Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / русский → турецкий / [ Т ] / Ты знал её

Ты знал её перевод на турецкий

284 параллельный перевод
Ты знал её, да?
- Onu tanıyordun.
... ты знал её. И ты ни хрена не сказал.
Sen onu tanıyordun ve hiçbir sik söylemedin.
— Ты знал её, да?
- Emily'yi tanıyordun, değil mi?
Если бы ты знал её,.. ... ты бы так не говорил!
Eğer onu tanısaydın, kiminle uğraştığımı bilseydin böyle zırvalamazdın.
Ты ведь не знал её юной.
Blanche'ın genç kızlığını bilmiyorsun!
Он подарил её вашей семье за большие заслуги. Ты знал об этом?
Güzel işlerinin takdiri olarak onu senin dedene hediye etti.
Ты сказал, что едва знал ее, и даже не помнишь ее имени?
Şu adını bile bilmediğin, hiç tanımadığın kadın?
- Ты ее не знал.
- Onu tanımıyordun bile.
Ты хорошо ее знал?
- Onu ne kadar iyi tanyordun?
Рoсс, знал бы я, чтo ты так oденешься, пoшел бы с тoбoй, а не с как-ее-там.
Ross, bu kadar şık olacağını bilseydim, seninle ben gelirdim... Adı ne?
Ты же знал, что это её расстроит.
Sinir bozucuydu.
Ты же знал ее, правда?
Onu tanıyorsun, değil mi?
Я давно пытался ее тебе представить, но знал что ты этого не допустишь.
Uzun süre önce onunla tanışmanı istedim, ama biliyordum ki bunu kaldıramazsın.
- Не знал что ты её изучаешь.
Hadi ama. Bu konuyla ilgilendiğini bilmiyordum.
А ты её знал?
Büyük annesini mi tanıyorsun?
Я не знал, что ты сражался, чтобы защитить ее от пиратов.
Onu korsanlardan kurtarmak için kahramanca dövüştüğünü bilmiyordum.
Ты и сам знал её много лет.
Neden? Sen onu yıllardır şahsen tanıyorsun.
Ты ведь знал, что она хочет её увезти?
Onu kaçıracağını biliyor muydun?
Я и не знал, что ты такой ее поклонник.
Bette Midler hayranı olduğunu bilmiyordum.
- Как хорошо ты её знал?
- Ne kadar tanıyordun?
- Как, если бы ты её знал?
- Rüyanda mı görmüştün?
Ты её едва знал.
- Onu çok az tanırdın.
Росс, ты знал о ее парне?
Ross, Monica'nın biriyle çıktığını biliyor muydun?
- Я знал, что ты ее хочешь.
- Bunu biliyordum.
- Я знал, что ты уступишь ее.
- Vereceğini biliyordum.
Ты ее раньше даже не знал.
Onu tanımıyorsun bile.
Когда ты крал её, ты знал, что она проклята.
Onu çaldığında lanetli olduğunu biliyordun.
- Ты вел себя так, словно не знал ее.
- Onu tanımıyormuş gibi yaptın.
- Джоуи, ты даже не знал её.
- Joey, onu tanımıyordun bile!
Ладно, твое право. И очень жаль, что ты ее вообще знал.
Pekala öyle olsun.
Ты едва знал ее в реальной жизни, но в Светлых Снах она стала твоим Спасителем.
Gerçek hayatta onu hiç tanımadın ama Bilinçli Rüya'nda senin kurtarıcın oldu.
Если бы ты знал, что он собирается ее вытаскивать, ты бы сообщил нам?
Eğer kızın peşinden gideceğini bilseydin bize söyler miydin?
- Ты знал ее пять минут?
- Tanıştıktan beş dakika sonra mı?
Женщина, на которую напали... ты ее знал?
Saldırıya uğrayan kadın tanıdığın biri miydi?
Ты не хочешь мне ее рассказывать потому, что она часть твоей жизни, и ты не хочешь, чтобы я знал о твоей жизни.
Bana anlatmak istemiyorsun çünkü senin hayatının bir parçası, ve senin hayatın hakkında herhangi birşey bilmemi istemiyorsun.
Ну ладно, я не так определённо люблю её, но ты бы знал, каким свободным я себя чувствую, встречаясь... не с мамой. С кем-то, кто не похож на неё.
Tamam, onu sevip sevmediğimi bilmiyorum... ama annem olmayan birisiyle beraber olmanın ne kadar özgürleştirici olduğunu anlatamam... ona benzemeyen birisiyle.
Ты же совсем не знал ее.
Sen onu tanımazdın bile.
Я хочу, чтобы ты знал прошлая ночь я её никогда не забуду.
Bilmeni istedim geçen geceyi asla unutmayacağım.
- Так ты ее знал. - Нет.
- Onu tanıyor muydun?
И все же имеем факты... ты никогда не знал носителя, прежде чем я захватила ее.
Ama gerçek ortada... ben Kianna'yı konukçu almadan önce onu tanımıyordun.
Знал, что надо его брать! Задницей чуял, а не послушал ее! - Но ты же обещал!
İçimden bir ses bunu söylüyordu ama ben dinlemedim.
Ты знал, я позвала Элейн и её друга.
Niye böyle bir şey yaptın? Elaine'le yeni erkek arkadaşını davet ettiğimi biliyordun.
- Ты ее знал?
- Onu tanıyor muydun?
- Ты не знал её, Финн.
- Onu tanımıyordun Finn.
Это конец твоей жизни, какой ты её знал.
Bildiğin üzere bu, hayatının sonu.
Ты сказал, что ничего не знал о ее двойной жизни.
Çifte hayatıyla ilgili hiçbir şey bilmediğini söylemiştin.
Ты ее знал?
Sen de tanıyor musun?
Ты знал, что её жизнь может быть обменена на твою
Onun hayatının seninkiyle değiştirileceğini biliyordun.
Я знал, что ты не трахал ее на столе.
Onu masada becermediğini biliyordum.
Ты один наверно не знал о ее фонде "Изида"?
Kurduğu İsis vakfı hakkında en son haberi olan sensin.
Только ты не знал, что ее имя - Всегда ".
"Yalnız adının Her Zaman olduğunu bilmiyordun" gibi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]