Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ Y ] / You weren't there

You weren't there перевод на турецкий

1,833 параллельный перевод
We go now, we risk telling the world that you weren't there.
Şimdi başlarsak, orada olmadığınızı açıklamak zorunda kalabiliriz.
But you weren't there, David.
Orada değilmişsin ama, David.
Like you were on a great flight. If you didn't crash, you weren't hijacked or there weren't wild animals on the plane.
Mesela, uçuşun harika geçmesi uçak çakılmadığı, kaçırılmadığı ya da uçakta vahşi hayvanlar olmadığı zaman denir.
Ben, I stopped by your room. You weren't there.
Odana gittim ama orada yoktun.
" Wish you weren't there.
"Keşke burada olmasaydın."
"Wish You Weren't There."
"Keşke burada olmasaydın."
"If we weren't there then who would pray to you?"
"Eğer kabul edilmeyecekse neden dua edelim ki?"
You weren't there, Mickey.
Orada değildin, Mickey.
– You weren't there.
- Orada değildin.
Weren't you just up there staring at me for the past 45 minutes?
Son 45 dakikadır gözünü dikmiş bana bakan sen değil miydin?
But you weren't there.
Ama orada değildin.
- You weren't there.
- Ama sen orada değildin.
- For a bit there, I thought you weren't attracted to me.
Beni çekici bulmadığını sanmıştım da.
You know, it's not like Mom knew you weren't there.
Bilirsin işte, annem orada olmadığını bildiğinden değil.
But why you weren't there?
- Peki, neden orada değildin?
But you weren't there And I couldn't... And I couldn't do it by myself.
Sen yoktun ve ben ben tek başıma yapamadım.
I thought you said there weren't any guard dogs.
Güvenlik köpeği falan yok demiştin.
You weren't there?
Orada değildin?
You weren't there?
- Orada değil miydin?
You weren't there?
Orada değil miydin?
- You weren't there.
- Sen orada değildin.
I know you're hurting because you weren't there with your son last night.
Dün gece oğlunun yanında olamadığın için acı çektiğini biliyorum.
You lie about combat because you weren't there.
Bir çatışma hakkında eğer orada olmazsan yalan söylersin.
You were just making that up back there, weren't you?
Bunların hepsini uydurdun değil mi?
Because you weren't there.
Çünkü sen orada değildin.
If it weren't for us, you'd be out there with the rest of your boys.
Biz olmasaydık, bütün adamlarınız ölecekti.
And the reason you had to leave was because you weren't standing up there.
Senin çekip gitmenin tek sebebi o yeminleri edecek şansının olmamasıydı.
So maybe it's better you weren't there.
Belki de gelmemen daha iyi olmuştur.
You were watching me from there, weren't you?
Sen oradan banyomu izliyordun, değil mi?
You weren't there.
Sen orada değildin.
You know, tom, you weren't the only one down there that day.
O gün orada olan tek kişi sen değildin Tommy!
I woke up and you weren't there.
Uyandım ve yerinde değildin.
But there weren't no other way to get you to come here.
Özür dilerim fakat seni buraya getirmenin başka yolu yoktu.
How come there weren't more girls like you in Hugo?
Hugo'da neden senin gibi kızlar yok ki?
You weren't there, Samir.
Sen yoktun, Samir.
We're not clever like you, so we've to be clever in other ways,... because if we weren't, there would be no fun.
Biz senin gibi zeki değiliz. O yüzden başka şekilde zekilik yapmalıyız. Çünkü yapmazsak hiç eğlenceli olmaz.
You weren't there so I just left the winning ticket...
Burada değildiniz, o yüzden... Kazanan bileti oraya bırakmıştım.
Hey, you weren't kidding there, boy-o.
Şaka etmiyormuşsun.
But when you weren't there, I missed you.
Ama yanımda olmadığında da, seni özledim.
It's a pity you weren't there.
Keşke sen de olsaydın.
A shame you weren't there.
Senin orada olmaman kötü.
That you had nothing to do with it, that you weren't there.
Olayla alakanın bulunmadığını, orada olmadığını söylemiş.
Because you weren't there!
Çünkü orda yoktun!
I came out of the school after getting your bag and you weren't there.
Okuldan çıktığımda orada değildin.
It's a pity you weren't there.
Orada olmamana üzüldüm.
You weren't gonna leave me out there, were you?
Beni burda bırakmayacaksın di mi?
- I went in there a few weeks ago and you guys weren't home and I forgot it there.
- Birkaç hafta önce girmiştim sizler evde yoktunuz ve ben de orada unuttum.
You weren't supposed to be there inhe first place.
Gidecekleri ilk yerin orası olacağını tahmin edemedin mi?
You know, it just means as spirits they weren't lured there by someone or something.
Bu ruhlar sadece biri ve bir şey tarafından tuzağa düşürülmediler gibi geliyor.
You weren't there, Bree.
Orada değildin, Bree.
You weren't even there.
Ambulansta olan bendim.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]