Bir kişi перевод на английский
16,875 параллельный перевод
Yani tek seferde bir kişi planı mı yaptın?
So you're pitching a one-at-a-time plan?
Akıllı bir kişi çatının üzerine çıkabilirse o yangın çıkışından konteynırın üstüne kolayca atlayabilir.
One smart person makes it to that rooftop, it's an easy leap from that fire escape to the top of the container.
Bu kadar yorucu bir delik oluyorsun Ve böyle şaşkın bir kişi Düşüncelerini takip etmeyi zor buluyorum.
You're becoming such a tiresome bore and such a confused person that I find it difficult to follow your thoughts.
Herkes bilir ki, bütün düğünlerde mükemmel bir kişi birdenbire çıkıverir ve gelini çalar götürür.
Everybody knows that there is a window of time before any wedding where some amazing person comes out of the woodwork and tries to steal a bride.
- Tamam. Gizli bir kişi listesi var.
There's a hidden list of contacts...
- Küçük kızımız da buradaymış. Mitchell, Lily'den önce evde bir kişi daha olsa ev bize yetmez diye nasıl endişelendiğimizi hatırlıyor musun?
Mitchell, do you remember back before we had her how we were so worried that an extra person would make the house feel so crowded?
Bir kişi öldüğünde karalar bağlarsınız. Ama yüzlercesi öldüğünde, umurunuzda bile olmaz.
You mourn when one man dies but when many die, it's just a toll.
Sana yardım edebilecek sadece tek bir kişi var.
There's only one person who can help you now.
Onun önem verdiği bir kişi sana önem veriyor.
Someone he cares about... cares about you.
Burada epeyce bir kişi boğulmuş.
There's been quite a few drownings here.
Şimdiden bir kişi öldü.
One person is already dead.
- Bir kişi. Aynı kişiler Nick ve Monroe'yu da öldürmeye çalıştı.
And the same people tried to kill Nick and Monroe.
Ve yarın akşam konuşmasını yaparken Atlanta'da ve ülkenin geri kalanında gözyaşı dökmeyen tek bir kişi kalmayacak.
And by the time she gives her speech tomorrow night, there won't be a dry eye in Atlanta or across the rest of the country.
Artık insanlar sana bakınca, bir kişi görmeyecekler.
When people look at you now, they won't see a person.
Biliyorsunuz ki tuttuğumuz böyle bir kişi yok.
As far as you know, we don't even have this asset in custody.
Yani saldırgan bir kişi değilmiş?
So there was more than one attacker?
Örneğin, diyelim bir kişi zanlı hakkındaki gerçeği biliyorsa o kadın ya da adam konuşmak zorunda değil midir?
For instance, if a body did know the truth about an accused, wouldn't he - - or she - - then be obliged to speak?
O zaman bir dava var diyelim efendim, bir kişi de başka kişilere para veriyor ki o başka kişiler yalan söylesin.
Then put the case, sir, that a body know'd some other body who paid money so that other bodies might speak lies.
Hata yapmış bir adam ve ilk aradığı kişi Dean Frankell mı?
He's a man, who "made a mistake" and his first call is to Dean Frankell?
Yeteri kadar kişi ateş ediyorsa bu yelek hiç bir işime yaramaz tamam mı?
This vest doesn't get me anywhere if enough people are shooting, ok?
Orada bir kaç kişi vardı.
There were a few people in it.
İnsanları nerede sakladığını bilebilecek tek kişi, onunla çalışmış olan bir meta.
The only person who would know where he would be hiding someone would be a meta that's worked with him.
Biliyor musun, baban, ki eminim ikimizin dünyasında da yaşamış en zeki adamlardan bir tanesidir. Bana dedi ki, ondan zeki tek kişi senmişsin.
You know, your dad, who I'm pretty sure is one of the smartest people to live on either of our Earths, told me the only person smarter than him was you.
Düzgün bir iş yapmadığımı düşünüyorsun ama farklı platformlardaki tüm hesaplarımızdan bu korkunç evi duyurduk ve şimdiden bir sürü kişi geldi.
- Yeah. Look, I know you don't think what I'm doing is real, but we just posted about this terrible house through all our accounts on multiple platforms, and there's already a ton of people here,
Carlos senin yanlış bir iş yapmadığını bilen tek kişi.
Carlos is the one person that knows that you did not do anything wrong.
Asemptomatik olarak hastalığı taşıdığı halde herhangi bir akut belirti göstermeyen tek kişi Thomas Graham, ama neden?
The only known patient to survive the acute phase of the virus into an asymptomatic latent phase is Thomas Graham, but why?
Üç kişi romantik bir yemek yiyoruz yine.
Another romantic meal with just the three of us.
Biriyle birlikte bir yerlerde saklanan kişi için.
Who is in hiding somewhere... with someone.
It's a really small town Burası küçük bir yer mevcut ününü biliyorum ve bence onun senin hakkettiğin kişi olduğunu düşünmüyorum.
It's a really small town and I know a lot about your current rep and I just - - I don't really think he's right for you. Excuse me.
Yani eğer istediğin şey ikinci sınıf bir reklamcı özentisiyse Stacey, işte aradığın kişi burada.
So, if what you want is a second-rate, wannabe publicist, Stacey, here's your girl. Oh.
Bir kere gördüm Bu iki kişi oldukça iyi bir çift yapmış olabilir.
I saw once that those two could have made quite a pair.
Ve buralarda bir adamın arkadaşını öldürmesine sebep olacak tek kişi sensin.
And there's one thing that comes to mind that would make a man go after his friend like that.
Chip, kızıma amcasının ne kadar bencil bir puşt olduğunu ve ailede hayallerinin peşinden gitmesine izin verilen tek kişi olduğunu ve tavrın yüzünden voleybol turnuvasına gidemeyeceğini söyler misin?
Chip, will you tell my daughter that she has an uncle who is a selfish prick, and that he's the only one allowed to have dreams in this family, and that she's not gonna be able to go to the volleyball tournament because of your attitude.
Artık yeni bir ilişkiye hazır olduğuma göre bu kişi Barry mi olmalı merak edip duruyorum.
And now that I'm finally ready to move on, I just wonder if that should be with Barry.
Her hangi bir detay hatırlıyor musun? Adres kişi ya da sizi götüren kişilerin isimleri?
Do you recall any details in terms of names, addresses, or the people who drove you to and from these parties?
Daha önce hiç kızların güreştiğini görmemiş bir kasabada bir kız bir erkekle güreşiyor ne kadar kişi izlemeye gelirdi?
In a town that has never seen a girl wrestle, when a girl wrestles a boy, how many people will come to watch?
Ksstümü olsun ya da olmasın o kişi bir kahraman.
Suit or no suit... that guy is a hero.
Bu aynı odada bulunmaması gereken iki kişi için biraz kişisel bir soru.
That's kind of a personal question for two people who aren't supposed to be in the same room?
Bir gün okul çıkışı birkaç kişi benimle takıldığı için ona sataştı.
On day after school, some guys started hassling her for hanging with the rag head.
Patlama kontrol edilemezse sayısız bir sürü kişi daha etkilenebilir.
Countless others that would be affected if the explosion is not contained.
İhbarlara göre Lejyon, sosyal medyada çoğu kişi tarafından "Adalet Salonu" olarak adlandırılan Birlik'in yeni karargâhının açılışı sırasında bugün erken saatlerde sürpriz bir saldırı gerçekleştirmiş.
Reports state that earlier, the Legion launched a surprise attack on the League at the unveiling of their new headquarters, dubbed by many on social media as the Hall of Justice.
Ama bir arkadaş olarak Albert Windsor olarak lafını dinleyeceğini düşündüğüm tek kişi sizsiniz.
But, as a friend... as Albert Windsor, you are the one person I can think of to whom he might listen.
Bir sürü kisi olmüs.
Many were killed.
Bunu yapacak bir sonraki kişi donunu kafasına giymek zorunda kalacak.
Next person that does it is gonna wear their underwear as a hat.
Bir çok kişi, ne yazık ki.
A lot of people, unfortunately.
Düşünmeden atlayan kişi uçar! Güvenli bir iniş garantisi yoktur.
No guarantee of a safe landing.
Gitmemi bir tek sen istiyordun, ve yerime geçecek sıradaki kişi sendin.
You're the only one - who has grounds to want me gone, and you're next up in line for my job.
Bu gece sınırı geçebilen 18 kişi... Başarınız bir zafer değil.
To the 18 of you who made it across the border last night, your success is not a victory.
Ve bu üçüncül kişi bizi bir bilim adamıyla buluşmaya mı götürüyor?
And this third party is giving us a ride to meet a scientist?
Bir çok kişi çaresizce marketlere akın ederken, diğerleri şehirden çıkmaya çalışırken yollarda kaosa sebep oluyorlar.
Many are desperately overrunning grocery stores while others are fleeing the city, causing havoc on all major freeways.
- Evet. - Bir araba görmüş ama arabanın içindeki kişi polis üniformasını görünce gözden kaybolmuş.
- She thinks she saw a car, which disappeared as soon as whoever it was driving it saw a uniform.
kişi 33
kısım 18
kışın 17
kişisel 39
kişilik 16
kişisel olarak 44
kişisel bir şey 18
kişisel bir şey değil 55
kişisel değil 34
bir kız 192
kısım 18
kışın 17
kişisel 39
kişilik 16
kişisel olarak 44
kişisel bir şey 18
kişisel bir şey değil 55
kişisel değil 34
bir kız 192
bir kızım var 22
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kere 190
bir katil 56
bir kitap 34
bir kız var 17
bir kere daha 137
bir kahve 26
bir kez 117
bir kez olsun 43
bir kız mı 24
bir kere 190
bir katil 56
bir kitap 34
bir kız var 17
bir karar verdim 25
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kuş 32
bir kadın mı 37
bir kız vardı 25
bir kelime 22
bir kaza 50
bir kadın olarak 17
bir karar ver 16
bir kez daha 333
bir kadın 232
bir kuş 32
bir kadın mı 37
bir kız vardı 25
bir kelime 22
bir kaza 50
bir kadın olarak 17