Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → английский / [ B ] / Bilmiyordu

Bilmiyordu перевод на английский

3,968 параллельный перевод
Kadın durmak bilmiyordu.
The woman didn't stop.
Ne istediğini hiçbir zaman bilmiyordu.
He never knew what he wanted.
"Bir sürü çocuğu vardı, bilmiyordu ne yapacağını."
- So many kids, she didn't know what to do
Fakat ne kadar tehlikeli olduğunu bilmiyordu.
But the risk was too great.
Diğerleri kağıttan uçağın anlamını bile bilmiyordu.
Others seemed not to comprehend what a paper airplane is.
Bilmiyordu çünkü kimseye söylemedim, bu benim problemim.
He didn't know because I didn't tell anybody, because it's my business.
Muhtemelen o sırada bilmiyordu.
Uh... Possibly not quite at the time.
Ya öğrencinin casus olduğunu biliyordu ve inkar ederken yalan söyledi, ya da öğrencinin casus olduğunu bilmiyordu ama operasyonun ayrıntılarını bildiği konusunda yalan söyledi.
Either she knew that the student was a spy and lied when she denied it, or she didn't know that he was a spy, but lied about knowing the details of the military rescue.
Babam ne yaptıklarıyla alakalı hiçbir şey bilmiyordu.
My dad wouldn't know anything about what they're trying to do.
Medya Adam Rain'in insan kukla yaptığını bilmiyordu ama taklitçi bir şekilde biliyor.
The media didn't know that Adam Rain was making human marionettes, but somehow the Replicator did.
Becca tahmin ediyor olsaydı bile sırları olan kişiler bunu bilmiyordu.
Even if Becca was guessing, the people with the secrets did not know that.
Evet de bombacı bunu bilmiyordu.
Yeah, well, bomber didn't know that. Mm.
Hayır, bilmiyordu.
No, he didn't.
Belli ki, senin için ne anlama geldiğini bilmiyordu.
SHE'S OBVIOUSLY NOT WHO YOU THOUGHT SHE WAS.
Belki de zanlı bilmiyordu?
Maybe our unsub didn't know?
- Ama Cartwright şantajcı kim bilmiyordu.
But Cartwright didn't know who was blackmailing him.
Derek'in adını veremezdi çünkü hapları kimin verdiğini bilmiyordu.
He couldn't have told us it was Derek he was supplying because he didn't know.
- Bilmiyordu.
- No, she didn't.
Hatta kocası bile bunu bilmiyordu.
Nobody, not even her husband, knew about it.
Çünkü Siyah Böcek'te bilmiyordu.
Because Black Beetle didn't know...
Sondajda olacağımı bilmiyordu.
He didn't know I'd be on the rig.
Hatta Carlene Blayney onu nasıl bulacağını bilmiyordu.
Even Carlene Blayney didn't know how to find her.
O zamanlar kimse onun sonra nasıl olacağını bilmiyordu.
Back then no one knew how she would develop.
O bir aile olarak yaşamanın ne demek olduğunu bilmiyordu.
He wasn't fit- - not to raise a family.
O ne yaptığımı bilmiyordu.
She didn't know what I did.
Kesinlikle bilmiyordu.
He definitely didn't know.
O sırada önümüzdeki üç yıl boyunca sınıf arkadaşı olacağımızı bilmiyordu tabii.
He didn't realize we were gonna be classmates for the next three years.
Hep seni sevdiğimi kimse bilmiyordu.
Nobody knows that I always loved you
Tek kelime İngilizce bilmiyordu.
Didn't have a word of English.
Hiç birimiz bilmiyordu.
None of us knew.
Orada olduğumu ve izlediğimi bilmiyordu.
He didn't know that I was there watching.
Ne istediğini bilmiyordu.
She didn't know what she wanted.
Kimse bilmiyordu.
No one could know.
Öldürdüğünün Otto olduğunu bilmiyordu.
He didn't know Otto was Otto.
Jabali sık sık kurtları duyardı fakat kimse köye bu kadar yaklaştıklarını bilmiyordu.
The Jabali often hear wolves, but no-one knew they came so close to the village.
Güney Osetya'da Alex'e yaptığıma benziyor. Tabii o her şeyin kafasında kurulduğunu bilmiyordu.
It's similar to what I did to Alex in South Ossetia, except she didn't know it was all in her head.
Emily kim olduğumu bilmiyordu.
Emily didn't know who I was.
Elçilik burada olduğunuzu nasıl bilmiyordu?
How come the Embassy didn't know that you were here?
Emniyetin açık olduğunu bile bilmiyordu.
Who didn't even know that the safety was on.
Ofisteki kimse onun yeteneklerini bilmiyordu.
No one in the office knew what he was capable of.
Mike bilmiyordu, fakat onun gecesi daha yeni başlıyordu.
Mike didn't know it, but his night was just beginning.
Bor'un ne olduğunu bilmiyordu.
So she didn't know what boron was.
Yani geldiğini bilmiyordu.
So he didn't know you came.
Aynen ama Tony, Wo Fat'in de aynı levhaları aradığını bilmiyordu.
Exactly but what Tony does not know is that Wo Fat is looking for the same plates.
O bilmiyordu, Ajan Gibbs.
She didn't know, Agent Gibbs.
-... yani annenin planını bilmiyordu.
- so that he wouldn't know her plan...
Bir şey bilmiyordu.
Nothing.
Kimse bilmiyordu ki.
Nobody knew.
Nasıl bir işe bulaştığını bilmiyordu Liv.
She didn't know what she was getting into, Liv.
Annen bunu yaptığını bilmiyordu.
Your mother didn't know you were doing this.
Ama kimse bilmiyordu.
"Whatever happened to the old lady?" and nobody ever knew.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]