Заговорит перевод на турецкий
571 параллельный перевод
Если его будут судить за похищение, он заговорит.
Adam kaçırmadan suçlanırsa, konuşur. Elinde kanıtlar var.
Он заговорит в лагере.
- Kampa götürdüğümüzde nasılsa konuşacak.
Сейчас заговорит!
Konuşturmasını bilirim.
Она заговорит.
Her şeyi anlatır.
Угрожал, что заговорит.
Konuşmakla tehdit etmişti.
- Надеюсь, заговорит.
- Umarım konuşur. - Konuşsa iyi olur.
Скажите, я дам воды, если заговорит.
Ancak konuşursa su vereceğimizi söyle.
Это надо сделать прежде, чем твой иск дойдёт до суда, и Лола заговорит.
Davan mahkemeye gelmeden herşey hazır olmalı.
- А если он откажется? - Исключено. Не беспокойся, он заговорит.
Neden bu gece benimle böyle kaçamak konuşuyorsun?
- А если не заговорит? - С чего бы это вдруг он станет молчать?
Hayır, bu gece benimle kalıyorsun.
- А если он не заговорит? Что тогда?
Üstün ırkın kendimizin olduğunu...
Если это он, то он заговорит. Тогда мне нечего сказать. вот что, Антуан, это Вам звонили.
Gösterinin ikinci bölümünde olağandışı bir şey dikkatini çekti mi?
Наш друг Эдди заговорит, заговорит.
Dostumuz Eddie, biraz teşvikle konuşmaya başlayacağı bir yere gidiyor. Hayır.
Страховщики выдадут Эммериха и он заговорит.
Anladığım kadarıyla, sigortacılar dümenimizi polislere anlattı ve O da öttü.
Если он заговорит, искать будут только меня.
Hayır, Dix. Öttüğünü sanmıyorum... Aksi taktirde, sadece beni arıyor olmazlardı.
Я хочу видеть его лицо, когда он заговорит с этим кроликом.
Tavşanla konuşurken yüzündeki ifadeyi gözlemlemek istiyorum.
И если что-нибудь случится, если кто-нибудь заговорит, Джонни захочет расплаты.
Bir problem olsa, birisi konuşursa, Johnny buraya gelir ve sizi kaçırır.
Предположим, что он не заговорит по вашему замыслу, потому что он очень хороший человек?
Vantrolog kuklamızın konuşmadığını düşün. Çünkü iyi bir adam. Kolay pes etmeyecektir!
Он у меня заговорит.
Beni konuşturuyor.
О них заговорит весь фестиваль.
Festivalde herkes onları konuşacak.
Заговорит рано или поздно.
Elbet konuşacak.
- 100 долларов и он заговорит. - Да мне насрать и на 500 долларов.
- 500 doların da olsa umurumda değil.
Думаете, она когда-нибудь заговорит?
Onun konuşacağını düşünüyormusun?
Надо заставить её расколоться, она заговорит.
Direncini kırmanın bir yolunu bulmalıyız, böylece konuşur.
Он не заговорит с тобой, пока не пройдет до конца через то, что должен.
Yaşanacak şeyleri geçmeden sizlerle tekrar konuşamayacak.
Когда вызовете меня, если он заговорит, делайте все, что он скажет.
Beni aradıktan sonra konuşursa, her ne söylerse yapın.
- Через минуту заговорит.
- Bir dakika sonra onu konuştururum.
Уверен, что он не заговорит, но у него нет никаких шансов спастись от пыток.
Beni endişelendiren konuşacak olması değil muhtemelen işkenceden kaçamayacak olması.
Люпче заговорит, я тебе обещаю.
Ljupce konuşacak, sana söylüyorum.
Обрабатывать его, пока не заговорит!
Bu herifin konuşana kadar üzerinde çalışın!
Чу! Когда вино выпьет себя, когда череп заговорит, когда часы пробьют верное время...
Şarap demini bulduğunda, kurukafa konuştuğunda, saat doğru zamanı çaldığında.
Когда вино выпьет себя, когда череп заговорит, когда часы пробьют верное время.
Şarap demini bulduğunda, kurukafa konuştuğunda, saat doğru zamanı çaldığında.
Если он заговорит, нужно делать то, что он скажет.
Mike seninle konuştuğunda dediklerini harfiyen yerine getirmelisin.
- А он думаешь, заговорит?
O cesaret edebilir miydi?
А если она заговорит... она утащит нас всех за решётку или, может быть, даже на электрический стул.
Ve konuştuğu zaman hepimizi hapse gönderir. Hatta elektrikli sandalyeye.
Врач сказал - если она заговорит, никак не реагировать!
Doktor, konuşursa bir şey yokmuş gibi davranın dedi.
Как только мы запрем ее в камере и припугнем, она мигом заговорит!
İçeri tıkdığımızda konuşur kız.
Ќе давай ему подтеретьс €, пока не заговорит.
Konuşana kadar kendisini temizlemesine izin vermeyin.
Что, если во время ограбления он заговорит?
Ya soygun sırasında konuşursa?
Какая тебе разница, заговорит ли она?
Onun konuşmasını niye önemsiyorsun?
Так что сейчас поужинаем, и все будет хорошо. И если он опять заговорит, не будем обращать внимания.
Şimdi iyi bir yemek yiyeceğiz, ve her şey normale dönecek.
И никто из других актеров шоу даже не заговорит со мной.
Müzikaldeki aktörler ve aktrisler benimle konuşmuyor.
- ќн не заговорит.
Konuşmuyor.
- Я не люблю птиц. Как вы думаете, когда он заговорит?
Sizce ne zaman konuşmaya başlayacak?
- Если он заговорит, тогда у нас будет свидетель.
- Konuşursa, bir tanığımız olacak.
Когда птица заговорит, может, у нас будут ответы на некоторые вопросы.
Kuş konuştuğunda, belki de bazı sorulara cevap bulabiliriz.
- Если наступит улучшение, и она заговорит, я позвоню.
Durum değişirse size haber veririm.
Да ну... Он хочет стать артистом, ибо не заговорит с вами ни о чём, кроме своего театра.
Varsa yoksa tiyatro onun için.
Во-вторых, у вас он, может быть, и заговорит, но я предпочитаю не пробовать.
Onu size verirsem konuşabilir. Fakat vermemeyi tercih ederim.
Он будет мертв прежде, чем заговорит.
Bu çok büyük bir risk. Konuşamadan önce ölebilir.
Я боюсь, что эта штука снова заговорит.
Dennis için çok endişeleniyorum o şeyin tekrar konuşmasından korkuyorum.