Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You stopped

You stopped перевод на турецкий

6,049 параллельный перевод
You got smarter when you stopped smoking weed.
Ot içmeyi bırakınca akıllandın sen de.
You stopped taking your injections, haven't you?
İğnelerini almayı kestin, değil mi?
When the Turks came to take me, you stopped them.
Türkler beni almaya geldiğinde onları durdurdun.
When you leave for work tomorrow morning, after you've gone for your jog down silver street... After you stopped at McNulty's for a black coffee and a Danish, after you read the sports page, after you kissed Marianne goodbye, you walk straight out your door to your car, which is parked in the same fuckin'spot it's always parked in... right before you put your keys into the ignition,
Yarın işe gitmek için evden çıkınca Silver Caddesi'nde koşunu yaptıktan sonra kahve ve kurabiye için McNulty'e uğradıktan sonra spor sayfasını okuduktan sonra Marianne'ye hoşça kal öpücüğü verdikten sonra kapıdan çıkıp doğruca arabana yürü.
Mr. Chase, what the devil is it, why have you stopped?
Bay Chase, ne bok oldu da durduk?
The company says you stopped checking in.
Şirket, rapor vermeyi kestiğini söyledi.
You... You stopped taking your medicine?
İlacını... almayı bıraktın mı?
You were ahead at the end of the fourth, and you stopped using your jab.
4. raundun sonuna kadar öndeydin ve sen direkt yumruklarını kullanmayı bıraktın.
Now you stopped me mid-stream.
Akışın ortasında beni durdurdun.
I thought you'd died... when you stopped coming to town.
Kasabaya gelmeyi bıraktığınızda öldüğünüzü sandım.
- You stopped texting.
- Mesaj atmayı bıraktın.
You've stopped writing down your food intake.
Gıda alımını yazmayı bırakmışsın.
You know how I finally stopped eating?
Yemeyi nasıl bıraktım biliyor musun?
She never stopped believing you were alive.
Hayatta olduğuna inancı tamdı.
I thought the bears stopped appearing after you got Eve out of town.
Eve'i kasabadan götürünce ayıların belirip durması kesilecek sanıyordum.
I promise you I've stopped drinking for good.
Sağlığım için içmeyi bıraktım.
- You went into the pool and then suddenly stopped moving.
- Havuza girdin ve birdenbire hareketsiz kaldın.
You could have stopped them!
Onları durdurmalıydın!
Yeah, I know, but you could have stopped him, and you didn't.
Evet, biliyorum. Onu durdurabilirdin ama durdurmadın.
I never stopped loving you.
Seni sevmeyi hiç bırakmadım.
That's right. I took that horrible driver's license picture of you in 2004 and you haven't stopped thinking about me since.
Doğru. 2004'te senin o iğrenç ehliyet fotoğrafını çektim ve o zamandan beri beni düşünmeyi bırakamadın.
If you hadn't stopped the elevator, you could have walked off after your great speech.
Eğer asansörü durdurmazsan, böyle nutuk çektikten sonra öylece yürüyemezsin.
I should have stopped at "I got to run." Anyway, congratulations. Oh, hey, uh, Louis, could you come in here?
Şükran Günü Töreni'nden iki elemanın numarası var eğer dev Bullwinkle balonu kopup bir numaralı Noel Baba'yı öldürürse, adamımız bu.
You can't leave the gully until you've stopped bleeding. They'll tear you to shreds. All that will be left of you is your bones.
Kanamanı durdurana kadar oyuktan ayrılamayız kemiklerin kalana dek seni parçalarlar.
You think you could have stopped him?
- Onu durdurabileceğini mi sanıyordun?
When knowing how unfairly our father and mother left this world... you couldn't have stopped me from seeking my revenge.
Anne babamızın bu kadar kötü bir şekilde bu dünyadan göçtüğü için intikam istemekten beni alıkoyamazdın.
Instead, he is... A rebel who must be stopped by you.
Üstelik, sizler tarafından durdurulması gereken bir isyancıymış.
But I stopped believing you were coming back.
Fakat sizin döneceğinizi sanmıyordum.
That stopped when you were 22, remember?
- 22 yaşında bitti o. Unuttun mu?
And you have never stopped trying.
Sen çabalamayı asla bırakmadın.
So, if you're stopped while you're driving, and let's face it, you do drive fast, just give this to the officer, you won't get a ticket.
Eğer hızlı gittiğin için kenara çekilirsen bunu memura göster. Ceza yeme.
You guys were stopped.
Siz durmuştunuz.
Reliving it, wondering if you could've stopped it.
Tekrar tekrar yaşamak, onu durdurabilir miydim diye düşünmek.
Reliving it, wondering if you could've stopped it...
Tekrar tekrar yaşamak, onu durdurabilir miydim diye düşünmek.
When you were away, I never stopped thinking about you.
Gittiğinde, hep seni düşündüm.
Good, Danny, you never stopped.
İyi, Danny, asla durmadın.
You never stopped.
Asla durmadın.
Life stopped being something that you live after that day.
Hayat, o günden sonra yaşadığın bir şey olmaktan çıktı.
If it wasn't for you, I would have stopped a long time ago.
Siz olmasanız bu işi çoktan bırakmıştım.
Mom, I never would have stopped looking until I found you.
Seni bulana kadar aramaktan asla vazgeçmezdim.
Have you even stopped for a second to think about how Milly feels?
Hiç bir kere durup Milly'nin nasıl hissettiğini düşündün mü?
Or have you not stopped to think about that?
Veya durup bunu düşünmedin mi bile?
You do realise he hasn't stopped looking at you?
Durmadan sana baktığını fark ettin mi?
The big news here is that since you left, Mummy has stopped shopping at Nettles Kelly's.
Gittiğinden beri buradaki en önemli haber annemin Isırganotu Kelly'den artık alışveriş yapmaması.
Could you have stopped the killing in Philadelphia?
Philadelphia'daki ölümleri durdurabilir miydin?
- I only stopped by to ask you that. - Mmm.
Sadece bunu sormak için uğradım.
There was a moment where I stopped being hard... but I thought of you, and it got me hard again.
Bazen sertliği bıraktığım anlar oldu ama senin düşüncen yine sertleşmemi sağladı.
You'd think we'd have stopped making them by now.
Bundan sonra çekmediğimizi sanıyorsunuzdur.
D'you know why I stopped coming to visit, Kenny?
Seni neden görmeye gelmediğimi biliyor musun Kenny?
You haven't stopped knitting?
Örmeyi bırakmadın mı?
And you've got to be stopped.
Durdurulmanız gerek.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]