Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You two

You two перевод на турецкий

84,682 параллельный перевод
You two are a trip.
Delisiniz.
It was gonna get picked up and then you two had to be all nice and fun and loving...
Bu sabah alınacaktı ve sonra siz ikiniz çok hoş, eğlenceli ve sevecen...
We're letting you two go, just not back inside the park.
İkinizi serbest bırakıyoruz, sadece sahaya geri dönmeyin.
The drink tickets are meant as a reward for those who bring in other people, and you two are always by yourselves, okay?
İçki biletleri başkasıyla gelenler için bir ödül niyetinde, ve siz ikiniz her zaman yalnızsınız, tamam mı?
You two are my favorite people in the world.
İkiniz dünyada en sevdiğim insanlarsınız.
Well, I should have known I couldn't beat you two days in a row.
Seni iki gün üst üste yenemeyeceğimi bilmeliydim.
When was the last time you two did it?
En son ne zaman seviştiniz?
- You two kept things "cas."
- Sadece takılıyordunuz.
What about what you two are doing to make the same thing happen for Mike?
Peki aynı şeyi Mike için yapmaya çalışmanıza ne demeli?
What you two are gonna do is personally tailor the presentation to her.
Siz de hoşlanacağı bir sunum ayarlayın.
- Because that kid may be green, but he's the only one of you two that actually went to law school.
- Çünkü o çocuk acemi olabilir ama en azından hukuk fakültesi bitirmiş.
So when are you two coming back to work for me?
Ne zaman benimle çalışmaya döneceksiniz?
You two had a falling out, and she was down.
İkiniz ayrı düştünüz, morali bozuktu.
So you two were alone in your room with the door closed.
Demek ikiniz odada yalnızken kapı kapalıydı.
Since when are you two on the same side?
Ne zamandan beri aynı taraftasınız siz?
And second of all, what's the matter with you two chuckleheads?
Kahrolası bir robot. Ayrıca, siz iki budalanın derdi ne?
You two do not want to get into this right now with me.
Şu anda bu konuyla alakalı üstüme gelmek istemezsiniz.
And you two... I hate that you're out here without protection.
Ve sizin burada korumasız kalmanızdan nefret ediyorum.
Then you two will never get together.
... o hâlde siz asla bir araya gelemezsiniz.
I don't need to read a file on you two to know.
Anlamak için dosyalarınızı okumama gerek yok.
You two will want to get acquainted.
İkiniz tanışmak istersiniz.
You two might be the most famous Inhumans in the world.
İkiniz dünyadaki en ünlü Naisanlar olabilirsiniz.
You two were together?
Siz beraber miydiniz?
You two were in love.
Birbirinize âşıktınız.
Hurry up, you two.
Siz ikiniz, acele edin.
Because I don't answer to you, not here or any other fantasy world you two might have cooked up.
Çünkü sana durum bildirmiyorum hem burada hem de ikinizin uydurduğu o fantezi dünyanızda.
What the hell is wrong with you two?
Siz ikinizin derdi ne?
Um, you know, the reason I... wanted to get closer to you in the first place was... to try to understand what you two felt for each other...
Biliyor musun, ilk başta sana yakınlaşmak istememin sebebi birbirinize karşı hissettiklerinizi anlamaya çalışmaktı.
You two together, and we missed it.
Beraberdiniz ve biz bunu kaçırdık.
Now you have two lives.
Şimdiyse iki yaşamın var.
- You don't want to get strike two.
- İkinci hatan olmasin.
You didn't "borrow" my rice cooker for two years.
Pilav pişirme makinemi iki yıllığına "ödünç" almadın sen.
- And I bet you I can get two large for it.
- Eminim, buna 2.000 dolar veren çıkar.
You know, remove all this shit... carefully, with latex gloves, and probably a SARS mask or two.
Bu pislikleri temizleriz... dikkatlice, lateks eldivenler ve muhtemelen zatürre maskeleriyle.
And I don't give two shits what you all think.
Ve düşündüklerinizi zerre kadar umursamıyorum.
Are you gonna reveal window number two?
İkinci pencereyi açacaksın.
I'm my best self from ten to two, so, maybe you could point me toward my workstation?
Saat 10'la 14 arası en verimli zamanım. Çalışma yerimi gösterir misin?
If you want, I could take two minutes out of my day to register a new web address.
İstersen yeni adres girmek için iki dakika ayırabilirim.
You remember those two Black Panthers at the'68 Olympics who raised their fists in protest?
1968 Olimpiyatları'nda protestolara katılan iki Kara Panter'i hatırlıyor musun?
Two years of my life wasted on you.
Hayatımın iki yılını sana harcadım.
In the beginning there were two sets of footprints and now there is one because you were all carrying me.
Başta iki çift ayak izi vardı ve şimdi bir tane var çünkü beni taşıdınız.
You started World War Two.
İkinci Dünya Savaşını sen başlattın.
You know, two more years, and that's it.
Biliyorsun, iki yıl daha ve son.
Yeah, you're like two sniffs away from a felony.
Evet, iki kere daha koklasan yaptığın ağır suça girecek ama.
Director, you take out the two by the case.
Direktör, siz de çantanın yanındaki iki kişiyi indirin.
You know because you've spent time in Majorca or because you know a thing or two about replicas?
- Majorca'da vakit geçirdiğiniz için mi yoksa kopyalar hakkında bir iki şey bilidğiniz için mi?
- Oh, yeah, you sold it. Took over two minutes to unhook my bra.
Sutyenimi çözmen iki dakika sürmüştü.
You two, with me.
İkiniz, benimle gelin.
You must be overwhelmed... Two lives'worth of memories.
İki yaşamın anıları fazla gelmiş olmalı.
I knew you'd be sorting through two lives, so... I tried to please both.
İki hayatı birbirine karıştıracağını biliyordum, bu yüzden ikisini de memnun etmeye çalıştım.
What do the two of you remember of your Framework lives?
İkiniz Framework hayatlarınızı ne kadar hatırlıyorsunuz?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]