much, Cigdem! How could you forget me?
Sana nasıl hasret kalmışım, yavrum, Çiğdemim.
- I missed you. - Yeah, me too.
- Erata verilecek son talimatınız var mı?
I can hit it, boy. Ace, you never missed... not when it came to costing me money.
Bana paraya mal oluyorsa hiç ıskalamazsın zaten Ace.
You could've woke me up, what would I have missed?
Beni uyandırmalıydın. Tek kaçıracağım bir kabus olurdu.
- You missed it, not me.
- Kaçıran sendin, ben değil.
I have missed you so much. Look me in the eyes.
Seni çok özledim.
Ah, missed me, did you?
Beni özledin değil mi?
If he hadn't, you'd have missed the pleasure of working for me.
Böyle yapmasaydı benimle çalışma zevkini yaşayamazdın.
If you'd come to class, you wouldn't have missed me.
Derslerime gelsen, ıskalamazdın.
Could it seem to me that I just missed colliding while to you it wasn't even close?
Ben bir çarpışma yaşamak üzereyken siz bunu görmüyor olabilir misiniz?
you missed a spot 62
you missed 110
you missed your chance 19
you missed it 100
you missed one 35
you missed all the fun 17
missed me 46
mexico 335
metro 61
merci 624
you missed 110
you missed your chance 19
you missed it 100
you missed one 35
you missed all the fun 17
missed me 46
mexico 335
metro 61
merci 624