Bu boş перевод на английский
3,334 параллельный перевод
Bu boş.
It's blank.
Bu boş bir batıl inanç!
Don't be daft! It's silly superstition!
Ve meraklılarının bilgilerini bu boş kartlara koyacağız.
[Ed] And the geeks put all that information onto blank cards.
Sana bu boş ceza defterini hediye ediyorum.
Here, let me gift you these blank tickets
Bu boş sanırım. Dondurmaya hazır.
That one's free- - and it's refrigerated.
"... bu boş kuyudan yukarı çekmeyi istemelerini.
"from those blank caverns of namelessness we encase."
Bu boş.
It is empty.
Yalancı, bu boş!
Pseudo... This is blank!
Muhtemelen bu boş kancalardan geldi.
Probably came from these empty hooks.
Genellikle kadınların reçeteyle kullandığı kendini kaybetmiş kadınların sinirsel yorgunluğu, duygusal çöküşü ve başıboş rahimleri için. Bu tür...
Looks like a nerve powder, usually prescribed for women of course, the hysterical sex, for nervous exhaustion, emotional collapse, wandering wombs...
- Bu disk bölümü boş.
- The partition's empty.
Bu iş burada bitmedi, boş boğaz!
This ain't over, loud mouth!
Bütün bu genç erkekler sadece tarafından boş boş duracağım olduğunu düşünüyor musunuz?
Do you think all these young men are just gonna stand idly by?
Bu civarda birçok boş ahır görüyorum.
I see a lot of empty stalls around here.
Bu yüzden mi o korkunç televizyon şovu için ona boş umutlar veriyorsun?
That's why you're giving him false hope for his awful teleplay.
Olay şu ki, kırsal bölgede sahibi uzaklarda olan boş bir ev olduğunu söylemiş olabilirim. Bu yüzden gerçekten gelip buranın amına koyacaklar.
See, the thing is, I might have said that there's an empty house in the middle of the countryside and the owners are away, so they're really gonna come and fuck this place up.
Bu günlerde soylular milletin artığı için birbirleriyle mücadele ediyorlar hepsi boş bir zafer için!
Since those days, nobles have fought each other for scraps of the nation, all in the name of restoring Han glory!
Merhaba, bu koltuk boş mu?
Hey, is this seat taken?
Bu tehditlerin boş olmadığını anladığımda tek çıkış yolu, onu kazandığına inandırmaktı.
Once I realized his threats weren't empty, the only way out was to make him believe he'd already won.
Bu masada boş sandalye kalmadı. Üzgünüm.
There are no extra seats at this table.
Pekala, bu da demek oluyor ki 2 saat boş vaktim var.
All right, then that means I've got two hours free.
Ivy seni bu durumdan korumak istiyorum. Ama biliyorsun ki, günü boş geçersen boşluğu Cartwright'la doldurmak zorunda kalırım.
Look, Ivy...
Bu... Gerçekten boş şeyler.
It's... it's really loose.
Adamım, bu baba sorunlarını kendi boş zamanında halletmelisin.
Man, you need to work out your daddy issues on your own time.
hayır.. Charlie'nin boş ofisine taşınmaman ona olan saygından değil aldığın terfiyi hak etmediğini düşündüğünden. bu terfiyi sonunda kadar hakediyorsun, bunun için savaş veriyorsun... diğer mahkumlarla konuşmalısın benimle değil.
Not, you not moving into Charlie's empty office may be construed less as a show of respect and more as a sign that you don't feel like you deserve this promotion, and maybe you're struggling...
Madem ifade vermeye bu kadar hevesliydi, neden ofisin 50.000 dolarını onu bulmak için harcadın da ellerin boş olarak geri döndün?
If she's so willing to testify, why do you spend 50 grand of the bureau's money chasing her, only to come back empty-handed?
Bu kadar pahalı olmasının nedeni, kılların içinin boş olması ve bu sayede özgün bir ısıtma özelliği kazandırması.
Reason they're so expensive is because the hairs are hollow, giving them unique warming properties.
Bak, kendini boş yere paralama bu geleneksel eğitm sistemi devam ettikçe tam olarak istediğin "kavisi" alamazsın.
Listen, don't beat yourself up just because as far as traditional education goes, you might not exactly be ahead of the curve.
- Nash, Bu zor dünyada, İhtiyacımız olmayan tek şey Bubbave Britney Spray-Cheese için konuştuğunu iddia eden başka bir boş kafa.
- Nash, in this kicked-in-the-teeth world, what we don't need is another blustering bloat bag who claims to speak for Bubba and Britney Spray-Cheese.
Lloyd, ben sana öğretebilirim. Yüz farklı dayak yöntemi var, ama hapisteysen, adamı indirmek için boş anını denk getirmelisin. Evet aynen benim de dediğim bu.
Lloyd, I could teach you a hundred different fighting moves, but if you start something on the inside, you're gonna catch a beatdown.
Telefonum gün boyunca boş durmadı ve bu en sevdiğim sahne.
My phone's been blowing up all day, and this is my personal favorite shot...
Bu çakmak boş.
This lighter's empty.
Norveçlilerin boş zamanları değerlendirmede bu kadar iyi olduklarını bilmiyordum.
I didn't know you Norskies were so good at waste management.
Bu sira neden bos?
Why is that bench empty?
Millet boş bir ev bulsam diye göbek atar ama bu lavuk parti bile vermek istemiyor.
Of all the people to have a free house and he doesn't wanna have a party.
İkimiz de bu gece elimiz boş döndük.
We came up empty tonight, both of us.
Bu ev boş, gidelim.
The house is empty, let's go.
Bak, ayrıldığınız zaman, masada boş bir sandalye ile mahsur kalmak istemiyoruz, kendimizi bu pozisyona koymak istemiyoruz.
Look, when you guys break up, we're going to be stuck with an empty seat at the table, and we don't want to put ourselves in that position.
Bu arka sokağın tamamen boş olması lazım. Sophie geliyor şu an.
Okay, Sophie's pulling around now.
Bu mezrada boş evlerin çokluğu hep insanların çekip gitmesi yüzünden!
This place is full of unoccupied houses because the humans are getting kicked out.
Bu hafta boş gözükür abi.
There's nothing this week.
Bu defa sana anlatıyorum, çünkü bu defa, boş bir tehdit gibi görünmüyor.
Now, I'm telling you about this one because this one doesn't seem like an idle threat.
Şayet,... feragat anlaşmasının tamamiyle yasal olduğunu kanıtlayamazsanız bu davadan eliniz boş döneceksiniz.
Given that you've been unable to establish that the waiver is anything but perfectly legitimate, you are not left with much of a case. We disagree.
Bu koltuk boş yani artık.
So... I guess this seat is open.
- Basitçe bu bir ev sistemi, ve çoğu ev sistemi gibi, bir hırsızın evi boş iken ya da gecenin karanlığından yararlanarak soyacağı varsayımına göre dizayn edilmiş.
- Basically it's a domestic system, and like most domestic alarm systems, it's designed on the assumption that a theft would take place either when the place is empty or at night under cover of darkness.
Bu yerin ne zamandır boş olduğunu biliyor musun?
You know how long this place has been vacant?
Ama Michael bir Tietjens olarak büyüyor ve bu yüzden boş yere bir panik yaşanmış olabilir.
But Michael's growing up into a Tietjens, so it may have been a panic over nothing.
İçi boş fişekler, kargaşa caphanesi bu.
It's bean-bag rounds, riot ammo.
Boş bu.
There's nothing in here.
Yukarıda boş dairen dışında başka bir şey olmadığını biliyordun bu yüzden havaya bir el ateş ettin federal şerif uygulamalarına aykırı olduğunu bildiğin halde çünkü müziği bastıracak tek şeyin bu olduğunu düşündün.
You knew that there was nothing above you but your own empty apartment, so you fired a shot in the air, even though you knew it was against Marshals'policy because you thought it was the only thing they would hear above the music.
Çünkü göstermek söylemekten daha iyidir ve bu haftaki zaman çizelgem çok boş.
Because showing is better than telling, and my schedule is light this week.
boston 388
boş ver 1464
bos ver 33
bosco 29
boşver 1072
boswell 16
boş versene 237
boşaltın 53
boşalıyorum 17
boş ver gitsin 58
boş ver 1464
bos ver 33
bosco 29
boşver 1072
boswell 16
boş versene 237
boşaltın 53
boşalıyorum 17
boş ver gitsin 58
boş ver onu 81
boşanma 45
boşanmış 19
boşalt 24
boş verin 197
boşver gitsin 85
boşandım 33
boşver onu 83
boşversene 146
boşluk 39
boşanma 45
boşanmış 19
boşalt 24
boş verin 197
boşver gitsin 85
boşandım 33
boşver onu 83
boşversene 146
boşluk 39
boşuna 39
boşver onları 24
boşver şimdi 18
bosna 26
boşverin 99
boş ver onları 18
boşandık 26
boşanmak istiyorum 45
boş mu 28
boş laf 24
boşver onları 24
boşver şimdi 18
bosna 26
boşverin 99
boş ver onları 18
boşandık 26
boşanmak istiyorum 45
boş mu 28
boş laf 24