Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ A ] / Ama ne zaman

Ama ne zaman перевод на английский

3,287 параллельный перевод
Kriptograf'ı sistemimize girmek için kullandı. Ama ne zaman yapması gerektiğini nasıl bildi?
So she used the cryptograph to get into our system, but how did she know when to do it?
Şimdi Tommy ile yaşıyor ama ne zaman istersen onu ziyaret edebilirsin.
He lives with Tommy now, but we can go visit him whenever you want.
Ne zaman atlatacaksın bunu bilmiyorum ama ne zaman ihtiyacın olursa yanındayım ben.
You're stronger than I could ever be. I don't know how you're getting through this.
Ama ne zaman susmam gerektiğini öğrenmemişim.
Not the least of which is when to keep my mouth shut.
Ama ne zaman bu konulara dalsan bunu hatırlaması o kadar zor oluyor.
But every time you pull this crap, it gets harder to remember that.
Ben de babalarımı özledim ama ne zaman eve dönsek sanki olduğumuz yerde sayıyormuşuz gibi kendimi kötü hissediyorum, anlıyor musun?
I miss my dads, too, but I just feel like every time we go home, it just makes me feel sad and like we're not like moving forward, you know?
Ama ne zaman bana okyanus kıyısında, böyle bahçeli falan küçük bir kulübede yaşamak istediğini söylesen düşünmeden edemiyorum.
But every time you tell me How you'd like to live ln a little cabin by the ocean With a garden and whatnot...
Ama ne zaman kim olduğunu sorsam, asla cevap vermezdi.
But even when he was asked who that was, he never told anyone.
Ama ne zaman, nerede, nasıl?
But when, where, and how?
Söylemesi biraz zor ama ne zaman pantolonları atsan tekrar almak zorunda kalıyorsun.
This is a little hard to say, but... Every time you get rid of these pants, you have to buy them all over again, and you get depressed, all right?
Kendine ne istiyorsan söyle ama ne zaman "yeterli" yeterli olacak?
Tell yourself whatever you have to, but when will enough be enough?
Biraz zaman aldı ama sonunda yelkenleri suya indirdi ne var ne yok hepsini anlattı.
It took a while, but he finally broke down, spilled his guts.
Ama ne kadar güçlü olduğunu öğrendiğim zaman oldukça rahatlamıştım.
it made me so happy. I felt relieved.
Ama gözlerini açıp, seni seven insanlardan kendini soyutlamanın ne kadar kötü bir fikir olduğunu fark ettiğin zaman ara beni.
But when you finally wake up and realize that cutting yourself off from the people who love you is a truly terrible idea... Call me.
Demek istediğim sahip olduğun hayat tecrübenle ne zaman ne söyleyeceğini iyi bilirsin. Ama sen pek bilmiyorsun.
It's just that I think you have a lot of experience and that you always know what to say.
Ama Liam, ne zaman görsem üzerine atlamak istiyorum.
But Liam, I just want to jump his bones every time I see him.
Ne zaman Harry, Diane'den bahsetse her şeyden önce ilişkilerinin sonucunda bir kızları olduğunu söylerdi. Yani bu hep arka plandaydı. Ama onca yıl seni hiç görmeyince bu hiç konuşulmadı.
Whenever Harry spoke of Diane, from the beginning, he mentioned that she had had a daughter as a result of their affair, so it was always in the background, but all those years that he never saw you,
Ne zaman olacağından ya da bunu isteyip istemediğimden emin değilim. Ama nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın senin bunun bir parçası olmaman çok tuhaf hissettiriyor.
I'm really not sure when or if I'd want that to happen, but whatever it ended up being, it would feel very odd not to have you be a part of this.
Hayır, ama Martin Gölü'ne gittiğimiz zamanı hatırlıyor musun, ve bir kano kiraladığımı? Beni çok kötü deniz tutmuştu.
No, but you remember when we went up to Martin Lake and I rented that canoe, and we didn't get Even 50 feet from the dock before I made you turn that thing around.
Buradan Charlotte'ye gitmek ne kadar zaman alır bilmiyorum, ama.
I don't know what it takes to get to Charlotte from here, but...
Yani, dürüst olmak gerekirse, ne yapacağımız umrumda değil ama bence, ikimizin biraz zaman geçirmesi, eğlenceli olabilir.
I mean, to be honest, I don't really care what we do, but I think it may be fun to spend some time together.
Sizinle şahsen konuşmayı çok isterdi eminim ama ne yazık ki iletişimde zaman zaman kesilmeler oluyor.
I know that he would love to talk to you himself, but unfortunately, communication is down temporarily.
O zaman bunun ne anlama geldiğini bilmiyordum ama yapmadığım bir şey için suçu kabul etmeme imkan yoktu.
You know, I didn't know what that meant back then, but I just knew that there would be no way that I would cop out for something that I didn't do.
Pope and Associates'in bir parçası olmaya çalışıyorum. Ama Olivia'ya ne zaman baksam, düşünüyorum da bu kadın hayatımı kurtardı ama nasıl yaptığını da, nedenini de söylemiyor.
I'm trying to be just another associate at Pope and Associates, but every time I look at Olivia, I think, this woman saved my life, and she won't tell me how and she won't tell me why.
Doktor, annemin ya öleceğini ya da eve dönebileceğini söyledi. Ama hangisi ne zaman olacak söylemiyor.
The doctor said that my mom was either gonna die or she'll be able to come home, but he won't tell me which and he won't tell me when.
Tamam, ama fırtına başlamadan önce ne kadar zamanım var?
Okay, but how long do I have before the storm hits?
Ama Hiccup'a göre, ne zaman ejderhaları cezalandırsam onu da cezalandırmış oluyorum.
But to Hiccup, when I punish them, I'm punishing him.
Şimdi o dosyayı yayınlayıp seni mahvedebilirim ama o zaman hayatımın yaşam süresi ne kadar olacak?
Now I could release that file and destroy you, but what would that mean for my life expectancy?
Ne zaman geleceğini bilmiyorum ama.
Don't know what time he's gonna be here, though.
Dualarım her zaman seninle ama ücretim ne olacak?
My blessings will always be with you but how about my gurudakshina ( fee )?
Joseon'a ne zaman döneriz bilmiyoruz ama burada olduğumuz sürece elimizden geldiğince eğlenmeyi düşünüyoruz.
We don't know when we will return, but we are happy here with you.
- Her zaman buna inandım ama... - Ne değişti?
Well, I've always believed that, but -
Ama senden her zaman bana gelebilirmişsin gibi hissetmeni istiyorum. Bana karşı dürüst olmanı, ne kadar zor olursa olsun.
But I want you to always feel you can come to me, be honest with me, no matter how hard it is.
Ne olursa olsun, babanızın yanınızda olacağını bilin ve lütfen her zaman ama her zaman sevileceğinizi de bilin.
Know that your dad will always be there for you no matter what and please know you will always, always, always be loved.
- Hadi ama, onları en son ne zaman izledin?
Come on, when was the last time you saw them?
Pardon ama buna ne diyeceksin o zaman akıllı herif?
Uh, ahem-ahem-ahem! Then what do you call this, smart guy?
- Ne haltlar karıştırdın bilmiyorum Brian. Ama makinam bir şekilde zamanın seyrini tersine çevirmiş.
I don't know what the hell you did with all your messing around, Brian, but somehow my machine seems to have reversed the direction of time.
Ama sınav zamanı olacak bu yüzden ne olacağından emin değilim.
But I don't know what'll happen since this is exam time for us.
Ama Colin benim telefonumu ne zaman almış ki?
But when would Colin have gotten my phone?
- Bayan Florrick, zaman çizelgesini doğrulamak için her türlü imkanınız var, ama ne yazık ki Bay Stabler haklı.
- Your Honor. - Mrs. Florrick, you will have every opportunity to verify the timeline, but I'm afraid Mr. Stabler is right.
Kötümser ve mahkum bir adama güvenebilirim,... ama ikiyüzlü birine asla güvenemem çünkü iki yüzlü biri ne zaman yalan söylediğini belli etmez,... ve bütün yalancılar içinde en tehlikelisi de odur.
You know, I can trust a cynic and a con man, but I can't trust a hypocrite because the hypocrite doesn't know when she's lying, and that's the most dangerous liar of them all
Ama ben sponsoru ne zaman kabiliyetimle buldum ki?
But when did I make a living with my ability?
O zaman ne olacağını bilmiyorduk ama şu an biliyoruz.
I mean, we didn't know what we were getting into back then, but, um, we really do now.
Ama o zaman bilmediğimiz, şimdi bildiğimiz ne var biliyor musun?
But you know what we didn't know back then, that we know now?
Ama diğer bir yandan da hissediyorum ki, sana karşı dürüst olmak istiyorum, burada ne kadar zamanım var, bilmiyorum.
But I also feel like, and I just want to be honest with you... I don't know how much time... There is.
Kusura bakmayın ama sahnemi ne zaman boşaltacaksınız?
I mean this with all proper respect, but when can I have my stage back?
Tam olarak ne zaman oldu bilmiyorum ama o boş yolun bir yerinde motorla bir bütün olmuştuk.
I don't know exactly when it happened, but somewhere on that lonely road... The bike and I became one.
Ama sen--sen--Sen bunu yaparken şey gibi hissediyorum ne zaman hayatında güzel bir şey olsa, sana kendini iyi hissettirecek bir şey olsa, ya da bunu sağlayacak ne varsa, ondan kaçıyorsun.
But you... you... I feel like you do this thing, where every time there's something good in your life, soththing that's making you feel good about yourself, or anything like that, you... you just run away from it.
- Dinlemiyorum sanmanı istemem ama Noel ne zaman? - Daha var.
I don't want you to think I'm not listening, but when's Christmas?
Bana dolgun bir ücret verdiğiniz kesin ama kocanız ne zaman iş gezisine, Ohio'da küçük bir kasabaya gitse beni aramasanız daha iyi olur belki.
The retainer you're paying me is generous, but maybe don't call me up every time your husband takes a business trip to some tiny little town in Ohio.
Ama her zaman ne düşündüğümü herkesin bilmeye hakkı var.
But everyone deserves to know what I'm thinking all the time.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]