You told me that перевод на турецкий
8,100 параллельный перевод
You told me that you got it from Choi In Ha and that she also gave you her consent?
Bunları Choi In Ha'dan aldığını, buna rıza gösterdiğini söylemiştin bana.
So, were you lying when you told me that you loved me?
Peki beni sevdiğini söylerken mi yalan atıyordun?
And how many times have you told me that when someone has a gun to your head, you figure a different way out?
Peki bana kaç sefer, eğer birisi kafana silah dayıyorsa, farklı bir yol bulmam gerektiğini söyledin?
When I was young, you always told me That we were father's real family.
Küçükken bana hep, babamın gerçek ailesinin biz olduğumuzu söylerdin.
Father told me that that chapel wasn't built only for you, But also for me.
Babam o kilisenin sadece senin için değil, benim için de yapıldığını söylemişti.
You never told me that.
Bunu bana söylememiştin.
Do you know what I thought the second that you told me?
Sen bana bu olayı söyler söylemez aklıma ne geldi biliyor musun?
I know the stories that are told about me, but don't you think that people can be more than their reputations?
Benim hakkımda anlatılan hikayeleri biliyorum, ama sizce insanlar şöhretlerinden daha fazlası olamazlar mı?
Has it been so long since you came to me and told me that we stand and fall together?
Bana gelip, beraber ya batarız ya da çıkarız diyeli o kadar çok mu oldu?
You know, when Ananias came to my house, he told me that Jesus had sent him.
Hananya evime geldiğinde onu İsa'nın gönderdiğini söylemişti.
You left that bit out when you told me.
Şimdi de cadı oldu. Bunu bana söylememiştin.
That's what you told me the first night you met me.
Tanıştığımızda bana ortak olduğunu söylemiştin.
If you'd told me that I'd be sitting opposite you, having a friendly...
Bana karşında bir gün arkadaşça oturacağımı deseydin...
Dal Po just told me that you were over at his house?
Dal Po bana onun evinde olduğunu söyledi.
But you always told me that higher you climb, the harsher the criticism must be.
Ama siz bana ne kadar yukarı tırmanırsam o kadar çok eleştirileceğimi söylemiştiniz.
But I do remember you being the person who told me not to force things that weren't meant to be.
Ama bana olmayacağı belli olan şeyleri zorlamamak gerektiğini söyleyenin sen olduğunu hatırlıyorum.
Donna also told me that you were pissed, because you found out I gave you a client I didn't want in the first place.
Donna bana aynı zamanda, sana istemediğim bir müvekkilimi pasladığım için, senin kızgın olduğunu söyledi.
You're the one that told me to tell the dean the truth.
Bana dekana gerçeği söylememi sen söyledin.
You already told me that on the phone and I've already explained to you.
Bunu zaten telefonda belirtmiştin ve sana zaten açıklamıştım.
Yeah, thanks, you know, because I forgot that since the last 3 times you told me.
Söylediğin iyi oldu sürekli hatırlatmana rağmen aklımdan uçup gitmişti.
You told me the happiest summer you ever had was when your family rented that house in Maryland and your grandpa took you crabbing.
Geçirdiğin en güzel yazın, Maryland'de ev kiraladığınız ve dedenle yengeç tutmaya gittiğin yaz olduğunu söylemiştin.
You know, someone once told me that red wine is good for sore muscles.
Birisi kırmızı şarabın ağrıyan kaslara iyi geldiğini söylemişti.
If I told you, that would come back at me.
Eğer size söyleseydim, yine başıma gelirdi.
You know, Emma... My mother always told me that the way to a man's heart was through his stomach...
Bak Emma annem bana hep erkeğin kalbine giden yolun midesinden geçtiğini söylerdi.
Because..... well, because, from what I understand, from what you've told me about him, your boyfriend wouldn't want anything but the best for you, and he's selfless, you know, in that respect.
Çünkü..... anlattığından anladığım kadarıyla erkek arkadaşın senin için en iyisini ister. Ayrıca bencil değil.
You would've told me that it doesn't matter, that you loved me anyway.
Senin için fark etmeyeceğin, beni yine de sevmeye devam edeceğini söylerdin.
But you could've just told me this on the phone. That's very interesting.
- Bu çok ilginç.
They told me you were leaving the Conservatory... that you are very worthy.
Konservatuarlı olduğunuzu öğrendim. Bunu hak ediyorsunuz.
They told me they had replaced you for Pagliacci. What is that story?
Pagliacci'de yerinize başkası gelecek.
Ah, I told you that they offered me Carmen in Bucharest? Do you think it's a good idea?
Bükreş'ten Carmen için çağırdılar demiş miydim?
You're the one that told me that he was out of town.
Şehir dışında olduğunu sen söylemiştin.
Given what you've told me it seems, Vijay and his family were present at our sermon, that day.
Benim o gün verdiğim vaazda Vijay ve ailesi de bulunmuş ve sohbeti dinlemişler.
Joanie told me that you and Henry got in a shouting match that was apparently so bad you had to take the girls to a motel.
Henry'le o kadar fena bir ağız dalaşına girmişsiniz ki kızları motele götürmeye mecbur kalmışsın.
Look, I just wanted to say that Cass told me what you're doing for Dean.
Cass bana Dean için yaptıklarını anlattı.
You just told me back there that we should...
Daha demin gidip...
I've lost count of the amount of times you've told me that story.
Bu hikayeyi bana kaçıncı kez anlattığını hatırlamıyorum.
You once told me about Old Man Murphy, the old pipe monkey that taught you how to first use a wrench when you worked the pipelines.
Sen bir kere bana Murphy'yi anlattın. Boru hattında çalışırken sana işi öğreten yaşlı adam.
Gran, you told me a month ago that he was my last chance.
Anane, bir ay önce demiştin ki : "Bu çocuk senin son şansın."
You know, Felix, when I was a kid, my grandmother told me about polio, and as soon as she did, I was convinced that I had it.
Felix, küçük bir çocukken büyük annem çocuk felcinden bahsetmişti o söyler söylemez ise bende olduğuna inandırmıştım kendimi.
I told you to come with me that night out on the altiplano.
Altiplano'daki o gece benimle gelmeni söylemiştim.
You told me you did not know Maria Gutierrez... it's come to my attention that you were a regular at the soup kitchen where she worked. What?
Maria Gutierrez'i tanımadığını söylemiştin ama kendisinin çalıştığı aşevinde düzenli yemek yediğini öğrendim niyeyse.
Yeah, and you also told me he needed to hear things that he didn't want to hear.
Dediğine göre duyması gereken ama duymak istemediklerini duydu.
You know, someone once told me that there's a really great way to get rid of that.
Bir keresinde bana gerginliği üzerinden atmanın iyi bir yolu olduğunu söylemişlerdi.
Manny told me that you want me to give up my heritage so that you don't have to wait in line at the airport.
Manny söyledi ; havaalanında sıra beklemeyesin diye köklerimden vazgeçmemi istiyormuşsun.
Eyewitnesses are unreliable, and Duke told me that you were just a plant.
Tanıklar güvenilir sayılmaz ve Duke bana yem olarak çıkarıldığını söyledi.
I need you to show me whatever it was that you found that told you Eran did what he did.
Eran'ın yaptıklarını gösteren şeyleri bana vermelisin.
You told me certainly that there would be books coming in.
Bana kitapların kesinlikle geleceğini söylemiştiniz.
Don't smile yet,'cause Sophie told me that because you said she had such good taste, she's designing our dresses herself.
Hemen gülümseme. Çünkü Sophie bana, sen ona harika bir zevk anlayışı olduğunu söylediğin için elbiselerimizi kendisinin tasarladığını söyledi.
What would you think if I told you that me and my blonde lady friend are gonna be together forever?
Sana sarışın hanım arkadaşımla sonsuza kadar beraber olacağımı söylesem ne düşünürdün?
I know that. You told me.
Evet biliyorum, Bunu söylemiştin.
Do you know what told me That your infidelity was fact and not rumor?
Sadakatsizliğinin bir dedikodu değil de gerçek olduğunu bana ne gösterdi biliyor musun?
you told me you loved me 16
you told me 307
you told me to 54
you told me not to 20
you told him 151
you told him that 21
you told her 125
you told 19
you told them 55
you told us 28
you told me 307
you told me to 54
you told me not to 20
you told him 151
you told him that 21
you told her 125
you told 19
you told them 55
you told us 28
you tell 24
you think you're better than me 60
you too 3331
you talking to me 61
you think you know me 62
you took your time 70
you took everything from me 17
you talk too much 145
you think i'm stupid 121
you think you're funny 32
you think you're better than me 60
you too 3331
you talking to me 61
you think you know me 62
you took your time 70
you took everything from me 17
you talk too much 145
you think i'm stupid 121
you think you're funny 32
you took 32
you think i'm lying 56
you take care of yourself 138
you think i'm joking 22
you think too much 36
you took an oath 26
you think you're so smart 30
you think i'm a fool 21
you think 2028
you think about it 93
you think i'm lying 56
you take care of yourself 138
you think i'm joking 22
you think too much 36
you took an oath 26
you think you're so smart 30
you think i'm a fool 21
you think 2028
you think about it 93