Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Ben söyleyeyim

Ben söyleyeyim перевод на английский

2,094 параллельный перевод
- Ben söyleyeyim.
I'll tell you.
Ben söyleyeyim de.
I'm just saying.
Ben söyleyeyim de.
Just saying.
- onları inceleyeceğim - Ne göreceğinizi ben söyleyeyim.
Let me tell you what you'll see.
Axl tekrar kiminle görüşüyor tahmin et. Tahmin etme, ben söyleyeyim :
Guess who Axl is apparently seeing again.
Ben söyleyeyim sana ne olacağını.
I'll tell you what happens now.
Bırak ben söyleyeyim.
Just let me do it.
- Ben söyleyeyim de.
- I'm just saying...
Ben söyleyeyim de... Burada asla iş bulamaz.
I'm just saying, she's never gonna get a job.
Neyin ne olduğunu ben söyleyeyim!
You don't tell me what! I tell you what!
Grayson, bırak ona ben söyleyeyim.
Grayson, let me tell her.
Ne olduğunu ben söyleyeyim.
I'll tell you what really happened.
İlkini ben söyleyeyim.
I'll give you the first one.
Sana ne istediğini söyleyeyim, istediği ben değilim.
I can tell you what she wants and it's not me.
Aklını boşalt, şüphe ve endişenden arın, ben de sana geleceğini söyleyeyim.
Clear your mind, remove all traces of unease and doubt, and I will tell you your future.
Yapacağımız şeyi söyleyeyim. Ben şimdi...
This is what we're gonna do.
Peki Sydney'e sen mi söylersin yoksa ben mi söyleyeyim?
So, um... Do you want to tell sydney, or should I?
Apandisitim öldü ve çürümeye başladı, söyleyeyim ben.
I'm telling you right now my appendix is dead and rotting.
Sana söyleyeyim Zedd, ben dünya adamıyım.
Uh, let me tell you, Zedd, I'm a man of the world.
Ben size soyleyeyim nereye gitti.
I'll tell you where the money went.
Benim canımın sıkılmasının sebebini söyleyeyim. Ben Kamboçya'ya para göndermiştim.
See, what's annoying me is I've sent money to cambodia
Ona sen söylemek ister misin yoksa ben mi söyleyeyim?
You want to tell her or should I?
Ben de sana onu yapmadığımı söyleyeyim.
Then I tell you I did not do this thing.
Söyleyeyim o zaman ben dünya çapında ünlü bir sanat hırsızıyım.
So I'm going to tell you. I'm an internationally renowned art thief.
Ben gidip Dr. Brennan'a, metali kesebilecek kadar güçlü bir testere aradığımızı söyleyeyim.
I'll let Dr. Brennan know that we are looking for a saw which can cut through metal.
- Sana söyleyeyim, Don Geiss ve ben bununla ilgili konuştuk ve o satış iptal oldu.
Well, I'm telling you that don geiss and I Spoke about this, and that sale is dead.
Ben yalnızca şunu söyleyeyim : Kurban erkek.
I'll put it this way, our victim was male.
Ben sana söyleyeyim, Moosh Moosh.
I'll tell you what you are, amoosh boosh.
Kararlı olduğun belli, ben de sana bir şey söyleyeyim o zaman.
You're hell-bent on worrying, I'll give you something to worry about.
Ben söyleyeyim.
I can say it. I have a routine.
Ama şunu da söyleyeyim, zencilerin yaptığı pek çok şeyi ben de yapamıyorum.
But I have to say Most of the things Negroes can't do I can't do either
Neden sen önce kim olduğunu söylemiyorsun? Ben sana kim olduğumu söyleyeyim.
Why don't you tell me who you are first?
Hayır, ben size bir şey söyleyeyim, dostlar!
- Let me tell you something, fellas!
Sana çılgın olanı söyleyeyim, Sam aynı anda 3 odaya bakarken burada sıkılmış ve azmış olarak oturan ben.
I'll tell you what's crazy, me sitting here bored and horny while Sam's got three rooms going.
Sen hoşlanmadığın şeyleri söylediğine göre, ben de nefret ettiklerimi söyleyeyim.
And since you just told me something that you don't like, here's something I just hate.
En iyisi ben söyleyeyim.
It should be me.
Ben size söyleyeyim.
I'll tell you what.
Ben bizimkilere söyleyeyim de baksınlar bu işlerde sabıkası olan var mı diye.
So I'll run the work crews and see if anybody has priors. Thanks, Tom.
Başlamadan önce söyleyeyim, kararı ben vermiyorum.
Before you begin, it is not my decision to make.
Gerçeği sen mi söyleyeceksin, yoksa ben mi söyleyeyim?
Do you want to tell her the truth or should I?
Ben ameliyathaneyi arayıp sizin geleceğiniz söyleyeyim.
I'll call up to the o.R. Let'em know you're coming.
Sebeplerini söyleyeyim, çünkü o zaman takımda ben yoktum.
I can tell you the reasons,'cause y'all didn't have me on the team, so...
Ben kimin sızdırdığını söyleyeyim.
I'll tell you who leaked it.
Şunu da açıkça söyleyeyim ki ; baban burada yaşamıyor çünkü ben tek bir çocuk yetiştirmek istedim ve seni seçtim.
And let me be clear, your dad isn't living here because I only wanted to raise one kid and I chose you.
Sen söyler misin yoksa ben mi söyleyeyim?
Uh, you wanna tell her or should I?
Neden tek başına içtiğini söyle ve ben de sana istediğini söyleyeyim.
Tell me why you're drinking alone, and I'll tell you anything you want.
Neden tek başına içtiğini söyle ve ben de sana istediğini söyleyeyim.
Tell me why you're drinking alone, and I'll you anything you want.
- Ben bunu kabul edemem, söyleyeyim...
- I am not okay with it. I'm just sayin'...
- Bunu kullan ben de sana bir dahaki gecemizde Vince'in yerini söyleyeyim.
- Oh, use that piece, and I'll let you know where Vince is next time we go out.
Pekâlâ, onu sahne için hazırlayın... -... ben de herkese birazdan sahneye çıkacağını söyleyeyim.
All right, get him up on stage and I'll tell everybody he's on his way.
Ben yakıldığımdan beri, işler biraz değişmiş olabilir diye kastettiğim işin " siyah tişörtlü, güneş gözlüklü adamlara katılmak olmadığını söyleyeyim.
Things have been a little lean since I got burned, and when I say "work," I'm not talking about joining the "black t-shirt and sunglasses" squad.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]