Bağırmayın перевод на английский
288 параллельный перевод
- Böyle bağırmayın... Ağzınızı mendille bağlamak zorundayım. Acıtırsa söyleyin.
I will silence with handkerchief it does not hurt you?
Tabii ki, o. Ama bağırmayın, sağır değilim.
Sure it was, but you don't have to yell about it.
- Evet, fakat bağırmayın öyle.
That's Spanish, can you understand it? - Yes, but don't talk so loud!
Hücum diye bağırmayın!
Don't charge!
Bağırmayın!
Don't crowd!
Bağırmayın, hepiniz bineceksiniz.
Don't crowd, you'll all get on.
- Bağırmayın.
- Don't yell.
Bana bağırmayın!
Don't shout at me!
Bağırmayın ya da...
DON'T SHOUT OUT OR ANY -
Lütfen bağırmayın efendim.
Don't scream at the top of your lungs.
- Bağırmayın.
- Are you back?
Bana bağırmayın efendim!
Don't shout at me!
Bağırmayın.
Don't shout.
- Bağırmayın, Bayan. Bağırmayın.
Don't scream, Miss.
Bağırmayın lütfen, bu gizli ve hassas bir mesele!
It's the kind of thing could get us in hot water. You just hang on.
- Bağırmayın. Sakat bir kadın bile olsam bana bağıramazsınız.
I'm a woman and a cripple... but that doesn't mean I have to stand for your abuse.
- Bağırmayın!
- Not so loud.
- Bağırmayın!
- Don't shout!
- O kadar bağırmayın,
You don't have to shout.
- Bağırmayın, salaklar!
- Keep the noise down, you stupid git!
- Bağırmayın!
- Be quiet!
Bağırmayın!
Don't shout!
- Kibarca, lütfen bağırmayın.
Kindly please do not shout.
Bağırmayın, çocuğu uyandıracaksınız.
Don't yell, you'll wake up the child.
- Bağırmayın, Madam.
- Don't yell, Madame.
Bana bağırmayın, Bay Warrick!
Don't you yell at me, Mr. Warrick!
- Bağırmayın böyle!
Don't yell like that. - Signature.
- Bana bağırmayın bayan.
don't you shout at me, madam.
Bağırmayın, abim burada değil
Stop shouting, my brother isn't here
Bağırmayın Yojimbo... efendim.
Don't you shout, Yojimbo... sir.
çok bağırmayın!
Lower your voice
Ne olur bana bağırmayın, Tevye Efendi.
Please don't shout at me, Reb Tevye.
Lütfen bağırmayın, Tevye Efendi.
Please don't shout, Reb Tevye.
Bana bağırmayın.
I am not to be shouted at.
- Lütfen bağırmayın.
- Please don't shout.
- Bana bağırmayın, beyefendi.
- Don't yell at me, sir.
Çok fazla bağırmayın, efendim.
Not so loud, sire.
Ama sakın bağırmayın.
But be quiet.
- Lütfen bağırmayın, sadece birkaç soru soracağım.
- I'll just ask a few questions.
Artık sana bağırmayınca ne yapacaksın?
What are you gonna do without me to yell at you anymore?
Ve böyle de bağırmayın.
And don't yell like that.
Lütfen bağırmayın.
No screaming.
Eğer biri yaralanırsa, bağırmayın ya da paniğe kapılmayın.
If someone gets hit, don't shout or rush about.
Onlarla aynı anda bağırmayın.
Don't go shouting both at once.
Hey, bırakın artık şu pencerelerden bağırıp çağırmayı.
All of you, stop that vulgar shouting out of windows.
- Bağırmayın bir şey olduğu yok.
- Sam!
Beni bağırttırmayın!
Don't make me yell.!
Bağırmayı kes, evdeki herkesi uyandıracaksın.
Stop shouting. Do you want to wake everybody in the house?
- Sakın bağırmayı deneme.
And don't try screaming.
Bağırmayı bırakın ve ateş edin.
Stop that yelling and start shooting.
- Pulları unutmuşum. - Çantanı katıştırmayı bırakıp bir kez olsun yüzüme bakar mısın lütfen?
- Would you stop fidgeting in your bag and look at me for once, please?