Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ A ] / Açıklamak mı

Açıklamak mı перевод на английский

772 параллельный перевод
Gerçeği açıklamak mı?
For us to tell the truth?
Açıklamak mı?
In on it?
- Açıklamak mı?
- Explain?
- Açıklamak mı?
- Explain, sir?
Sizi, Lia Leid cinayetini açıklamak için çağırdım.
I called you in order to help in solving the murder of Lia Leid.
Bitirmeden önce, şirketin son bilanço özetini... size açıklamak istiyorum.
Before I get through, I'm laying before you here... the last general statement of the concern.
Bugün buraya, size kararımı açıklamak için geldim.
I am come here today... to tell you my decision.
Küçük hanım sizi neden tokatladığını açıklamak istemiyor.
The young lady refuses to divulge why she slapped you.
Evet, yaptım ama açıklamak için geliyordum.
Yes, I did, but I was just coming up to explain.
Şimdi ise dürüstçe açıklamak zorundayım.
Now, I can put my cards on the table.
Basitçe açıklamak gerekirse, genel inancımız ölçülü hareket etmektir.
To put it simply, I should say that our general belief was in moderation.
Mücevherleri nasıl kaybettiğini açıklamak... bir Sovyet elçisi için biraz sıkıntılı olmaz mı?
Won't it be rather embarrassing for a Soviet envoy... to disclose the circumstances under which she lost them?
Ben, Oscar'a sen mi açıklamak istersin yoksa ben mi açıklayayım? Horace yaşayıp size borç verdiğini söylediği sürece güvendeydiniz.
Ben, would you like to or shall I explain to Oscar... that you were quite safe while Horace lived to say he lent you the bonds.
Bu sabah ona bunu açıklamak zorunda kaldım.
I had to explain it to him this morning. It was kind of tough.
Büyükelçiniz döndüğünde çalışmalarımızı açıklamak üzere kendisini aramak isterim.
I'd like to call your ambassador to explain our action.
Sana herşeyi açıklamak zorunda mıyım?
DO I HAVE TO SPELL IT OUT FOR YOU?
- Buradaki amacımı size açıklamak isterim.
I'd like to explain something of my mission.
- Yalnız müsaadenle önce ben çıkacağım kürsüye, Sezar'ın niçin öldüğünü açıklamak için.
- By your pardon, I will myself into the pulpit first, and show the reason of our Caesar's death.
Ne yazık ki bir sırrı açıklamak durumundayım.
I'm afraid I'll have to be indiscreet.
Açıklamak mı?
Explain?
Açıklamak zorundayım.
I have to explain.
Açıklamak istediğin bir şey var mı?
Anything to declare?
Açıklamak istediğin, ölmek üzere olan bir adamı bırakıp kaçmak mı?
You mean there's a reason to run off and leave a half dead man to a posse?
Müfettiş, bilekteki kesiğin o bıçak yüzünden oluştuğunu düşünecek olursak, bunun bir kaza sonucu mu olduğunu yoksa kan lekelerini açıklamak için cinayetten sonra bilerek mi yapıldığını gösterecek bir kanıt var mı?
Inspector, granted that the cut on the wrist was caused by that knife, is there anything to show whether it was an accident or done deliberately after the murder to account for the bloodstains?
Benim yatağın altındaki varlığımı açıklamak kapının yanında bulunuşumu açıklamaktan çok daha güçtür.
My presence under the bed would be much harder to explain than my presence by the door.
Açıklamak için buradayım.
I'm here to explain it.
Her şeyi açıklamak için yazdım.
I wrote to explain the whole thing.
- Amacımı açıklamak için hainlere ihtiyacım yok.
- I don't need traitors to plead my cause.
- Bunu da açıklamak zorunda mıyım?
- Do I have to explain that too?
Size bugünkü kararım hakkında bir şey açıklamak istiyorum.
I want to say something to all of you about my decision today.
Herneyse, Büyük babama açıklamak zorunda kalacağım.
Anyway, I'll have to explain to my grandfather.
Üzgünüm efendim, tam da açıklamak üzereydim.
I'm sorry, sir, I was just going to explain.
Bayan Marple, babamın zaman zaman aksi olabileceğini size açıklamak zorundayım.
Miss Marple, I think it only fair to explain that my father is..., quite frankly, difficult at times,
Açıklamak için zamanımız yok.
There's no time to explain.
Açıklamak için zamanım yok.
No time to explain. Do as I do.
Bakın, sanırım kimliğinizi açıklamak zorundasınız... çünkü bu konuşma giderek anlamsızlaşmaya başladı.
Look, I'm very much afraid you'll have to identify yourself because this conversation is becoming more and more preposterous.
- Açıklamak isterim ki...
- I'm willing to clarify -
Claudie, her seferinde bunu sana açıklamak zorunda mıyım?
CΙaudie, do Ι have to expΙain it to you every time?
Uğramak istedim açıklamak istiyordum ama size üç kağıt yapmıştım.
I wanted to come round and call on you, but... I'll tell you what, though. I was led up the garden path.
Burada mı yoksa merkezde mi açıklamak istersiniz?
Do you want to explain it here or downtown?
Efendim, bunu açıklamak benim için çok zor, çünkü... mesele, çok saygı duyduğum ve sevdiğim en üst rütbeli subayımızla alakalı.
Sir, this is something very difficult for me because it concerns a superior officer whom I admire and respect.
Buraya geldiklerinde, açıklamak için zamanımız olmayacak.
When they come, there won't be time for explanations.
- Açıklamak zorunda mıyız?
- Must we say anything?
- Açıklamak mı?
Explain?
Açıklamak bana mı kalmış? Beni suçladığımıza göre, belki aradığınız benim.
Is it up to me to explain?
Açıklamak isterim ki sizin gibi güzel ve nazik müşterilerimi sinirlendirmek alışkanlığım değildir.
Well, I just wanted to explain that I'm not in the habit of running into customers as beautiful or as charming as you are.
Tabii ki ortada bir Juliette, kocası ve garaj var ancak tüm bunlar imgeleri açıklamak için kullandığımız kelimeler değil mi?
Of course, there is Juliette, her husband, the garage But are these the words and images to use?
Açıklamak istediğim sadece bir nokta var. Ben soruşturmadan alınmadım.
Uh, just one more point, Miss Hudson, that I'd like to clear up I am on the case
Size açıklamak için gerçekten zamanım yok o yüzden dediğimi yapın ve sağlığınızı koruyun ve her şey yolunda gitsin.
And I don't really feel I have time to explain it all to you so just do as I say, and you'll stay healthy and everything will be all right.
Açıklamak canımı sıkıyor.
It bores me to explain.
Wanda, açıklamak istediğin bir şey var mı?
Wanda, is there anything you wish to explain?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]