Bizimle перевод на английский
32,898 параллельный перевод
Siz de ifade vermek için bizimle geleceksiniz.
You'll be... coming with us to make your statement.
Elbette bizimle başlayacaklardı.
Of course they're gonna start with us.
Belki Neil'de bizimle orada buluşacak olabilir.
Well, Shawn has to do hers, too. And actually, Neil might meet us, maybe. And actually, Neil might meet us, maybe.
Ben de tam seninle kız arkadaşını, bizimle beraber bir şeyler içmeye davet ediyordum.
I was... I was just inviting you and your girl to join us for a drink.
Suç ortağı bu, bizimle oynuyor.
It's the accomplice. Taunting us.
El işi seven bir psikopat bizimle oynarken, öylece durmayacağım. Beni dinle.
And I'm not gonna wait around while some craft-loving psychopath toys with us!
Bizimle oynuyor.
It's the accomplice, taunting us.
Gel ve bizimle konuş.
Come speak to us.
Ama Roanoke'nin bizimle ne işi olur.
But Roanoke has nothing to do with us.
Flora bizimle güvende olduğu zaman, Müşterilerim tasını tarağını... toplayıp gidecek!
As soon as Flora is safe with us, my clients will be gone!
Arkadaşım Dell burada bizimle buluşacaktı.
My friend, Dell, is meeting us here.
- Bizimle geliyorsun.
- You're coming with us.
Harry'in bizimle çalıştığını anladıysalar öldürmüş olabilirler, ve hiç düşünmeden Scott'ı ya da kız kardeşini de öldürürler.
And Scott. If the locals sliced up Harry for dealing with us, they won't think twice about Scott... or your sister.
Anne, bizimle sığınaklara gel.
Mom, come with us to the shelters.
Motorla gitmiyorsun ve bizimle sığınağa gelmiyorsun.
But you're not getting in the motor home, and you're not getting in the shelter with us.
- Bizimle gelirsin.
- You can travel with us.
Kharrus, sen bizimle savaştın.
You fought with us?
Bay Ritter, bizimle konuştuğunuz için teşekkür ederiz.
So, thanks for sitting with us, Mr. Ritter.
Bizimle bu ava çıkmak ister misin?
- Keep it. Do you want to join the scavenger hunt with us?
Bu durumu çözene kadar o da bizimle kalacak.
Until we can sort this out, she stays with us.
Ortaya çıkıp bizimle konuşsana.
What have you found out?
Bizimle konuşmayacaktı.
So why don't we take her in?
- Oğlunu bir yıldır görmüyordu. - Anne, bizimle oyna!
He hadn't seen his son for over a year.
Şimdi, bizimle burada kilitli kaldın moron.
You idiot, now you're trapped here with us.
Keaton'un avukatı Jake Gregorian bu gece bizimle birlikte.
We have Keaton's attorney, Jake Gregorian, with us tonight.
Bizimle oynuyor.
He's playing us.
Silindiklerinde bir daha bizimle bağlantı kuramaması lazım.
Once they're gone, the link shouldn't be able to find us.
Eğer yazılım protokollerini ayarlarsam 20'ye çıkarabilirim ama bizimle ana kamp arasındaki arazide sallantılı bir yolculuk olacak.
If I adjust the software protocols I can push that to twenty, but with the terrain between us and base camp, it's gonna be a rocky ride.
Ben, hey, bizimle misin?
Ben, hey, are you with us?
Anlaşıldı MARC. Teşekkürler. Bizimle birlikte dayandığın için teşekkürler.
Copy that, Mod, thanks for that thanks for hanging in there with us.
Konuş bizimle Marta. Ne görüyorsun?
Talk to us Marta, what do you see?
ABD ve AB bizimle kaldığı sürece Çin ilerideki zafer fırsatını hayatta kaçırmaz.
As long as the U.S. and E.U. stay on board, no way China risks missing out on the glory down the road.
- Bizimle oynaşmaya yanaşacak gibi.
He's interested in playing with us.
Kendi başına, bizimle bu konuyu tartışmadan mı karar veriyorsun?
Oh, just on your own, without any further discussion?
- Senin de bizimle spaya gelmen gerek.
Dude, you got to come with us to the spa.
Gelip bizimle otursana!
Why don't you come sit with us?
Hemen şimdi bizimle gelmezsen Shawn'a bildirmek zorunda kalacağız.
Look, if you don't come with us, we're gonna have to turn this matter over to Shawn.
Onlar bizimle.
They're with us.
Artık bizimle beraber.
He's with us now.
Bizimle gelmelisin.
You should come with us.
80'lerin sonuna, 90'ların başına doğru ise Bill Clinton gibi kişiler bizimle bu konuda boy ölçüşmeleri gerektiğini anlamaya başladılar.
And by the late'80s, early'90s, people like Bill Clinton had begun to figure out they had to be able to match us.
Ve bunlar da bizimle geliyor.
And these are coming with us.
- Durumu size anlatayım. - Danny, cidden bizimle gelmelisin.
All right, I'm bringing it down just so you know.
Bizimle irtibatta kal.
Stay in contact with us.
Glen Donavon bizimle olan hesabını iptal etti.
You know Glen Donavon is canceling his account with us.
Küçük arkadaşının bizimle beraber gelmesine izin vermelisin. Tamam mı?
You need to let your little friend come with us.
Sarah artık bizimle.
Sarah's with us now.
O bizimle.
She's with us.
Angela hakkında bizimle konuşmalısın.
You have to talk to us about Angela.
Bu adam gerçekten de bizimle konuşmak istemiyor.
[Nina] This looks like a man who really does not want to talk to us.
Waingrow bizimle oynuyor.
Waingrow's toying with us.
bizimle kal 47
bizimle misin 23
bizimle mi 20
bizimle geliyor musun 35
bizimle gelmelisin 16
bizimle gel 193
bizimle gelmek ister misin 26
bizimle birlikte 17
bizimle geliyorsun 73
bizimle gelmiyor musun 19
bizimle misin 23
bizimle mi 20
bizimle geliyor musun 35
bizimle gelmelisin 16
bizimle gel 193
bizimle gelmek ister misin 26
bizimle birlikte 17
bizimle geliyorsun 73
bizimle gelmiyor musun 19
bizimle gelin 64
bizimle geliyor 19
bizimle kalın 16
bizim 255
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimki 17
bizim gibi 50
bizim değil 34
bizim de 22
bizimle geliyor 19
bizimle kalın 16
bizim 255
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimki 17
bizim gibi 50
bizim değil 34
bizim de 22